BIST 9.368
DOLAR 34,49
EURO 36,23
ALTIN 2.962,75
HABER /  GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kriminal tipler sokakta olmamalı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde artan şiddet ve cinayet olaylarına tepki gösterdi. Erdoğan kriminal tiplerin sokakta dolaşmaması gerektiğinin altını çizip Ceza İnfaz Hükümleri'nde değişikliğe gidileceğini açıkladı. Buna göre, suç kaydı olanların hakim ve savcılara bildirilmesi için Adalet Bakanlığı'nda birim kurulacak. Kaydı olanlar tutuklu yargılanacak. İnfaz hükümleri cezanın yüzde 10'u yatıldıktan sonra işlemeye başlayacak.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Son dönemde artan şiddet ve cinayet olaylarına ilişkin tepki gösteren Erdoğan, Ceza İnfaz Hükümleri'nde değişikliğe gidileceğini açıkladı. 

Erdoğan, "Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin elini kolunu sallayarak dolaşması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor" dedi ve AK Parti MYK toplantısında bu konuda atılması kararlaştırılan düzenlemeleri anlattı:

"Neşteri vuracağız"

"Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun varsa gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden suç ve suçluyu önlemede, yargılamadan ıslah sistemimize kadar nerede boşluk varsa hal yoluna koyacağız.

"Suç kaydı yargılama sırasında görülecek"

Bu sorunların çözümü için bir dizi düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor. Öncelikle çok fazla suç kaydı olan kişilerin bu eğilimlerinin yargılama safhasında görülmesini ve dikkate alınmasını sağlayacağız.

Bilindiği gibi mevcut durumda seri suç işleyenlere karşı açılan onlarca dava olmasına rağmen, bunlar sonuçlanmadan kayıtlarda gözükmüyor. İlk derece mahkemesi, istinaf, Yargıtay derken, bir cezanın kesinleşmesi 5 yıla, hatta 7 yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte, suçlu kişi, yeni işlediği cürümlerde herhangi bir sabıka kaydı olmadığı için tutuksuz yargılanabiliyor.

Bu çarpıklığı gidermek için iki adım atmayı planlıyoruz. Bunlardan ilki kurumsal düzenlemeye, ikincisi seri suç işleyen tutuklanabilmesinin kolaylaştırılmasına yöneliktir.

Yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı'nda kurulacak bir birim, farklı mahkemelerde görülen davaları, düzenlenen iddianameleri, hatta emniyet kayıtlarını toparlayarak, bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcılarımızın ve hakimlerimizin dikkatine sunacaktır.

"Sabıka kaydına eklenmeden tutuklu yargılanabilecek"

Mesela; 5 suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına eklenmeden, yeni suçlar işleme eğiliminin dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak.

Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır.

"Alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirilecek"

Toplumda infiale neden olan bir diğer husus ise pratikte 5 yıldan hatta 6 yıldan az ceza alanların maalesef hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürebilmesidir. Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır.

Örneğin, 3 yıl ceza almış bir kişi, yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan, serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır. Böylece suç işlemeye teşebbüs edecek kişilerin her halükarda cezaevine gireceğini bilerek, kendini kontrol etmesi sağlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir.

Adalet Bakanlığı ve Meclis grubumuzdan, çerçevesini ifade ettiğim bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını, Cumhur ittifakındaki ortaklarımızla da istişare ederek, süratle sonuçlandırmalarını bekliyorum.

Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

"2023 yılında yapılan bir düzenleme ile boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası artırıldı. Bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır." diye konuşan Erdoğan, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadelede en ufak bi menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisine katılan yeni üyelere rozetlerini taktı, hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Aziz milletim, değerli milletvekillerimiz, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Aşkınız için, vefanız için sizlere gönülden teşekkür ediyor, Rabbim aramızdaki bu muhabbeti daim eylesin diyorum. Sizlerin bu sevdasını gördükçe Rabbime sonsuz hamd ediyorum. 

Sözlerimin hemen başında geçtiğimiz günlerde sel felaketiyle sarsılan Bosna Hersek'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Felaket haberini alır almaz AFAD'ımızı TİKA'mızı hemen harekete geçirdik. Bosnalı kardeşlerimizi bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.

"Recai Kutan ağabeyi rahmetle yad ediyorum"

Pazartesi günü rahmetli Erbakan Hocamızın yol ve dava arkadaşı, milli görüş hareketinin çınarlarında Recai Kutan ağabeyi de rahmetle yad ediyorum. Recai Kutan her zaman hayırla anılacaktır. Rabbim kendisini cennetiyle müşerref eylesin.

Dün 6-8 Ekim olaylarının yıl dönümüydü. İhtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtırken katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü'ye ve arkadaşlarına yapılanları değil üzerinden 10 yıl 100 yıl geçse de unutamayız. 6-8 Ekim olaylarında rolü olanlar hak ettikleri cezaya çarptırıldı.

Demokratik siyasette asla şiddete ve teröre asla yer olmadığının herkesin anlaması gerekiyor. Sırtını dağa yansıyan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur. Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuştur. 

