BIST 9.595
DOLAR 34,60
EURO 36,61
ALTIN 2.942,47
HABER /  GÜNCEL

Çorlu bu yasak aşkı konuşuyor!

Evli ve 1 çocuk annesi 24 yaşındaki A.T., yasak ilişkisi olduğunu iddia ettiği öğretmeni okulda bıçakladı..

Abone ol

Evli erkek öğretmene okulda kadın veli bıçağı

Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi'nde evli ve 1 çocuk annesi 24 yaşındaki A.T., 4 aydır ilişkisi olduğunu iddia ettiği Uncular Süleyman Peker İlköğretim Okulu 4'üncü sınıf öğretmeni 38 yaşındaki Ş.Y.’yi, okulun öğretmenler odasında bıçakladı. Diğer öğretmenlerin haber vermesiyle gelen polis ekibi tarafından Ş.Y. hastaneye kaldırılırken, A.T. polise teslim oldu.

Çorlu Muhittin Mahallesi Hacı Salih Sokak üzerindeki Uncular Süleyman Peker İlköğretim Okulu’nda görevli sınıf öğretmeni evli 38 yaşındaki Ş.Y., iddiaya göre, okuldaki bir öğrencinin annesi olan ve eşi ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları süren 24 yaşındaki A.T. ile birliktelik yaşamaya başladı.


Dün öğleden sonra A.T., öğretmen Ş.Y.’yi cep telefonundan aradı. Ancak Ş.Y. cep telefonuna cevap vermeyince okula gelen A.T., öğretmenler odasında Ş.Y. ile buluştu ve bir süre başbaşa görüştükten sonra tartışmaya başladı.

Tartışmanın büyümesi üzerine A.T. iddiaya göre çantasından çıkardığı bıçağı Ş.Y.’nin karnına sapladı. Aldığı bıçak darbesi sonrası kanlar içinde kalan ve bağıran Ş.Y.’nin yardımına diğer öğretmenler koştu ve polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri, öğretmen Ş.Y.’yi ekip aracı ile Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. A.T. ise elindeki bıçakla polise teslim oldu.

‘BAŞKA KADIN VELİLERİ DE KANDIRDI’

Verdiği ifadesinde Ş.Y. ile 4 aydır ilişkisi olduğunu iddia eden A.T. “Kendisini aradım. Ancak telefonuma cevap vermedi. Daha sonra okula geldim ve burada tartışmaya başladık. Sonra da bıçakladım. Ş.Y., başka kadın velileri de kandırdı” dedi.

Çorlu Devlet Hastanesi’nde yapılan tedavisinin ardından taburcu edilen Ş.Y., A.T.’nin kendisine iftira atığını öne sürdü. Olayla ilgili olarak Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından idari soruşturma başlatıldı ve 2 müfettiş okula gönderildi. A.T.’nin polisteki sorgusu ise sürüyor.

ADANA'NIN MÜNEVVERİ OLARAK GÜNDEME OTURAN GENÇ KIZI KATLEDEN SEVGİLİSİ HERŞEYİ BİR BİR ANLATTI.. SONRAKİ SAYFAYI ÇEVİRİN

[PAGE]


TUĞÇE'Yİ NASIL KATLETTİĞİNİ ANLATTI

Adana'da, sevgilisi olduğu öne sürülen genç kızı bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen ve yaşı 27 Ekimde mahkeme kararıyla büyütülen zanlı, Cumhuriyet Savcılığında 4 sayfa tutan ifade verdi.

Alınan bilgiye göre, Tuğçe Anlaş'ı (20), Seyhan Barajı ÇEAŞ Hidroelektrik Santrali Yüreğir kıyısındaki kayalıklarda 30 Kasımda boğazını kesip, 28 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan ve olay sırasında yanında bulunan A.P. (37) ile sevk edildiği adliyede nöbetçi mahkemece tutuklanan zanlı M.E'nin, cinayeti tahrik altında gerçekleştirdiğini öne sürdüğü öğrenildi.

