BIST 9.233
DOLAR 34,48
EURO 36,58
ALTIN 2.916,82
HABER /  POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ABD ve BM Netanyahu'nun elinde oyuncak oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da Muhtarlar Buluşması'nda yaptığı konuşmada Gazze ve Lübnan'daki insanların zor durumlarını vurgulayarak, Netanyahu'nun sorumlu olduğunu belirtti ve uluslararası toplumun işbirliği yapmamasını eleştirdi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Muhtarlar Buluşması programında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Gazze’de yaklaşık 2 milyon, Lübnan’da 1 milyondan fazla insan evini barkını, yıllardır yaşadığı toprakları terk etmek zorunda bırakıldı. Bunların kanı Netanyahu denilen gözü dönmüş birisinin elindedir. Amerikası, Avrupası, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi adeta oyuncak olmuş durumda" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

Tüm muhtarlarımıza başarılar diliyorum. Mahalle ve köy köylerine hizmet mücadelelerinde muhtarlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aziz milletimizin teveccühü ile on yıl önce cumhurbaşkanı olarak olarak seçildiğimizde Türk demokrasisini tanıştırdığımız yeniliklerden biri muhtarlarla toplantısı oldu.  2015 yılından beri gerçekleştirdiğimiz muhtarlar toplantımızda devletin zirvesiyle yerel demokrasinin sembolü olan muhtarlarımızı 53 defa bir araya getirdik. Milletin evi olarak tarif ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi aynı zamanda muhtarlarımızın da evi haline dönüştü. İstişare ülkenin ve milletin meselelerini ortak akılla çözüm yolları olan muhtar kardeşlerimle sadece aramızdaki gönül köprülerini değil milletimizin birlik ve beraberliğini de sağlamlaştırdı. En son toplantımızda cumhuriyetimizin 100. yaşını temsilen 81 ilimizden 2023 muhtarımızla bir araya gelmiştik. Bu sefer güzel İstanbulumuzda 39 ilçemizde 950 muhtarımızla beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.

Bizim için aslolan sonuçtur. Elitist zihniyetin muhtarlarla vücut bulan halk iradesi karşısında diz çökmesi hiç kuşkusuz önemli bir kazanım. Çünkü muhtar demek, millet demek, sandık, yani demokrasi demektir. Muhtarlar aynı zamanda demokrasi binamızın temel yapı taşlarındandır. Sizler yerel düzeyde vatandaşın gündelik hayatına dokunan mesaimiz ile toplumda huzurun barışın sosyal dayanışma milli birlik ve bütünlüğü teminatısınız. Şunu da söylemek istiyorum, ülkemizde birileri halen anlamasa da milletin teveccühüne mazhar olmak dünyada ulaşabilecek en şerefli payelerden biridir. İster muhtar, ister meclis üyesi, ister belediye başkanı, ister milletvekili isterse Türkiye cumhurbaşkanı olsun bu durum değişmez. 

"KİMSE MUHTAR KARDEŞLERİMİ EZEMEZ"

Vatandaşın tercihi ile göreve gelenler, ne kadar hürmete layıksa halkın oyuyla seçilmiş olan siz muhtarlarınız da aynı saygıyı hak ediyorsunuz. Bizim sizinle diyaloğumuz el seçmenin alttan oy almanın milletin emanetini taşımanı ve bu aziz millete hizmet etmenin ne manaya geldiğini idrak edemiyor. Biz ise bunun önemini zorluğunu ve değerini çok çok iyi biliyoruz. Bunun için de muhtarlarımızın ve muhtarlık kurumunun üzerine titriyoruz. Altını çizmek durumundayım, bulunduğu yere atama ile gelen tüm kamu görevlileri devletin imkanlarını millet için millete hizmet için kullanmakla mesul ve mükelleftir. Dolayısıyla hangi konumda olursa olsun makamının gücünü kullanarak hiç kimse benim muhtar kardeşlerimi ezemez hor ve hakir göremez.

Benim için 'muhtar bile olamaz' manşetleri attılar, ne oldu?

Köyünün, mahallesinin sorunlarına çözüm arayışında yerel yönetimler dahil bütün kurumlarımızın kapısı muhtarlarımıza açıktır ve öyle olmalıdır. Benim için 'muhtar bile olamaz' manşetleri attılar, ne oldu? Eski Türkiye’nin tekrar hortlatılmasına izin veremeyiz. Bakınız bu fakir eski Türkiye’yi iliklerine kadar yaşamış adaletsizliği hukuksuzluğu, ayrımcılığı bizzat tecrübe etmiş bir kardeşinizdir. Siyaset yolculuğumuzda pekçok zorluklarla karşılaştık, halkın seçtiklerine tepeden bakan bürokratik oligarşi gördüm. Elitist, seçkinci halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyeti gördüm. Millete hizmetkarlık yerine efendilik taslayanların ülkemize nasıl büyük zararlar verdiğini gördüm. İdareyi maslahatçı, neme lazımcılığı, aman konforun bozulmasın, aman başım ağrımasın. Bu yaklaşımların kalkınma ve refah hamlelerimizi nasıl tökezlettiğini gördüm. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, milletvekili, başbakan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin halk oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak siyasi hayatın boyunca Türkiye’yi ve Türk demokrasisini parçasından aşağı çeken bütün bu marazlarla mücadele ettik.

