İSTANBUL'da 11. Rize Tanıtım Günleri kapsamında düzenlenen 'Bırakalım Sigarayı, İçelim Rize Çayı' programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sigaranın elektroniği mi olurmuş? Bunun için bizden özellikle yer istiyorlar, müsaade istiyorlar. Vermedim, vermem. Marka olarak da söyleyeyim, radyo Philips değil, sigaranın da bir Philips'i var. Bunlar Türkiye'de yatırım yapacakmış. Adını da böyle koyuyorlar: 'Yatırım yapacağız.' O yatırımı siz başka yerde yapın" şeklinde konuştu.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da 11. Rize Tanıtım Günleri kapsamında düzenlenen 'Bırakalım Sigarayı, İçelim Rize Çayı' programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rizelilerin atmaca gibi atak, Karadeniz gibi kabına sığmayan insanlar olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Benim hemşehrilerim aynı zamanda son derece zeki ve esprilidir. Rize günlerinin bu seneki temasında, Rize'nin o ince zekasına, pratikliğine bir kez daha şahit oluyoruz. 'Bırakalım sigarayı, içelim Rize çayı.' Ama bugün burada bir karar vermemiz lazım. Bu melaneti bırakalım, kendi kendimize zarar veriyoruz. Hem kasaya, hem keseye, hem vücuda. Yazıktır, günahtır. Bu israf. Ben Cumhurbaşkanı olarak sevdiklerime diyorum ki; inanın bu haramdır. Diyanet İşleri Başkanımız da söyledi. 'Haramdır' dedi. Niye? Kasaya, emanet-i ilahi olan bu vücuda zararı var mı? Var. Doktorlar da burada. Öyleyse haram.
"Sigaranın elektroniği mi olurmuş?"
Kimi biz zenginleştiriyoruz? O malumlar var ya? Adamlar geliyor bize, yok elektronik sigara... Sigaranın elektroniği mi olurmuş? Bunun için bizden özellikle yer istiyorlar, müsaade istiyorlar. Vermedim, vermem. Marka olarak da söyleyeyim, radyo Philips değil, sigaranın da bir Philips'i var. Bunlar Türkiye'de yatırım yapacakmış. Adını da böyle koyuyorlar: 'Yatırım yapacağız.' O yatırımı siz başka yerde yapın. Ama şimdi ne yapıyorlar? Kaçak olarak bunu ülkeme sokuyorlar. Ticaret Bakanıma da söylüyorum, bunları asla ülkemize sokmayacağız. Çünkü bunlar benim vatandaşımı zehirleyerek zengin oluyorlar. Bunlara fırsat vermeyeceğiz."
Erdoğan, devlet ne kadar kararlı olursa olsun, sivil toplumun omuz vermediği bir mücadelenin başarıya ulaşma şansının olmadığını söyledi.
Hem sağlıklı nesiller yetiştirme hedefine hem de ülkenin stratejik bir ürününe sahip çıkılması çağrısı yapan Erdoğan, sigara ve bağımlılık yapan diğer tütün ürünlerine karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Erdoğan, son 17 yılda bu alanda tarihi nitelikte adımlar attıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Önce, 'Dumansız hayat' sloganıyla sigarayla gerçek anlamda mücadeleyi biz başlattık. Dünya Sağlık Örgütü de bundan dolayı bana bir ödül verdi. 'Hayat sigarasız güzel' şiarıyla yürüttüğümüz bu mücadelede milletimizin tüm kesimlerinin desteğini aldık. Düzenlediğimiz kampanyalarla her şeyden önce sigaraya ve zararlı alışkanlıklara yönelik bakış açısını değiştirdik. Artık herkes sigarayı özenilmesi gereken bir alışkanlık olarak değil çok ciddi sağlık problemlerine sebebiyet veren bir bela olarak bakıyor. Her yer ve ortamda sigara içme özgürlüğü yerine bireylerin temiz hava soluma hakkından bahsediliyor. Bir dönem ülkemizde otobüslerde, uçaklarda, devlet dairelerinde, kapalı alanların hepsinde rahatça sigara içilebildiğini düşündüğümüzde elde edilen başarıların değeri daha iyi anlaşılacaktır. Şu anda dünyada öyle bir konuma geldik ki bakıyorsunuz caddenin bir kenarındaki kaldırımda sigara yasak, diğer tarafta serbest bırakıyorlar. Şu anda Almanya'da her iki kaldırımda da yasaklanması konuşuluyor. Niye? Her şey ortada da onun için..."
