Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'hilafet' açıklaması! Ayasofya'yı gölgelemek için art niyetli
AK Parti teşkilatıyla videokonferans yöntemi ile bayramlaşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'hilafet çağrıları' ve Ali Erbaş'ın Atatürk'e lanet okuduğu' iddialırı için çok sert konuştu. İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başladı...
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tek görevi AK Parti’ye ve şahsıma husumet olan bu siyaset tarzının etkilediği her bireyi büyük ve güçlü Türkiye davasına kazandırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Söylenen her yalanı hakikatin gücüyle etkisiz hale getirecek, iftira ve fitne ateşini inşallah gönül seferberliğimiz ile söndüreceğiz. Ülkemize ve milletimize hiçbir faydası olmayan polemikler ile enerjimizi boşa harcatmayı, bizi mayınlı arazilere sokmayı amaçlayan tuzaklara da asla düşmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 il teşkilatı ile bayramlaşma programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki ve dünyadaki şartlar göz önüne alındığında Türkiye’de huzur ve güven içinde bir Kurban Bayramı’nın idrak edildiğini belirterek şöyle konuştu:
Sevincimizi gölgeleme çabası
“Milletimizin yüreğindeki 86 yıllık yara olan Ayasofya’nın 24 Temmuz Cuma günü fiilen ibadete açılması bayram sevincimizi daha da artırdı. Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını gölgelemek için başlatılan kimi tartışmaları art niyetli bulduğumu belirtmek istiyorum.
- AK Parti teşkilatları olarak ülkemizin her köşesinde kısaca ‘TAMAM’ diyerek ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına uygun şekilde bayramı yaşıyoruz. İnşallah bundan sonraki bayramlara millet olarak çok daha güzel bir iklimde, ümmet olarak sıkıntılarımızı çözmüş bir şekilde, insanlık olarak barışı ve dayanışmayı tesis ederek kavuşacağız.
- Bizim inancımız, kendimiz için ne istiyorsak diğer insanlar için de rabbimizden aynısını dilemeyi gerektirir. Hep birlikte hayatımız boyunca bu mücadeleyi verdik. Milletimizden bu mücadele için destek istedik. Partimizin 18 yıllık iktidarının her anı bu mücadele ile geçti.
- İçeride vesayete ve darbecilere, dışarıda adaletsiz küresel düzene karşı itirazlarımızı da, kavgamızı da bu gaye ile yürüttük. Şayet bugün Türkiye kendi vatandaşlarının gurur duyduğu bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların hakkını arayanların umudu olan bir ülke haline dönüşmüş ise bu sayededir.
- Attığımız her adımda, başlattığımız her süreçte, yaptığımız her müdahalede bu hasbi niyetle hareket ettiğimiz için hep hüsnü kabul gördük. AK Parti’yi var eden de, bugüne kadar ayakta tutan da, inşallah bundan sonra yaşatacak olan da milletimize ve insanlığa bu hasbi mücadeleyi sürdüreceğini göstermesidir.
- Ne zaman partilerden bir parti haline dönüşür, kişisel hesaplarımızı davamızın önüne çıkartırsak işte o gün misyonumuzu kaybettik demektir. Ne zaman arkamızdaki dua ordusunun amin nidaları kesilmeye başlarsa işte o gün gittiğimiz yolu ve kendimizi sorgulamamız gereken vakitteyiz demektir. Ne zaman mazlumların ve mağdurların yönünün bize değil de başkalarına döndüğünü görürsek işte o gün gerçekten hüsrandayız demektir. Rabbim bizleri böyle bir akıbetten muhafaza eylesin.
Gönül kazanmak yerine dışlayan AK Partili olamaz
- Davamızı ayakta tutma ve sürekli ileriye taşıma konusunda AK Parti’nin illerimizdeki en üst temsilcileri olan sizlere çok büyük sorumluluk düşüyor. AK Parti teşkilatlarının her kademedeki temsilcileri sıfatıyla sizleri şu bayram gününde bu halinizle görmek bana ayrı bir heyecan veriyor. Her bir arkadaşımın gece gündüz uyku tutmaması gerekiyor. Kendini milletin üstünde gören, gönül kazanmak yerine gönül yıkan, toparlamak yerine dışlayan kişiden AK Parti teşkilat mensubu olamaz.
