Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce İl Kongresi'nde konuştu. "Bu bozgunculuk merakının sebebi nedir?" diye Abdullah Gül'e KHK tepkisini sürdüren Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu ise topa tuttu...
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce İl Kongresi öncesinde hem Abdullah Gül'ü hem de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert bir dille eleştirdi. Abdullah Gül'ün KHK çıkışına tepkisini sürdüren Erdoğan, "Bu bozgunculuk merakının sebebi nedir?" diye sordu. Erdoğan Kılıçdaroğlu'na ise ağır sözlerle yüklendi.
ABDULLAH GÜL'E NE DEDİ?: Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri, solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hız, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir? Türkiye'nin yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiği şu dönemde bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir.
KILIÇDAROĞLU'NA NE DEDİ?: Her defasında foyasını ortaya çıkardığımız halde, bu zat bir gün dahi utanmadı, hiçbir şey olmamış gibi yalanın dahi daha büyüğüne, iftiranın daha kirlisine sarılmaya devam etti ve çok da pişkin. Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Mahkemelerde önlerine konan tüm delillere, resimlere, şahit ifadelerine rağmen, ısrarla ne diyorlar, 'Yapmadık, etmedik, görmedim, duymadım.' Bu FETÖ'cülerin riyakarlığıyla, bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
- Ne dedik, durmak yok yola devam. Düzce bu yolculukta her zaman yanımızda oldu, bizi hiç yalnız bırakmadı. Bizler de aynı şekilde Düzce'nin yanında olduk, hiçbir zaman Düzce'yi yalnız bırakmadık.
- Yatırımların toplam tutarı 9 katrilyon. Bununla iş bitmedi, bu yatırımlar devam edecek. Bizler bir deprem bölgesi olan Düzcemizi aynı şekilde yalnız koymadık.
- Hasımlar bizi hazmedemiyor, onun için tek silahları var iftira. İftira ile bir yere gidilmez, dürüstlükle bir yere gidilir. Bizi bölmek parçalamak isteyenler şunu bilecekler; Bizim Rabiamız var.
- 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 74 ile şahsıma teveccüh gösterdiniz. 16 Nisan'da ile yüzde 71 ile 'evet' dediniz. Rabbim yol arkadaşlığımızı daim eylesin. Düzce teşkilatımızda görev alan tüm kardeşlerime emekleri, gayretleri için şükranlarımı sunuyorum.
- Düzce Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın izinden gidiyor. Yeni yapılan derslik sayısı 1810'a yükselmiş. 300 yataklı hastanemiz de hizmete girmiş. Deprem kuşağında bulunan Düzce için sağlıklı yapılaşma çok önemli. 15 yılda 9 milyar liralık, yani 9 katrilyonluk yatırımla Düzce'yi Bolu Dağı ile Sakarya Irmağı arasına sıkışmış şehir olmaktan çıkartıp başlı başına bir marka haline getirdik.
ÖNÜMÜZDE AŞMAMIZ GEREKEN BİR İMTİHAN VAR
- Önümüzde aşmamız gereken yeni bir imtihan daha bulunuyor. Bu, 2019 seçimleridir. Tam bir seferberlik ruhu ile 2019'a hazırlanmak zorundayız. Kongrelerimizi ben bu şahlanışın bir işaret fişeği olarak görüyorum. Bugün Düzce'de bunu görüyorum. Siyasi hayatımda ben bu tür kongreler yaşamadım ama şimdi yaşıyorum.
BERABER OLDUĞUMUZ ARKADAŞLARIMIZ BİZİ ÜZDÜ
- 16 Nisan'da ne oldu gördünüz. Birileri 'hayır' kampanyası sürdürdü. Beraber olduğumuz arkadaşların olması bizi üzdü. Hiç önemli değil. Kişi sevdikleri ile beraber haşrolacaktır. Siyaset boşluk kabul etmez.
- Birileri gider bizi binbir yalanla başka türlü anlatır. Birileri gider, Bolu Dağı Tüneli'ni patateslerle doldurmaya, doğalgazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık. Bolu Dağı'nın nasıl geçileceğini gösterdik. Şimdiden çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak, bu şekilde çalışmalara başlayacağız.
EN İYİ SAVUNMA TAARRUZDUR
- Ülkemiz büyüdükçe yakın tarihimizin puslu hadiselerini tartışabileceğimize inanıyorum.