Sevk edildiği adliyede alınan ifadesinde, Tuğçe Anlaş'ın 3 yıldır sevgilisi olduğunu söylediği belirten zanlı M.E, ifadesinde şu iddialarda bulunduğu öğrenildi:

BANA TELEFONDA HAKARET ETTİ

''Özlem Ç. isimli bir arkadaşımız vardı. Çorum'da babasının yanında kalıyordu. Geçtiğimiz günlerde Adana'ya gelmiş. Zor durumda olduğu için yanıma çağırdım ve birlikte Tuğçe'yi aradık. Özlem ile birlikte Tuğçe'nin evine gidecektik. Ancak Tuğçe'nin annesi Özlem'i istemediğini söylemiş. Bunun üzerine Özlem yanımdan ayrıldı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Tuğçe'yi telefonla aradım. Ancak telefonu açtığında, Özlem'in yanıma gelmiş olmasından dolayı bana hakaret edip tekrar kapattı. Kendisine aramızın açılmaması için yalvardım. Hatta ben cezaevinde iken beni aldattığını öğrendiğim halde kendisine kötü söz söylemiyordum. Olay günü de Tuğçe ile buluştuk. Yanımızda bizi daha önce kavga ettiğimizde barıştıran arkadaşım A.P'de vardı.

A. AĞABEY BENİ HASTANEYE GÖTÜR DİYE YALVARIYORDU

A.P.'nin kendisinin ve Tuğçe'nin manevi abisi gibi olduğunu ve daha önce küstüklerinde kendilerini barıştırdığını belirten M.E. ifadesinde, “Tartışırken sinirlenerek bana küfretti. ‘Yarın başka bir erkekle yatacağım’ dedi. Bunun üzerine ben sinir krizine girdim. Bıçağı elime alıp bir kez beline vurdum. A. ağabey yanımıza geldi. Bıçağı elimden aldı. Tuğçe hem ‘A. ağabey beni hastaneye götür’ diyor, hem de bana küfretmeye devam ediyordu. Ben A. ağabeyden bıçağı tekrar aldım, kendisinin gitmesini istedim. Gitmeyince bıçağı doğrulttum. Tuğçe ise hala o haliyle ‘Yarın başka erkekle beraber olacağım’ diyordu. Sonrasını hatırlamıyorum. A. ağabeyi de bir daha görmedim” dediği öğrenildi.

PANTOLONUNU YAKIP KÜLLERİNİ TUVALETE ATMIŞ

Olaydan sonra belediye otobüsüne binerek gittiği evinde, kanlı pantolonunu sobada kayıp, küllerini tuvalete attığını anlatan M.E'nin diğer giysileri de yıkadığını belirterek, ''Tuğçe ile cinsel ilişkim olmadı. Atilla ile de bir ilişkisi yoktu. Pişmanım'' şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

KATİLİ TUĞÇE'Yİ ÖLÜME BÖYLE GÖTÜRMÜŞ

[PAGE]

Eski erkek arkadaşı tarafından 28 yerinden bıçaklanarak ve boğazı kesilerek öldürülen Tuğçe’nin ‘Galiba sonum Münevver gibi olacak’ dediği belirtildi. Tuğçe ölmeden önce katil zanlısıyla öldürüleceği yere giderken güvenlik kamerasına yakalandı.

Adana’da eski erkek arkadaşı Malik En tarafından 28 yerinden bıçaklanarak ve boğazı kesilerek öldürülen Tuğçe Anlaş’ın (20) cenazesi dün toprağa verildi.

Tabutuna kına gecelerinde gelinlerin başına örtülen kırmızı örtü ile gelinlik konulan Anlaş’ın yakınları, katilin Tuğçe’yi “Sen Adana’nın Münevver’i olacaksın” diye tehdit ettiğini belirterek, “Tuğçe, ‘Sonum Münevver gibi olacak’ demişti” diye konuştu. Yurtdışından kızının istediği dizüstü bilgisayarı getiren babası kriz geçirdi.

ÖLDÜRÜLMEDEN 2 SAAT ÖNCE KATİL ZANLISIYLA GÖRÜNTÜLENDİ

KATİL ZANLISI ASLINDA 19 YAŞINDA

Malik En’in nüfusunda 17 yazan yaşının, mahkemede iki yaş büyültüldüğü belirlendi. Yaşı mahkeme kararıyla 19 olan şüphelinin, yaş indiriminden yararlanamayacağı belirtildi. Uyuşturucudan sabıkalı Malik En tarafından öldürülen Tuğçe’nin Dubai’de çalışan babası Ergün Anlaş (49), önceki gece Adana’ya ulaştı. “Domuz gribi aşısı vurdurman gerekiyor” diyerek sakinleştirici iğne yaptırılan baba Anlaş, kızını morgda gördüğünde “Çiçeğim, bebeğim” diye ağladı.