"Gelin bu mücadeleyi beraberce yürütelim"
Geçen sene yürürlüğe giren yasayla reklamlar, sinema ve tiyatro salonlarında sergilenen eserlerde, internetle topluma açık ortamlarda tütün ürünlerinin veya görüntülerinin kullanılmasını yasakladıklarına dikkati çeken Erdoğan, eğitim, sağlık ve spor tesislerinde sigara satışını da men ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek tip paket uygulamasına da değinerek, şöyle devam etti:
"Artık sigara paketlerinin üzerinde hiçbir ilgi çekici, özendirici hiçbir unsurun bulunmasına müsaade etmeyeceğiz. Açık alan yerine açık sınırlanmış alan tarifi üzerinde çalışıyoruz. Yurt dışında oldukça yaygın olan ve 'duman odaları' diye tarif edilen sigara içme ortamlarını biz de devreye alacağız. Tütünle mücadelemizi gevşetmeden, geri adım atmadan, asla rehavete düşmeden kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor. Çünkü mücadele zayıfladığında kullanım oranlarının tekrar arttığını görüyoruz. Dünya genelinde günde 20 bin kişi başta akciğer kanseri olmak üzere sigaraya bağlı hastalıktan dolayı hayatını kaybediyor. Ülkemizde her sene binlerce kardeşimizi sigaraya kurban veriyoruz. Devlet olarak tek bir insanımızın dahi sigara illetinin pençesine düşmesine seyirci kalamayız. Bu süreçte gönüllü kuruluşlarımızın, ailelerimizin, üniversitelerimizin, gençlerimizin kendilerine rol model gördüğü sanatçı ve sporcularımızın bize destek olması çok ama çok önemli. Devlet ne kadar kararlı olursa olsun sivil toplumun omuz vermediği bir mücadelenin başarıya ulaşma şansı yoktur."
Cumhurbaşkanı olarak muhalefet partilerinden meslek odalarına, esnaftan diğer kurum ve kuruluşlara kadar toplumun tüm kesimlerini kendilerine yardımcı olmaya çağırdıklarını aktaran Erdoğan, "Gelin bu mücadeleyi beraberce yürütelim. Gelin insanımızı tütün illetinden beraberce kurtaralım" dedi.
Rize Dernekleri Federasyonuna sigarayla mücadele öncülük ettiği için teşekkür eden Erdoğan, diğer dernek, vakıf ve federasyonlardan da bu meselede aynı dirayetli tavrı beklediğini ifade etti.
Erdoğan, tadıyla rengiyle sohbetlerin ayrılmaz bir parçası, yeni dostlukların vesilesi olan çayın kültürlerinde bambaşka bir yere sahip olduğunu dile getirerek, "Bir bardak çayın birlikte yudumlandığı mekanlar, muhabbetin kardeşliğin, huzurun ve barışın tesis edildiği yerlerdir. Doğu Karadeniz'i adeta yemyeşil bir halı gibi kuşatan çay, ülkemiz için buğday gibi, incir gibi, fındık gibi son derece stratejik bir üründür. Dünyanın pek çok yerinde gastronomi turizmiyle beraber çay turizminin de yaygınlık kazandığını görüyoruz. Şimdi Ayder'i inşallah bu noktada farklı bir yere taşıyacağız ama süratle. Zaman kaybına tahammülümüz yok" diye konuştu.
"17 yılda markalaşmada ciddi mesafe aldık"
Çay üretiminde ilk sıralarda olan Türkiye'nin artık bu ürününü markalaştıran ülkeler arasında da yerini alması gerektiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelişmiş devletler, üreticisi oldukları ürünlerin yanında üretmedikleri pek çok ürünü de markalaştırarak dış ticarette çok ciddi kazançlar sağlıyor. Bu manzara çayda da geçerlidir. Bugün çay üreticisi olmayan bir çok ülke pazarı kontrol ederek dünyanın en meşhur çay markalarıyla anılıyor. Sektörde tahakküm kurmuş büyük Batılı şirketler genellikle mahsulün üreticisinden daha çok kazanıyor. Şayet ürünlerinizi ucuza ihraç ediyor, işlenmiş halde daha pahalıya alıyorsanız bu işte büyük bir yanlışlık var demektir."
Türkiye'nin son 17 yılda markalaşma anlamında da gerçekten ciddi bir mesafe aldığını ama her şeye rağmen geldikleri konumu yeterli görmediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha fazlasını başarabilecek ürün yelpazesine sahip olduğumuzu da biliyoruz. El attığı her işi en güzel şekilde yapan Rizeli kardeşlerimin Rize çayı gibi bir ürünü dünya çapında bir markaya dönüştürmeleri gerekiyor. Bizim topraklarımızın mahsulü ve bizim milletimizin alın teri olan ürünler başkalarının değil ülkemizin zenginleşmesine hizmet etmelidir. Bizim çayımız artık sadece Rize'yi değil bütün Türkiye'yi temsil edecek küresel bir markaya dönüşmelidir. Bu konuda üniversite, özel sektör ve kamu işbirliğiyle kısa zamanda hedeflerimize ulaşabileceğimize inanıyorum. Devletimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin yanında olduğunu biliyorum" ifadelerini kullandı.
11. Rize Tanıtım Günlerinin hayırlara vesile olmasını dileyerek, tütün ürünleriyle mücadelede destek veren ve bu akşam kendilerini bir araya getiren Rize Dernekleri Federasyonuna şahsı, milleti adına şükranlarını sunan Erdoğan, Rizeli hemşehrilerine vefaları, sabırları ve muhabbetleri için teşekkür ettiğini dile getirdi.