Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Manisa'da Pepsico fabrikasının açılış töreninde yaptığı konuşmada özellikle ekonomi gündemine ilişkin çok çarpıcı mesajlar verdi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Manisa’da fabrika açılışında yaptığı konuşmada Türkiye'nin ekonomideki yeni hedefini açıklayarak yeni yatırımların ülkeye gelişinin nasıl sağlanabileceğine ilişkin de detayları anlattı.
Erdoğan, "Ülkemiz 2018 yılında cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracatını gerçekleştirdi" ifadelerini kullandı. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: ''16 yılda yerli ve yabancı ayrımı yapmadan özel sektörün yanında olduk. Ülkemiz 2002 Kasım - 2018 Ağustos ayında 202 milyar dolara yakın yatırım çekti. Yatırımcı bir ülkede güven varsa, istikrar varsa gelir, yatırımını yapar. Yatırımcı neden Güneydoğu'da gitmiyor, terör olduğu için. Şimdi orayı terörden arındırıyoruz. Yatırımcı terörden temizlenen bölgelere gidecek yatırım yapacak.''
TÜRKİYE’YE OLAN İLGİ...
Eskiden geçim derdi ile yurt dışına göç eden insanlarımız artık firma sahibi olarak yurt dışına gidiyor. İhracatımızın 5 kat artışla 168,1 milyar dolara çıkması Türkiye’ye olan ilginin neticesidir. Ticaret Bakanımız üzülüyor. Üzülmüyorsun değil mi? 168,1 milyar dolara ulaştık. Biz hedefi 170 olarak koymuştuk. Önümüzdeki yıl 200’ü geçeriz. Benim görevim bakanlarıma hedef vermek. Yoksa ben gider bakan olurum.
İSTİKRAR YOKSA YATIRIM GELMEZ
Ekonomik başarının formülü gayet basittir. Siyasi istikrar ve güven olmadan ekonomide başarı sağlanamaz. Bir ülkede istikrar yoksa, yatırım da gelmez, yatırımcı da gelmez. Bizden önce Türkiye’de koalisyonlar hükümetleri vardı. Biz koalisyon görmedik. Bizim dönemimizde 16 yıldır sürekli tek başına iktidar olduk. Tabi bu bizi hem parlamentoda bir istikrara hem de yönetimde idarede yönetimde istikrara götürdü. Şimdi bu yeni yönetim sistemiyle bunu çok daha farklı duruma doğru götürmek istiyoruz.
EKONOMİK ZAFERLERİN SIRRI
Türkiye’nin son 16 yıl da elde ettiği ekonomik zaferlerin sırrı buradadır. Milli iradeden asla taviz vermediğimiz için hem kendi girişimlerimiz, hem de uluslararası sermaye ülkemizde uzun vadeli yatırımlara girebilmiştir. Bu başarıya, terör saldırılarından darbe girişimine ekonomik sabotajlara rağmen ulaştık. Karşı karşıya bulunduğu sınama ne kadar büyük olursa olsun ülkemiz bu süreçte demokrasiye hukuk devletine ve serbest piyasa ekonomisine bağlılığından asla taviz vermemiştir.
OHAL TEPKİSİ
Ekonomisi bizden ilerde olanlar dahil hiçbir devlet, özellikle 15 Temmuz gibi bir badireyi, böyle büyük bir ihaneti atlatamazdı. Şiddet düzeyi Gezi olaylarıyla kıyas dahi edilemeyecek. Batının halini görüyorsunuz. Hepsi birinde başlıyor, birine sıçrıyor. Ne hale geldiğini görüyorsunuz. Beş yıl önce kurşun sıkan, bomba atan vandallara karşı bizi demokrasiye davet edenler bugün çok daha küçük çaplı hadiselerde ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
15 Temmuz’un ardından ilan ettiğimiz OHAL’i eleştirenler, üç beş günlük eylem için OHAL seçeneğini gündeme getiriyorlar.
Bizde 4 milyon mülteci var. onların hiçbirisi kabul edemedi. Ama biz aldık. On yıllardır PKK mücadelemize laf söyleyenler bugün DEAŞ’ın kanlı tedbirleri karşısında en sert tedbirleri almaktan çekinmiyorlar. Bizi eleştirdikleri ne varsa kat be kat kendileri yapıyorlar. Türkiye, serbest piyasa ekonomisinden taviz vermeden kalkınma yolculuğuna devam edecektir. Yolu doğru olanın yükü de ağır olur.