Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri'nde yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anarak, Türk milletinin bağımsızlık iradesi ve tarih yazma gücüne vurgu yaptı. Erdoğan, savunma sanayisindeki başarıların Türkiye'yi daha güçlü bir geleceğe taşıyacağını belirtirken, ekonomik zorlukların ve bölgesel gerilimlerin ülkeye kalıcı zarar veremeyeceğini ifade etti.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri programında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Ölümü öldüren cesaret abidelerinden devraldığımız emaneti şanla taşımaya devam edeceğiz.
"Ağustos ayı Türk'ün zaferler ayı"
Ağustos ayı tarihimizde Türk'ün zaferler ayı olarak bilinir. 4 gün önce milletimize Anadolu'nun kapısını açan Malazgirt Zaferi'nin sene-i devriyesini kutladık. Aynı gün Büyük Taarruz'un yıl dönümünü andık. İstiklal harbimiz başlı başına dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir başarıdır.
Milletimiz tüm imkansızlıklarına rağmen vatanına sahip çıkmıştır. Türk milleti tarih yapan ve tarih yazan vasfını bir kez daha göstermiştir. Büyük Zafer yok edilmek istenen vatanından kovulmak istenen bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun adıdır.
"Türk askerinin kahramanlığı perçinlenmiştir"
Hem milletimizin bağımsızlık iradesi hem de Türk askerinin kahramanlığı perçinlenmiştir. Bir İngiliz askeri yetkili Yunan kuvvetlerinin savunma hattını Türkler 4-5 ayda bu hattı aşabilirlerse 3 günde açtıklarını ifade edebilirler diyor. Ancak 5-6 ayda açılmaz denilen bu hattı ordumuz stratejik ve taktik bir baskınla sadece 5 günde darmadağın etmiştir.
26 Ağustos 1922 sabah alacakaranlıkla beraber Atatürk'ün verdiği emirle açılan toplu ateşliyle başladı. 30 Ağustos 1922 akşamı Zafer Tepede verdiği süngü hücumuyla son buldu. dünya Savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atmıştır.
"Tüm imkanlar seferber edildi"
Taarruz kararı önceden alındığı halde aylar boyunca savaş vasıtalarının tamamlanmasına öncelik verildi. Tüm imkanlar seferber edildi. İlk cephe güçlendirdikçe başarı mukadder hale geldi. Bir millet için ilk cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Bizi hedeflerimizden koparma planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur.
"Gül bahçesinde yürüyerek değil vuruşarak geldik"
Sokak olaylarıyla bizi kendi iç meselelerimize hapsetmeye kalktılar. Bölücü terör örgütünü 40 yıldır başımıza musallat ederek güvenlik ve huzurumuza kastettiler. Darbeler yoluyla devlet ve millet arasına kalın duvarlar ördüler. Bugünlere dikensiz gül bahçesinde yürüyerek değil içerde ve dışarda vuruşarak geldik. Bizi yolumuzdan geri döndüremediler.
"Savunma sanayimiz kem gözlere korku salıyor"
Bugün de hedeflerimize odaklanmış durumdayız. Ülkemizi daha aydınlık geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Savunma sanayinde son 22 yılda elde ettiğimiz başarılar dostlarımıza güven aşılarken kem gözlere korku salıyor.
Uçak gemimizin şu anda hazırlıkları yapılıyor, bir an önce onu da ordumuzun saflarına katacağız. İnsansız hava araçlarımızla, KAAN'ınımız, HÜRJET'imiz, Mavi Vatan'ın muhafızı olan fırkateynlerimiz, ALTAY tankımız, hava savunmalarımızla nice savunma kabiliyetlerimizle tam bağımsız Türkiye idealimize emin adımlarla ilerliyoruz.
"Ekonomik zorluklar bize kalıcı zarar veremez"
Tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır. Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur, siyasette tansiyon zaman zaman yükselebilir. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek gerçekçi değildir. Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne de bölgemizde çıkan gerilimlerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez.
Millet ve devlet olarak bunların hepsine çözüm buluruz. İç kalemizde bir delik açılırsa bunu toparlamak son derece maliyetli ve meşakatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz kaybederiz. 85 milyon olarak hepimiz sıkıntı çekeriz. Milletini seven, memleketini seven hiç kimsenin kaybet - kaybet denklemine fırsat vermeyeceğine inanıyorum. Son günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynayan çeşitli kışkırtmalara şahitlik ediyoruz. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Dilinden, kaleminden ve klavyesinden nefret akan 5. kol apartlarının tuzağına düşmeyeceğiz."