Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya'nın Hamburg kentinde düzenlenen G-20 zirvesi sonrası gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Zirvesi'nin kapanışında yaptığı konuşmada dünyanın önemli ekonomilerine sahip ülkeleri bir araya getiren zirvenin en önemli gündem maddesinin terörle mücadele olduğunu söylerken ''Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan, uluslararası işbirliği ve dayanışmayı sağlamadan bu konuda mesafe kat edemeyeceğimizin altını çizdik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'nın Hamburg kentinde düzenlenen G20 sonrası bir değerlendirme konuşması yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
G20 zirvesinde kapsamlı çalışmalar yaptık. Zirvenin en önemli konusu terörle mücadeleydi. Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptık.
Küreselleşen terör tehdidiyle mücadelenin terör örgütleri karşısında ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesinden geçtiğini vurguladık. Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan, uluslararası işbirliği ve dayanışmayı sağlamadan bu konuda mesafe katedemeyeceğimizin altını çizdik.
"FETÖ'CÜLER AVRUPA'YI GÜVENLİ LİMAN OLARAK GÖRÜYORLAR"
Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun, özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim.
"TERÖRİSTLERİN SİLAHLANDIRILMASINA TEPKİSİZ KALMAYACAĞIZ"
Sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması, bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacağız.
"HAKKIMIZI KULLANMAKTA TEREDDÜT GÖSTERMEYİZ"
Ülke güvenliğimizi tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz.
Terör örgütlerine verilen silahları topraklarımızda yapılan eylemlerde ele geçiriyor olmamız, sorunun şimdiden mevcut sınırlarının dışına taşmaya başladığına işaret etmektedir.
Dün bölgede dağıtılan ve bugün namlusu bize yöneltilen silahların yarın dünyanın başka yerindeki eylemlerde kullanılmayacağının garantisi yoktur.
Dilerim bu toplantı, terörün, dini, dili ve ırkı olmaksızın hepimizi hedef aldığının kabul edilmesi bakımından bir kırılma noktası olur. Yine ümit ederim ki yeni acılar yaşanmadan terörü ve terörizmin finansmanını engellemede başarıya ulaşabiliriz.
GEREKLİ CEVABI VERECEĞİZ
Ülke güvenliğimizi tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Kuzey Suriye'de bir sözde bir Kürt devletine müsaade etmeyiz. PYD tehdidine müsaade etmeyiz. Afrin bizim için tehdittir, gerekli cevabı vereceğiz" dedi.
"AÇIK KAPI POLİTİKASINI SÜRDÜRECEĞİZ"
Mülteciler için açık kapı politikasını sürdüreceğiz. AB, bize (söz verilen 3 milyar euro'dan) sadece 800 milyon euro verdi. Mülteciler konusunda yükümüz paylaşılmalı. AB bize verdiği sözleri tutmadı.
"KATAR'IN EGEMENLİĞİNE SAYGI DUYULMALIDIR"
Katar'a yönelik ithamları haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Dünyadaki her ülke gibi Katar'ın da egemenliğine saygı duyulmalıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kardeş kavgasının kazananı olmaz.
Körfez'deki bütün kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve istikrarı, en az kendimizinki kadar önemlidir. Bunu tehlikeye atacak adımlardan imtina edilmelidir. Bu konuda, bölgenin büyüğü olarak gördüğümüz Suudi Arabistan başta olmak üzere tüm ülkelerin en kısa sürede makul bir çözüm üzerinde anlaşmalarını arzu ediyoruz. Kışkırtmalara asla prim verilmemesini istiyoruz.
"KIBRIS İÇİN B VE C PLANLARI"
Türkiye, sorunun çözümüne farklı parametrelerle katkı sağlama çabalarını yine sürdürecektir. Aynı tutumu ilgili tüm taraflardan bekliyoruz. Olmadığı takdirde şüphesiz ki B planı, C planı, bunlar da düşünülmeye başlanacaktır. Elbette bu konuda gereken değerlendirmeleri yapacak, sonucu kamuoyu ve muhataplarımızla paylaşacağız.
KILIÇDAROĞLU'NUN YÜRÜYÜŞÜ
Şu anda Türkiye'de, işte neredeyse 20 günü aştı, anamuhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir adalet yürüyüşü var. Devam ediyor. Halbuki sözde adalet yürüyüşünü yapanlar partilerinin içinde genel başkanlığa aday olanlara adaylık hakkı vermiyorlar. Bu tür gariplikleri yaşıyoruz fakat bunların hepsini aşacağız.
BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU
Bizim siyasetimiz kavmiyetçilik üzerine değildir, ırkçılık üzerine hiç değildir. Bizim muhatabımız her zaman insandır. Eğer bizim sınırlarımızda bizi tehdit eden bazı oluşumlar olursa biz bu oluşumlara karşı haddini bildiririz. Eğer Kuzey Suriye'de sözde bir Kürt devleti kurma gayreti olursa biz buna müsaade etmeyiz.
Referandum konusuna ben Irak'ın bütünlüğü açısından doğru bakmıyorum ve bu Irak'ın yarınları açısından sıkıntı verici bir adımdır. Bunun Sayın dostum Barzani'ye haberini Dışişleri Bakanlığı olarak da verdik. Dedik ki 'Bu yanlış bir yoldur. Bundan vazgeçin ve yarın bunun bedelini ödemek de sizin için zor olacaktır.' Şu anda doğrusu hangi konumda olduklarını hala bilmiyorum. Temenni ederim ki referandum yapılmadan vazgeçerler. Ama bundaki direnmeleri onlara ben kaybettirir diye düşünüyorum. Çünkü bizim için Irak'ın birliği, beraberliği, bütünlüğü çok çok önemlidir.