- Şehrinde gönül kapısını çalmadığı, davasını anlatmadığı, desteğini almadığı veya kalbini yumuşatmadığı tek bir kişi dahi kalmış olan teşkilat mensubumuz kendini vazifesini hakkıyla yerine getirmiş sayamaz. Buna dikkat edeceğiz. Dostlarımızı artıracağız, düşmanlarımıza karşı da onları da azaltacağız. AK Parti’nin varlık sebebi de bizlerin bu görevlerde bulunma sebebi de insanların ümitlerini bize bağlama sebepleri de aynıdır.
- Milletimin gönlünü kazanamamış desteğini elde edememiş isek yaptığımız diğer işlerin ne önemi olabilir ki. Bir siyasi partinin söylemi, projeleri ne kadar güzel olursa olsun eğer bunları hayata geçirmek için iktidarda değil ise hepsi de kağıt üzerinde kalır. Elbette zaferle değil seferle mükellefiz ama unutmayın biz aynı zamanda kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra iktidara gelmiş bir partiyiz. Biz seferimizi zaferle de taçlandırma imkanı bulduk. O günden beri de hep iktidarda kalmayı sürdürdük.
- Demokraside ve ekonomide zaferlerimizin üzerine sürekli yenilerini ekleyerek bugünlere geldik. En büyük zaferimizde girdiğimiz her seçimde milletimizin çoğunluğunun gönlünü fethetme, desteğini alma başarısını göstermiş olmamız. Diğer icraatlarımızın hepsini de bu başarı üzerine bina ettik. Milletimiz bizim sadece konuşan değil, söylediğini taahhüt ettiğini yerine getiren bir parti olduğumuzu bildiği için yanımızda duruyor.
MHP ile kurulan Cumhur İttifakı
Son dönemde Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte kurdukları Cumhur İttifakı’nın başarısının gerisinde de bu anlayışın var olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı, konuşmasını şöyle tamamladı:
- Milletimize bu güveni vermeyen partiler ise 18 yıldır ne yaparlarsa yapsınlar belirli seviyelerin üzerine çıkamadılar. Ülkemizin ve halkımızın geleceği ile ilgili kritik tartışmalara bakın, hepsinde de biz milletimizin safında yer aldık.
- Karşımızdakiler sırf bize olan husumetleri sebebiyle sürekli bir yerden bir yere savrulup durdular. Niye? Çünkü nirengi noktaları yok. Öyle olduğu için de dün söylediklerinin bugün tersini ifade etmekte hiçbir beyiz görmüyorlar. Tek görevi AK Parti’ye ve şahsıma husumet olan bu siyaset tarzının etkilediği her bireyi büyük ve güçlü Türkiye davasına kazandırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor.
- Söylenen her yalanı hakikatin gücüyle etkisiz hale getirecek, iftira ve fitne ateşini inşallah gönül seferberliğimiz ile söndüreceğiz. Ülkemize ve milletimize hiçbir faydası olmayan polemikler ile enerjimizi boşa harcatmayı, bizi mayınlı arazilere sokmayı amaçlayan tuzaklara da asla düşmeyeceğiz.
- Teşkilatlarımızın tüm kademeleri milletvekillerimiz ile belediye başkanlarımız ile partimize gönül vermiş kardeşlerimizin her biri ile birlikte bu kutlu mücadelenin şehrinizdeki sancaktarlığını sizler yürüteceksiniz. Unutmayınız, sancak ayakta kaldığı müddetçe mücadele sürüyor demektir. Siz en önde ve en güçlü şekilde yürüyeceksiniz ki partimize gönül vermiş kardeşlerimiz arkanızdan gelsin.
- Genel merkezimiz, teşkilat başkanlığı ile ve diğer birimleri ile bu mücadelenin lokomotifi olarak daima sizlerin yanında yer alacaktır. Biz de Cumhurbaşkanı olarak devleti yönetirken AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla da siyasi çalışmalarımızı eksiksiz yürütüyoruz. Hükümetteki gücümüzün kaynağının milletimizden aldığımız destek olduğunun bilinciyle parti çalışmalarını asla ihmal etmiyoruz.
- AK Parti bayrağını hep daha yukarıya dikmek için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz. İnşallah salgın sürecinin el verdiği ölçüde ilçe kongrelerimize en kısa sürede yeniden başlamayı, ardından ilçe kongrelerimizi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Büyük kongremizi ise yeni bir şahlanış yeni bir diriliş yeni bir yükseliş miladı haline dönüştürmek istiyoruz. Tüm bu hususlarda en büyük güven ve destek kaynağımız siz teşkilat mensuplarımızsınız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."