- Şunu unutmayın; Türkiye büyüdükçe, maruz kaldığımız tehditlerin çapı da büyüyor. Eskilerin dediği gibi, büyük başın derdi büyük olurmuş. Biz zillete asla rıza göstermeyiz. Biz beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz haksızlık karşısında sessiz kalamayız. Tehditler ne kadar büyük olursa olsun mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
- En güçlü çıkış ve askeriyede de bunu hep öğretirler, en iyi savunma taarruzdur. Biz de bunu yapıyoruz. Ülkemize yönelik tehditlerin büyüklüğüne bakınca biz de diyoruz ki ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar. İnançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandık. Partimizi kurup ilk seçimde 16 ayda iktidara geldik. Aynı tarihlerde benzer şartlara sahip olduğumuz ülkelere bakmak lazım. Bizim 3 kat büyüdüğümüz dönemde onlar ancak yüzde 20-30 seviyesinde büyüme gösterdiler.
KILIÇDAROĞLU'NU BOMBALADI...
- Oturduğu koltuğa gelişi dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz ve milletimiz aleyhine olan her işin, her ihanetin arkasından çıkması tesadüf olamaz. Sanıyorum, kendisini birileri bu iş için özel olarak görevlendiriyor.
- CHP'nin başındaki zat, o koltuğa oturduğundan beri hep aynı yalanları söylüyor, aynı iftiraları tekrarlıyor ama her seferinde 'Bu defa iktidar olacağız' diyor. Hep aynı şeyi yapıp, farklı farklı çıkmasının ne anlama geldiğini bilenler bilir. Fakat azim başka şeydir, akıl tutulması başka şeydir.
- Her defasında foyasını ortaya çıkardığımız halde, bu zat bir gün dahi utanmadı, hiçbir şey olmamış gibi yalanın dahi daha büyüğüne, iftiranın daha kirlisine sarılmaya devam etti ve çok da pişkin. Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Mahkemelerde önlerine konan tüm delillere, resimlere, şahit ifadelerine rağmen, ısrarla ne diyorlar, 'Yapmadık, etmedik, görmedim, duymadım.' Bu FETÖ'cülerin riyakarlığıyla, bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır.
- Açık söylüyorum, net söylüyorum; 15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı bizlerle beraber, MHP'li kardeşlerimizle beraber, o FETÖ'cülere karşı yürümediler. Biz birlik olduk, beraber olduk yürüdük ama Bay Kemal'in takımı ortalıkta yoktu.
ABDULLAH GÜL'E TEPKİSİ DİNMİYOR
- Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri, solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hız, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir? Türkiye'nin yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiği şu dönemde bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir.
- Amerika, Birleşmiş Milletler'e verdiği desteği çekiyormuş. Hani sen demokrattın, hani demokrasiye inanıyordun. Demek ki her şey senin istediğin gibi olursa demokratsın, senin istediğin gibi olmazsa demokratlıktan vazgeçiyorsun.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER...
Erdoğan Salona girmeden önce de salon dışında kalan kalabalığa seslendi. Erdoğan orada da şunları söyledi:
- Hasımlar bizi hazmedemiyor. Onun için tek silahları var iftira. Ya iftara ile bir yere gidilmez, dürüstlük ile bir yere gidilir. Fakat onlar ne kadar iftira atarlarsa atsınlar, çamur at tutmazsa iz bırakır, mantığıyla bir yere varılmaz. Onların dedeleri varamadı, ama bizim dedelerimiz vardı. İnşallah yine varacağız
- Payitahtı izliyorsunuz değil mi? Orada görüyorsunuz. Hala bir şeyler almak istiyorlar. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında birileri yok paralel devlet yapılanmasıymış, orada bilmem ne devleti kuracaklarmış. Asla.
- Buna teşebbüs edenlerin karşısında biz askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, güvenlik güçlerimizle F-16 oluruz, helikopterle üzerlerine gideriz, tank oluruz, top oluruz, inlerine kadar kovalarız onları.
- Şu anda kovalıyor muyuz? Bir hafta 75 tanesi gitmiş, öbür hafta 100 tanesi gitmiş. Durmak yok yola devam. İnlerine kadar. Sıfırlayacağız bunları. Benim vatandaşımın, halkımın, kardeşimin huzurun bozamayacaklar. Huzurumuza musallat olanlar bedelini ağır ödeyecekler.