Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. ABD Başkanı Donald Trump'ın müzakere teklifini değerlendiren Erdoğan, teröristlerle müzakerenin mümkün olmadığını söyledi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'nda şu ana kadar 611 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi. Güvenli Bölge konusunda Türkiye'nin ısrarına bir kez daha vurgu yapan Erdoğan, operasyonda belirlenen takvimin önünden gidildiğini belirtirken, siviller konusunda hassas davranıldığını kaydetti.
Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Konuşmasının büyük bölümünü Barış Pınarı Harekatı'na ayıran Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğünü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de görüşerek operasyon hakkında bilgi vereceğini söyledi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları:
"Barış Pınarı Harekatı'nın amacı belli. Sınırlarımızı her türlü terör unsurlarından temizlemek. Mültecilerin güvenli biçime evlerine dönmesini sağlamaktır. Bu harekatın bölgedeki demografik yapıyı bozacağı iddiası veya Kürtler'i hedef aldığı, sivilleri hedef aldığı, DEAŞ'la mücadeleyi zayıflattığı, insani krize istikrarsızlığa neden olacak iddiaları terör örgütünü korumak için uydurulan yalanlardır.
Harekattan son sayılar
611 terörist etkisiz hale getirildi. Bunların 556'sı yaralı, 26'sı yaralı, 29'u teslim oldu. Maalesef bizimde kayıplarımız var. 20 sivil 4 asker şehidimiz var. 159 sivil yaralımız, 47 asker yaralımız var. Suriye milli ordusu 32 şehit verdi ve 123 de yaralısı var.
7'inci günde 820 roket ve havan atışı yapıldı. Şu ana kadar 970 metrekarelik bir alan terörden arındırılmış durumda. 32 kilometre derinliğe inilmiş vaziyette. Nihai hedef 440 kilometre boyunca da Irak sınırına kadar harekatın devam etmesi hedefleniyor.
"Bitirme tarihi için süre vermek doğru olmaz"
Bizim burada güvenli bölge önceliğimiz değişmeyecek. Barış Pınarı Harekatı, planlanandan hızlı ilerliyor. Takvimden önde gibi gözküyor ama bitirme tarihi için şimdiden süre vermek doğru olmaz. Çünkü bizim buraa büyük bir sivil hassasiyetimiz var. Batı ülkeleri her ne kadar görmezden gelse de sivil hassasiyetimiz devam ediyor.
"ABD hem çekiliyor hem de bize girmeyin diyor"
Münbiç biliyorsunuz Amerikalıların daha önce bize “90 gün içerisinde tamamen boşaltıp teslim edeceğiz” dedikleri yerdi. Şu anda ise rejimin Münbiç'e çok ciddi bir baskısı var. Ama terör örgütü içeride. Onları boşaltarak değil. Boşaltıp da oraya girmiş olsa bizim de diyecek lafımız yok, 'burayı gerçek sahiplerine teslim ettiler' diyebiliriz. Ama böyle bir şey yok. Yine YPG orada. O zaman ne farkı var bu işin. Sadece etiket değişiyor.
Dün sayın Trump'a ifade ettiğim gibi bizim Kobani veyahut başka bir yere saldırmak, Kürtleri ve sivilleri hedef almak gibi bir hedefimiz yok. Buraları güven altına almayı hedefliyoruz. Çalışmalarımızı da bu çerçevede yürütüyoruz. Tabi burada da bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. ABD hem buralardan çekiliyor hem de bize “buralara girmeyin” diyor.
Tabi bizim harekatımız inanıyorum ki Suriye'de siyasi çözüm sürecine de çok ciddi katkılar verecektir. Temennim odur ki yarın yapılacak olan görüşmeler bizler için hayra alamet olur.
"Münbiç önemli değil ama..."
Münbiç'e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil. Niye? Sonunda bunların kendi topraklarıdır. Ama burada terör örgütlerinin kalmaması benim için önemli. Yani bizim onlara söylediğimiz “Burada YPG/PYD kalacak mı kalmayacak mı?” Sayın Putin'e de ben bunu söyledim. Eğer terör örgütlerinden Münbiç'i temizliyorsanız, buyurun buranın bütün lojistiğini siz sağlayın veya rejim sağlasın. Ama yok bunu böyle yapmayacaksınız, oradaki aşiretler bize 'gelin bizi kurtarın' diyor. Çünkü Münbiç'in tamamına yakını yüzde 85-90’ı Arapların. Kürtlerin değil. Fakat şu ana kadar böyle bir şeyin cevabını ne Sayın Putin'den aldık ne de rejimden bize böyle bir şey ulaştı.
