Çözüm sürecinin geri dönüşü yok

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çözüm sürecine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çözüm sürecinin geri dönüşünün de, alternatifinin de bulunmadığını, bu nedenle herkesin sahiplenmesi gerektiğini söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Nevşehir’de çözüm süreci ile ilgili gelinen noktayı önce Emniyet Müdürlüğü Topuzlu Han Restaurant’ta basına kapalı olarak verilen akşam yemeğinde Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerine anlattı ve sorularını yanıtladı. Sonrasında Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’ne geçen Bakan Şimşek, salonu dolduran halkla konuştu. Burada düzenlenen programa; Vali Abdurrahman Savaş, Nevşehir Milletvekilleri Ahmet Erdal Feralan, Murat Göktürk ve Ebubekir Gizligider, Belediye Başkanı Hasan Ünver ile ilçe ve belde belediye başkanları ve partililer katıldı.

TEK KAZANAN SAVAŞ BARONLARI

Çözüm sürecinin devam ettiği bugünlerde kafalarda “Bu süreçte kim ne alacak, kim ne verecek şeklinde” bazı soruların olduğunu kaydeden Bakan Şimşek “Bu çatışma sürecinin tek kazananı var, o da savaş baronlarıdır. Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen, içimize nifak tohumları ekerek bizi sürekli biçimde sorunlarla meşgul etme çabasında olanlar dışında çatışma döneminde pek kazanan olmadı. Ama yeni dönemde de kaybeden bir tek onlar olacak. Hepimiz kazanacağız. Neyi kazanacağız. Burada alış veriş sözkonusu değil. Çözüm sürecinin temelinde evrensel normlarda temel hak ve özgürlüklerin tanımlanması, demokrasinin standartlarının yükseltilmesi noktasında daha çok çaba gösterilmesi var.” dedi.

KARDEŞLİK KAVGASINA SON VERMEK

Çözüm sürecinin çok önemli olduğuna işaret eden Bakan Şimşek şöyle devam etti: “Çözüm demek milli birlik demek, kardeşlik demek. Burada bir alışveriş yok. Burada kimseye iyilik falan yapılmıyor. Yapılması gerekenin doğrusunu yapıyoruz. Nedir doğrusu. Temel hak ve özgürlükler anlamında dünyanın en ileri standartlarını almak, demokrasiyi çok daha ileri bir noktaya götürmek, milli iradeyi güçlü kılmak, vesayet rejimini daha da zayıflatıp artık bu ülkede faili meçhul cinayetlere imkan vermemek, savaş ekonomisi ve savaş baronlarına izin vermemek, kardeşlik kavgasına son vermektir. Budur yani. Burada bir şey yok. Bu sürecin bir geri dönüşü de yoktur. Bir alternatifi de yoktur. Bu nedenle çözüm sürecini hepimizin sahiplenmesi lazım. Çünkü içeride ve dışarıda Türkiye’nin güçlenmesini arzulamayan mihraklar var. Süreci her zaman sabote etmeye niyetli ve irade ortaya koyacak çevreler mutlaka olacaktır. Ama biz sürecin ülkemizin uzun vadeli planları açısında büyük önem taşıdığını iyi anlar ve sahiplenirsek bu tür sabotajlarında bir anlamı olmaz. Geçmişte sorunu çözüme ulaştırma çabaları hep sekteye uğratıldı. Bugün devir değişti. Herkes olup biteni görüyor. Tek televizyon kanalı yok, internet ve sosyal medya var. Bütün vatandaşlar geçmişte yapılanları, ses kayıtlarını görüyorlar. Ergenekon süreci hepsi ortada.”

"MİLLETİN DESTEĞİ ÖNEMLİ"

Bakan Şimşek, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasında en önemli faktörün milletin desteği olduğunu vurguladı.  2007 yılında neredeyse milletin yarısının oy verdiği partiyi, 2008’in başında sadece uyduruk internet haberleriyle kapatmaya çalışanların olduğunu hatırlatarak, “Oranın güç kaynağı nereden” diye sordu. Ülkenin maddi ve manevi olarak çok kayıplar verdiğini, çok zaman kaybettiğini ifade eden Şimşek “Ülke on yıllarını heba etti. 30 yıl önce bu soruna biraz farklı bakılsa kucaklayıcı ve toleranslı bir yaklaşım içinde olsak belki bu sorun bu kadar büyümeyecekti. Bugün bile çok geç kalınmış değil, önümüzde büyük bir fırsat var. Şimdi bu süreçte çok önemli bir dönüm noktasındayız. Burada sizin desteğinize ihtiyacımız var. Sabırla olacak. Bir günlük, iki günlük falan değil. Bu bir süreçtir. Sabırlı bir biçimde takip edip sonuçlandırmamız lazım. Hacıbektaş-i Veli 'Gelin bir olalım, diri olalım, iri olalım' diyor. Türkiye bu sürecin sonucunda iri olacak, diri olacak, bir olacak. Ben buna inanıyorum” diye konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve eşi Esra Şimşek geceyi Nevşehir merkeze bağlı Uçhisar beldesinde bulunan bir butik otelde geçirecek.