BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Çorum'a canı leblebi değil kiremit veriyor

Çorum, ülke kiremit üretiminin yüzde 30'unu, tuğla üretiminin de yüzde 10'unu karşılıyor.

Abone ol

Çorum leblebisi ile Türkiye'de ün yapsa da ilin ekonomisine hayat veren sektörlerin başında toprak sanayi geliyor. Sektör, il ve ülke ekonomisinin yanı sıra istihdama da büyük katkı sunuyor. 11'i tuğla, 21'i kiremit fabrikası olmak üzere 32 fabrikanın faaliyet gösterdiği sektör, yan sanayi kolları ile birlikte yaklaşık 30 bin kişiye istihdam imkanı sağlıyor. Ülke kiremit üretiminin yüzde 30'u, tuğla üretiminin ise yüzde 10'u Çorum'dan karşılanıyor.


Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Başaranhıncal, toprak sanayinin hiçbir ithal girdisi olmadığı için cari açığa en büyük katma değeri veren sektörlerden birisi olduğunu söyledi. İnşaat tuğlası ve kiremit üretiminin bölgenin en önemli sanayi ve ekonomik faaliyetini teşkil ettiğini dile getiren Başaranhıncal, bu nedenle toprak sanayi ile ilgili birçok sanayi kolunun ortaya çıktığını ifade etti. Sadece Çorum'da toprak sanayinde 3 bin 500 kişinin istihdam edildiğini anlatanBaşaranhıncal, "Bu kişilerin aile nüfusları ve makine sanayi, nakliyat, akaryakıt ve yedek parça gibi yan sanayi kolları ile ilişkileri göz önüne alındığında yaklaşık 25-30 bin kişiye geçim imkanı sağlamaktadır" dedi.


Firmaların büyük çoğunluğunun çatı kiremidi ürettiğini dile getiren Başaranhıncal, inşaatın son aşamasının çatı kaplaması olması nedeniyle inşaat sektöründeki hareketliliğin ancak 2-3 yıl sonra firmalara yansıyabileceğini ifade etti. Bu nedenle geçiş süresinde imalatçı firmaların finansal anlamda zorlandığını kaydeden Başaranhıncal, ülke ekonomisinde inşaat yatırımları değerlendirildiğinde bu sorunun da göz önüne alınmasını istedi.


Sektörde yaşanan sorunlar hakkında da bilgi veren Başaranhıncal, "Gerek ham madde, gerekse katı yakıtlar hususunda AB uyum yasaları doğrultusunda mevzuattaki değişikliklerin sık yaşanmasıyla gün aşırı çıkan yönetmelikler, firmaların mevzuatlara adaptasyonunu zorlaştırmaktadır. Bu sıkıntıları hafife indirebilmek için Tuğla Kiremit Sanayicileri Derneği (TUKDER) aracılığıyla AB üyesi ülkelerdeki firmaların pozisyonları incelenmektedir. Bu gezilerde görülen başta tespitte Türkiye'de kısmi olsa da pazar payıbulan ithal çatı malzemelerinin Avrupa tarafından ilgi görmediğidir. Ürettiğimiz kil kiremitlere AB üyesi ülkelerde hem dayanıklılık açısından hem de toprak ürünü olduğu için doğallık ve sağlık açısından tercih edilmektedir" diye konuştu.


Sektörde göze çarpan bir başka sorunun da teknolojik yenilenmenin yetersizliği olduğunu kaydeden Çetinbaşaranhıncal, "Bunun başlıca nedeni ülkenin 6-7 yıldır içerisinde olduğu ekonomik krizdir. Çünkü sektör krizde dahi işçi istihdam etmeye devam etmiş, kapasite düşse bile üretim yapmak için öz sermayesinden ödün vermek zorunda kalmıştır. Bu da sektörümüzün ihracatta rekabet şansını kaldırmış, ülke pazarına kısılmasına sebep olmuştur. Teknolojik yatırım bazında yapılabilecek destekler ihracat şansınıoldukça artıracaktır" şeklinde konuştu.


Saraçoğlu Kiremit'in sahibi Orhan Özsaraçoğlu ise, toprak sanayide kullanılan kiremit ve tuğla ham maddesinin 2005 yılından itibaren 1B grubu maden sayıldığını ve bu tarihten itibaren ham madde ruhsat işlemlerinin Maden Dairesi'nde yapıldığını söyledi. Maden ruhsat işlemlerinin 9-12 ay gibi zaman zarfında sonuçlandığını dile getiren Özsaraçoğlu, sürekli üretim yapan bir sektör için bu sürecin uzun bir süre olduğunu belirtti. Özsaraçoğlu, diğer bir sorunun ise maden ruhsat arama ve işletme harçlarınınyüksekliği olduğunu ifade ederek, harç fiyatlarının makul seviyelere çekilmesini istedi.


Kiremit üreticileri olarak yaşadıkları bir diğer sıkıntının ithal malzemelerin piyasaya girmesi olduğunu anlatan Özsaraçoğlu, "Dünyanın hiçbir yerinde pazarda bu kadar pay alamazlarken Türkiye'de pay almalarının sebebi, insanlarımızın değişiklik olsun yaklaşımıdır. İkincisi ise daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmamasına rağmen kar marjının yüksekliği nedeniyle bu tür malzemelere taşeronlar ve ustaların sıcak bakmasıdır. Dünya ülkelerinde kil kiremit diğer çatı malzemelerinden pahalı olup, ülkemizde ise enucuz çatı malzemesidir" dedi.


2009 yılı Eylül ayında yayınlanan yeni yangın yönetmeliğinde çatılarda yanmazlık konusunda önemli gelişmeler sağladığını ve kiremit kullanımını yanmaz çatı malzemesi sınıfında değerlendirerek yangına karşı kiremidi güvenle kullanabilecek malzemelerin başında saydığını hatırlatan Özsaraçoğlu, "Özellikle çatı kaplaması altında yer alan yüzeyin ve yalıtımın ahşap, OSB, bitümlü membran, ısı yalıtımı sağlayan köpükler gibi normal alev alan malzemelerden olması halinde çatı kaplaması olarak kullanılanmalzemenin mutlak suretle yanmaz sınıfta olması zorunluluğu getirilmiştir" diye konuştu.


Saraçoğlu, bazı belediyelerin yangın yönetmeliğinin farkında bile olmadığını belirtti. Özsaraçoğlu, yönetmeliğe göre özellikle bitişik nizam binalarda yanıcı, çatı örtüsünün kullanılmayacağını ancak başta İstanbul olmak üzere D-E-F sınıfı çatı örtülerinin Türkiye'nin birçok bölgesinde kullanıldığını belirtti. Çorum'da toprak sanayinin sağladığı yüksek iş istihdamı ile en çok SSK pirimi ödeyen sektör olduğunu kaydeden Özsaraçoğlu, 2010'un son çeyreği ve 2011 daha iyi olmasını umutla beklediklerini