Bahçeli'nin DEM Partililerle tokalaşması

Biz yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmek istiyoruz. Daha fazla uzlaşıya ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz. Milletin faydasına olacak her konuda diyalogdan kaçınmayız. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarını takdirle karşılıyor, çok kıymetli buluyoruz.  Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını umut ediyoruz. Türkiye Yüzyılı'nda şiddetle arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır ama sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla yer yoktur.

İsrail'in saldırıları

7 Ekim'de İsrail'in Gazze'ye başlattığı saldırıların 1. yıl dönümünü geride bıraktık. 50 bin kardeşimiz şehit edildi. Gazze'de 1,9 milyon kişi, Lübnan'da 1,3 milyon insan yerlerinden edildi.

"Tüm tedbirleri alıyoruz"

Hemen her gün yeni bir eşiğin aşıldığı bu gerilimi yakından takip ediyor, tüm tedbirleri alıyoruz. Yangına benzin dökenlerden değil, söndürmeye çalışanlardan olduk. Türkiye yapılmak istenenin farkında. Nihai hedefin ne olduğunu görebiliyoruz.

Erdoğan'dan Özgür Özel'e: "Daha olgun bir tavır beklerdik"

"Bakanlarımız Meclisimizin kapalı oturumunda bilgi verdi. Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoğrafı tüm netliğiyle ortaya koydu. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. CHP Genel Başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Sayın Özgür Özel’den ülke güvenliğine dair meselelerde daha olgun bir tavır beklerdik.

"Vadedilmiş topraklar hezeyanının sonu hüsran olacak"

Bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına izin vermeyeceğiz. Açık ve net söylüyorum. Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.

"Tarih affetmeyecektir"

İsrail bir siyonist terör örgütüdür. Gazze kasabı siyonist Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde ayakta alkışlayanları tarih affetmeyecektir. Tarihin doğru tarafında olan ülkeler de oldu.

Onlarla her zaman beraber olacağız. İnsanlık cephesinde yer alan tüm halkları yürekten tebrike diyorum.

Tam bir yıldır direnen Filistin'in yiğit evlatlarını, bütün kahramanları bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Ülkemizde birileri Hamas'a terör örgütü iftirası atarken, biz Hamas Filistin'in Kuvayi Milliyesidir dedik. 1 yıldır aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tek başımıza kalsak dahi asil duruşumuzu asla bozmayacağız.

Zalimler karşısında susmayacak, zulme rıza göstermeyeceğiz. Filistinli Lübnanlı kardeşlerimize dayanışma mesajlarımızı gönderiyoruz. İnsani yardımlarımızı daha da artıracağız.

"Medya organlarımız reyting kaygılarıyla son derece sorunlu bir tutum izlemeye başladı"

İyice kontrolden çıkan bir riske de dikkat çekmek istiyorum. Medya organlarımız reyting kaygılarıyla son derece sorunlu bir tutum izlemeye başladı. Kaynağı belirsiz iddialardan, her türlü bilgi belge çarşaf çarşaf yayınlanıyor, saatlerce konu ediliyor.

Mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları ailecek televizyon izlenilen saatlerde en ince ayrıntıya kadar anlatılıyor. Sosyal öğrenme boyutu gözardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz söz konusu olamaz.

Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır. Ama bu toplumsal olayda sorumlu yayıncılığa mani değildir. RTÜK bu konuları daha hassas takip etmelidir.

Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yıldır yaptığımız reformlara kendini bilmezlerin gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz. Kadın politikalarında her zaman en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur.

Başörtüsüne bez parçası diyenler yine CHP'li siyasetçilerdi. Sayın Özel, kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun. Kendi tarihiyle bir yüzleşsin sonra yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti'yi eleştirmeye kalksın. Kadına şiddetin en temel nedeni alkol bağımlılığıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye katkı sunmak istiyorsan rakı reklamı yapmaktan vazgeç. Sonra da gel hükümetimizin münkeratla mücadelesine destek ol." 

Ülkenin tüm kurumlarında özgürce çalışan, sosyal ve ekonomik hayata özgürce katılan tüm kadınların, çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, kadına şiddet konusunda birkaç başlıkta yaptıklarını paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004'te anayasa değişikliğiyle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ilk defa anayasa metnine AK Parti iktidarının koyduğunu belirterek, 2005'te yapılan köklü ceza kanunu değişikliğiyle aile içi ve kadına yönelik şiddetin ilk defa suç olarak tanımlandığını hatırlattı.

Yine bu dönemde töre, ve namus saikiyle işlenen cinayetlerin, ağırlaştırılmış suç kapsamına alındığına işaret eden Erdoğan, cinsel saldırı fiilinin de ilk defa 2005'teki düzenlemede suç olarak tarif edildiğini söyledi.

Çocuğa yönelik şiddeti, şahsa bağlı suçlar kapsamına dahil ettiklerini anlatan Erdoğan, "2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihi bir kazanımdır." değerlendirmesinde bulundu.

ŞÖNİM Kadın Konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm illerimizde 82 şiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi şiddeti şikayete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası tıpkı nikahlı eşe karşı işlenen şiddet seviyesinde artırıldı. Dikkatinizi çekiyorum, bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.

Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı Kanun'dur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Şunun bilinmesinde de fayda görüyorum; şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz."

Kadınların gönüllerini ferah tutmalarını isteyen Erdoğan, "Muhalefete rağmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz." dedi.