"Düğün adabı" konulu cuma hutbesi, Türkiye genelindeki camilerde okundu. Hutbede düğün israfından ve gösterişten uzak durulması anlatıldı.
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve Türkiye genelindeki camilerde okunan cuma hutbesinde, "Allah Resulü, yeni evlenen bir sahabiye 'Bir koyunla dahi olsa düğün yemeği ver' şeklinde tavsiyede bulunmuştur. Ancak asıl maksadı dostlarımızı buluşturmak ve gönül almak olan düğün yemekleri, israf sofralarına, riya, gösteriş ve şatafata dönüşmemelidir." ifadesine yer verildi.
"Düğün adabı" konulu cuma hutbesi, Türkiye genelindeki camilerde okundu.
Hutbede, Hazreti Muhammed'in Medine'ye hicretinin ikinci yılında kızı Fatıma ile amcasının oğlu Hazreti Ali'yi evlendirdiği, Hazreti Fatıma'nın çeyizinin bir parça kadife, bir su tulumu ve içi güzel kokulu ızhır otuyla doldurulmuş bir yastıktan ibaret olduğu belirtildi.
Dünyada da ahirette de huzura, mutluluğa, berekete ve cennete ulaştıran kıymetli bir başlangıç olan evliliğin, Allah'ın emri, Hazreti Muhammed'in sünneti olduğu hatırlatılan hutbede, Hazreti Muhammed'in yeni evlenenlere "Allah senin için bu düğünü mübarek eylesin" diye dua ettiği, neşe ve mutluluk içinde yapılan düğünlerde meşru eğlenceye izin verdiği ifade edildi.
Düğünlerin gösterişten uzak, sade, samimi ve mutedil bir şekilde yapılmasının Hazreti Muhammed'in sünneti olduğu aktarılan hutbede, "Zira müminler için hayatın en önemli ölçülerinden biri aşırılıktan sakınmaktır. Kullukta, sevinçte, öfkede, üzüntüde, eğlencede daima dengeli olmaktır. Nitekim 'En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır' şeklindeki nebevi ilkeyi unutmak, çoğu zaman maddi ve manevi zararlara neden olmaktadır. Her aşamada gereğinden fazla yapılan düğün harcamaları, günümüzde de aileleri sıkıntıya sokmaktadır." vurgusu yapıldı.
"Düğün yemekleri israf sofralarına dönüşmemelidir"
Hutbede, evlenmek isteyen gençlerin düğün masraflarının makul ölçüleri aşması sebebiyle zorlandığı, hatta evlilikten uzak durduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Allah Resulü, yeni evlenen bir sahabiye 'Bir koyunla dahi olsa düğün yemeği ver' şeklinde tavsiyede bulunmuştur. Ancak asıl maksadı dostlarımızı buluşturmak ve gönül almak olan düğün yemekleri, israf sofralarına, riya, gösteriş ve şatafata dönüşmemelidir. Düğün davetlerinde zengin-fakir ayrımı yapılmamasını emreden Peygamberimiz, zenginlerin davet edilip fakirlerin unutulduğu düğün yemeğini 'En kötü yemek' olarak nitelendirmiştir. Mümin olarak bizlere yakışan nikah, nişan, sünnet ve düğün merasimlerinde İslam'ın çizdiği meşruiyet dairesinde hareket etmektir. Mümin, 'Çocukların mutluluğu' bahanesine sığınarak haramlar konusunda gevşeklik göstermez. Mutluluğu ararken aklı uyuşturan alkole, neşeyi hüzne çeviren silaha, mahremiyet sınırlarını ihlale tevessül etmez. Eğlenirken kimsenin hakkına girmez, çevresine rahatsızlık vermez. Allah'ın her an kendisini görüp gözettiğinin farkında olarak yaşar. Sıklıkla düğün yaptığımız, yavrularımızı evlendirdiğimiz bu aylarda mutluluğumuza gölge düşürecek davranışlardan kaçınalım. Maddi tutkulara kapılmadan, zevk ve sefahate dalmadan, lüks ve israfın esiri olmadan düğün yapmaya dikkat edelim."