"Muhtarlarımızın güçlendirilmesi adına sayısız adım attık"

'Aşkla koşan yorulmaz' diyerek tüm Türkiye’ye hizmet etmenin peşinden koştum. İnşallah bundan sonra da mücadelemizi sizlerle birlikte kararlılıkla devam ettireceğiz. Savrulmadan ve sarsılmadan Türkiye’yi bugüne kadar olduğu gibi yine demokrasi ile kardeşlik adaletle ve özgürlükler temelinde büyüteceğiz. İnanıyorum ki, bunu da siz muhtar kardeşlerimin desteğiyle yapacağız. Çok kıymetli dostlarım, ülkemizin kalkınma hamlelerinden diğer tüm kesimler gibi muhtarlarımız da hak ettikleri payı almışlardır. Son 22 yılda muhtarlarımızın güçlendirilmesi adına sayısız adım attık. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde bir muhtarlar daire Başkanlığı, Büyükşehir belediyelerinde muhtarlık işleri dairesi, diğer belediyelerde de muhtarlık işleri müdürlükleri ihdas ettik. 19 Ekim’i tüm Türkiye’de muhtarlar günü olarak biz ilan ettik. Muhtarlarımızın maaşlarını sigorta primlerini ve diğer özlük haklarını, yaptıkları görevin seviyesine uygun hale getirdik. 2002 yılında muhtar aylığı 97 liraydı bugün ne oldu? 20.285 TL Muhtarların ödemekle yükümlü oldukları 8 bin 233 liralık Sosyal güvenlik kurumu primlerini şimdi devlet olarak biz karşılıyoruz. En az bir dönem muhtarlık yapan kardeşlerimizi bugün 55.000 TL’yi bulan silah ruhsatı harcından muaf tutuyoruz. 31 şehirde muhtar hizmet binasının yapımını tamamladık, 51 ilimizde 2024 yılı için planladığımız 179 hizmet binasından 98’i hizmete girdi. Kalan 81 tanesinin İnşaatı ise hızla devam ediyor. İki sene önce hizmete açtığımız, Ankara muhtar evi ile Ankara’yı ziyaretlerinde muhtarlarımızın üzerinden büyük bir yük aldık. Kadın muhtarlarımızın görev yaptığı yerlerdeki hizmet binalarının güvenlik kamerası ihtiyaçlarını da talepleri doğrultusunda karşıladık. 

Başlattığımız Muhtar Bilgi Sistemi sayesinde ihtiyaçlarınızı daha hızlı bir şekilde karşılama yanında merkezdeki birimlerimizle bağınızı güçlendirdik. Adrese dayalı kayıt sistemini muhtarlarımızın kullanımına açtık. Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu‘nun kamu yararına çalışan derneklerden sayılmasını sağladık. İçişleri Bakanlığımız ile arasında imzalanan protokol doğrultusunda, muhtar akademisi projesini devreye alıp, akademide eğitim gören 813 muhtarımızı temsilen sertifika alan 41 muhtar kardeşimi burada ayrıca tebrik ediyorum. Tüm bu imkanların yanı turizmden kültüre ve enerjiye kadar geniş bir yelpazede muhtarlarımızın yanında olduk inşallah önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisi büyüdükçe Türkiye’nin imkanları genişledikçe biz de bu hizmetleri çok daha ileri taşıyacağız.

"İsrail’i desteklemek uğruna savuna geldikleri tüm değerleri ayaklarının altında ezdiler"

Bölgemizdeki gelişmeleri bizimle birlikte sizlerde yakından takip ediyorsunuz. Komşumuz Suriye’de 13 yıl önce başlayan ve 1 milyon insanın hayatına mal olan ihtilafa henüz çözüm bulunmadı. Ukrayna Rusya arasındaki kanlı savaş şubat ayında dördüncü yılına ulaştı. Bir diğer komşumuz olan Irak halen terör belasıyla mücadele ediyor. Bir çok Avrupa ülkesinde Müslüman ve yabancı düşmanı ırkçı partiler ya tek başlarına iktidara yürüyor ya da iktidar ortağı. Son bir yıldır Gazze’de süren katliamları anlatmakla artık kelimeler çaresiz kalıyor. Çoğu çocuk ve kadın 50.000 masum insan tüm dünyanın gözleri önünde katledildi. Gazze’de yaklaşık 2 milyon, Lübnan’da 1 milyondan fazla insan evini barkını, yıllardır yaşadığı toprakları terk etmek zorunda bırakıldı. Bunların kanı Netanyahu denilen gözü dönmüş birisinin elindedir. Amerikası, Avrupası, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi adeta oyuncak olmuş durumda. On binlerce kadın öldü, kadın hakları kuruluşlarının gıkı dahi çıkmadı. 175 gazeteci öldü, uluslararası medyanın umurunda değil. Gezi olaylarında bir ay boyunca Taksim’de kamp kuranların hiçbirini Filistin’de ve Lübnan’da göremedik, göremiyoruz. Sustular, sindiler ve korktular. İsrail’i desteklemek uğruna savuna geldikleri tüm değerleri ayaklarının altında ezdiler. İsrail’in sırtını sıvazlamak, işlediği kalleşçe siyasi cinayetler sonrasında İsrail hükumetini alkışlamak dışında hiçbir şey yapmadılar.