"Müzakere teklifi kabul edilemez"
ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmede DEAŞ'lıların durumu gündeme geldi. ABD tarafı müzakere teklifini yeniledi. Gelin beraber masaya oturalım teklifinde bulundu. Bu teklifi kesinlikle kabul etmek mümkün değil.
Kobani güvenli bölge planlarımızın içinde miydi?
Tabi. Çünkü geçmiş itibarıyla stratejik bir önemi var. Oradan vurdular bizi.
"Bunlar ticareti de bilmiyor"
Yaptırımlar konusunda endişemiz yok. Türkiye kendi kendisine yeten bir ülke. Biz Çanakkale'de bir tas çorbaya talim etmiş milletiz. Göreve geldiğimizde savunma sanayisinde yüzde 20 kendisine yeten bir ülke vardı. Bugün yüzde 70 oranında savunma sanayisiyle ilgili ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Petriot vermediler ne oldu S-400 satın aldık. Teslimatı yapılı, kasım ya da aralık ayında da yeni paket elimize ulaşacak. İstediğimiz bir şeyi istediğimiz yerden buluruz. Bunlar ticareti de bilmiyor. Türkiye gibi bir ülke var ama siz satış yapmıyorsunuz.
"Siz DEAŞ ile masaya oturur musunuz?"
Şu an için böyle bir şey söz konusu değil. Müzakere görüşmesi kabul edilemez. Sayın Trump'a önce ateşkes ilan edip daha sonra diğer konuları görüşelim olmaz. Bir defa müzakere adabına terstir. Aracılık teklifiyle ilgili "Siz DEAŞ ile masaya oturur musunuz?" diye sordum.
"Yaptırımlar kabul edilebilir değil"
Yaptırımlar konusunda bakanlar için alınan kararlar kabul edilir değil. Biz teröristlere karşı mücadelemizi Adana Mutabakatı'na dayanarak yapıyoruz. Adana Mutabakatı bize bu hakkı sonuna kadar veriyor.
Trump'ın tweetleri ve gelecek heyet
Sayın Trump'ın şu ana kadar yaptığı Twitter açıklamalarına baktığımızda artık bu tweetleri takip edemez konuma geldik. İzleyemiyoruz. Dün akşamki konuşmayla çok daha farklı bir durum var. Çünkü ısrarla arabuluculuk, ısrarla ateşkes... Artık dayanamadım, “gönder bir heyet, biz bu heyetle bunları konuşalım. Ama asla biz bir terör örgütüyle masaya oturmayız. Ateşkesi biz bir terör örgütüyle konuşmayız” dedim.
Avrupa'nın tutumu
Bunlar zaten bizi hep şaşırtıyorlar. Ne dedikleri belli değil. Akşam başka sabah başka. Akıl hocaları kimdir anlamadım. Aralarında değerlendirmeleri doğru dürüst yapmıyorlar. Şu anda biz AB’de yeni heyet henüz iş başı yapmış değil. Önümüzdeki ay itibarıyla devir teslimleri olacak. Tabi işbaşı yaptığı zaman nasıl çalışacak bilmek lazım. Liderler tarafından bakıldığı zaman şu anda Merkel; durumu koalisyon, ondan dolayı topu oraya atıyor. Koalisyon ortağı dışişleri bakanı parlamentoda bir açıklama yapıyor. Söyleyince ne yapıyor? Ama dananın kuyruğu da ikisinin elinde. AB güçlü olması ülkesi olması hasebiyle.
Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile görüşmemiz oldu. Ne de olsa Çankırılı. Trump’a da dün “Zaman zaman medyaya çok kızıyorsun. Şu anda onların tesiri, baskısı altındasınız. Buna aldırmayın siz güçlü lidersiniz. Güçlü liderlere bu yakışmaz” dedim.
DEAŞ'lı tutukluların durumu
Güvenli Bölge olarak kurgulanan bölgede DEAŞ'lılar bulunduğu kampları çok sağlıksız koşulları var. Sayı net değil. Buradakilerin yargılanmasını gerekiyorsa kendimiz yaparız. Yabancı savaşçıları kendi ülkelerine göndeririz. Tutuşacaklar. Fransa diyecek “göndermeyin”, Almanya diyecek “göndermeyin”. Ondan sonra cezaevlerinde kuracağımız mahkemelerde bunları yargılamaya geçeceğiz.
Bu sınırdakilerin dışındakilerini ABD düşünsün. Bu konuda tek sorumlu biz değiliz."