Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya'da Memur-Sen Türkiye buluşmasında konuşma yaparak gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'ya yönelik verdiği mesajda "Siz bana diktatör dediğiniz sürece ben size 'faşist' demeye, 'nazi' demeye devam edeceğim'' diyerek bu konuda batının tavrını değiştirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Erdoğan ayrıca 16 Nisan sonrası yaşanacak gelişmelere ilişkin de bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Antalya'da Memur-Sen Türkiye buluşmasında konuştu
İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan detaylar:
''Sözlerimin hemen başında vefatının senei devriyesinde aziz insan, yiğit insan kıymetli kardeşime Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyorum. Türkiye'nin en zor dönemlerinde gösterdiği sağlam duruşla milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Yazıcıoğlu'nun yokluğunu yaşadığımız her önemli hadisede arıyoruz.Bu buluşma münasebetiyle bir kez daha hatırlamamak mümkün mü, memur-Sen'in kurucusu, şair, müteffekkir Mehmet Akif İnan'ı rahmetle, tazimle yadediyorum. Merhum Mehmet Akif İnan, ülkemizin en zor, çetin yıllarına tekabül eden hayatını bu güzel ülkeye, bu necip millete vakfetmiş bir gönül insanıdır.''
''UYANIŞ VE DİRİLİŞ HAREKETİ''
Akif İnan günümüzün Yunus Emre'sidir. Sendikayı sadece memurların hukukunu savunan bir çatı olarak değil aynı zamanda bir uyanış ve diriliş hareketi olarak görmüştür. Bir taraftan sendikal mücadele verirken Kudüs'tün, Filistin'in dünyadaki bütün mazlumların acısını bir kor gibi yüreğinde taşımıştır. Her bir sendika şubesini fikri tartışmaların yapıldığı, güncel meselelerin konuşulduğu bir kültür evi, bir ilim yuvası olarak tasvir etmiştir.
''Türkiye güvenli bir yer. Biz kendi silahını, tankını, savaş helikopterini yapan bir ülkeyiz. Biz İHA'larımızı yapıyoruz adamlar çılgına dönüyor. 14 yıldır dost bildiklerimizden insansız hava aracı alamadık.
''TERÖRİSTLERİN HEPSİ KÖTÜDÜR''
Her davete icabet etmek diye bir karar var mı? Yok. Sabır sabır sabır Gaziantep'teki olay olunca Cerablus'a girdik. Durmadık. Bir taraftan DEAŞ'la bir taraftan PYD ile mücadele veriyoruz. Dostlar hala PYD'nin yanında. Biz onlara diyoruz ki iyi kötü terörist olmaz teröristlerin hepsi kötüdür. Hala anlaşabilmiş değiliz.''
Siz bana diktatör dediğiniz sürece ben size faşist demeye devam edeceğim.
"RÜZGAR GÜLÜ GİBİ..."
Ana muhalfetin başındaki zat rejim değişikliğinden bahsediyor. Gece gündüz yalanlarına yalan ekliyor. Komik duruma düşme pahalısa yalanlarına devam ediyor. Rüzgar gülü gibi esinti nereden gelirse oraya dönüyor.
''TÜRKİYE ŞAMAR OĞLANI DEĞİLDİR''
''16 Nisan bizim için kırılma noktası Türkiye kimsenin şamar oğlanı değildir. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak, ülkemizin çıkarlarını korumak noktasında Ankara'da karar veriyor, Silopi'de, Gabar'da, Cudi'de, gerekirse Suriye'de, Irak'ta uyguluyoruz." dedi.
AVRUPA'YA İDAM MESAJI
Erdoğan, "İdam cezası gelirse Avrupa bizi almazmış almasın ya Başbakan Yıldırım, bahçeli bu işe taraftar 16 Nisan'dan sonra bana gelirse onaylarım Türkiye'nin hangi sistemde yönetilceğine siz karar vereceksiniz ''dedi
''MENDERES'İ İDAM EDEN CELLADIN PARASINI AİLESİNDEN İSTEMİŞLERDİR''
27 Mayıs'a gelmeden önce açın o dönemi okuyun. Menderes'i tehdit eden CHP'yi, İnönü'yü, yalan ve iftiraları görürsünüz. Üniversitede hocaların tezgahladığı oyunları, sözde aydınları görürsünüz. 10 yıl boyunca sinsice yürütülen bu oyunun bir amacı var o da 14 Mayıs 1950'de sandıkta milletten yedikleri sillenin hesabını sormaktır. Yassıada'da demokrasi, millet, milletin hak ve özgürlükleri yargılandı. Darbeciler Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu'yu niye idam etti? İbret olması için. Bu ülkede gerçek iktidarın kimde olduğunu göstermek için o mahkemeleri, o darağaçları kurdular. Bu öyle alçak bir zihniyettir ki, Menderes'i idam ettikten sonra celladın ve darağacının parasını ailesinden istemişlerdir. Bunlar bu kadar gaddardır.
''ELİMDE BELGELER VAR CAMİLER AHIR OLARAK KULLANILDI''
Aynı zihniyet tüm canlılığıyla hayatiyetini sürdürmektedir. Tek parti döneminde ülkemizin pekçok yerinde camiler ya amaçları dışında kullanıldı, ya yıkıldı ya da satıldı. Elimde belgeler var. Ahır olarak kullanılan camiler var. Mukaddes kitabımızın öğrenilmesi, öğretilmesi yasaklandı. Bin yıldır Kur'an-ı azimüşşanla yaşayan bu milletin evlatları Kur'anı depolarda, mahzenlerde okudu. Ezan-ı Muhammed'in sesi ya duyulmadı ya da Türkçe okudu.