ADANA'NIN MÜNEVVER'İ OLACAKSIN

Kız kardeşi Gizem Anlaş (17), zanlının ablasını “Adana’nın Münevver’i olacaksın” diye tehdit ettiğini söyledi. Tuğçe’nin amcasının kızı Müge Anlaş (18), “Tuğçe, Karabulut cinayetinden söz ediyordu” dedi. Zanlı hakkında müebbet istemiyle dava açılabilecek.

TRANSSEKSÜELİN BAŞINI KESİP, SİLİKONLARINI PATLATMIŞLAR

[PAGE]

Bursa'da 8 ay önce yaşanan olayda, Yunus Emre Mahallesi'nde bir çöp konteynerinde başı olmayan bir ceset bulundu. Polis kadına olduğu sanılan cesette yapılan inceleme sonucu cesedin transseksüel Eda Yıldırım'a ait olduğunu belirledi. Slikonları patlatılan ve bıçaklanan transeksüel Eda Yıldırım'a ait otomobile ulaşan ekipler, araçta bulunan bir peçetede sperm izleri olduğunu belirledi. Polis, Adli Tıp laboratuvarlarında spermin DNA profilini çıkardı.

Ardından Eda Yıldırım'ın çalıştığı gazinoyu bulan, buradaki arkadaşlarını ve tanıdıklarını takibe alan polis, şüpheli olarak 30 yaşındaki su pombacısı S.Ö.'ye ulaştı. Gözaltına alınan S.Ö,. Eda Yıldırım'ın arkadaşı olduğunu, olay günü buluştuklarını, piknik yapıp araç içinde ilişkiye girdiklerini ama cinayeti kendisinin işlemediğini savundu. S.Ö., Eda Yıldırım ile askerlik yaptığı sırada tanıştığını ve terhis olduktan sonra da görüşmeye devam ettiğini söyledi. Ancak S.Ö. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Savcılık, başı halen bulunamayan travestinin öldürülmesiyle ilgili soruşturmasını tamamladı. Yıldırım'ın cesedinin bulunmasından 5 gün sonra ifadeye çağrılan şüpheli S.Ö.'nün emniyete giderken içinde maktulle ile birlikte çekilmiş cinsel ilişki görüntülerini bulunan cep telefonu kırdığı tespit edildi. Ayrıca savcı, şüpheli S.Ö.'nün sürekli görüştüğü transseksüel Eda Yıldırım ile buluşup ilişkiye girdikten, cesedinin bulunmasına kadar geçen 31 gün boyunca hiç aramamasını hayatın olağan akışına ters buldu. Şüphelinin, cesedin bulunmasının ardından birden bire merak eder hale gelip, Yıldırım'ı toplam 162 kez aradığını ve transseksüelin kaldığı otelde 3 gün boyunca konakladığı belirlendi.

Savcı, soruşturmayı farklı yöne çekmeye çalıştığı düşünülen zanlının maktuleyi aralarında çıkan bir mesele yüzünden canavarca bir his saikiyle öldürmüş olabileceğine kanaat getirdi. Savcılık sanık hakkında "Canavarca bir his saikiyle adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Hazırlanan iddianame kabul edilirken, şüpheli S.Ö. önümüzdeki günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim önüne çıkacak.



KIZLARINI ÖLDÜRÜP KÜMESE GÖMMÜŞLER

[PAGE]

Adıyaman’ın Kahta İlçesi’nde, kaybolduğu ileri sürülen 16 yaşındaki Medine M. adlı genç kız, evinin bahçesinde gömülü olarak bulundu. Töre cinayetine kurban gitmesinden şüphelenilen genç kızın cesedi gömüldüğü yerden çıkarılırken, anne, baba ve daha önce kendisini dövdüğü gerekçesiyle polise şikayet ettiği dedesi polis tarafından gözaltına alındı.

AİLESİ ÖLDÜRDÜ, KÜMESE GÖMDÜ

Dün akşam 155 polis ihbar hattını arayan bir kişi, ailesi tarafından kaybolduğu ileri sürülen Medine M. adlı genç kızın, aile meclisinin aldığı karar doğrultusunda infaz edildiğini ve ardından evlerinin bahçesindeki tavuk kümesine gömüldüğünü söyledi. İhbarın ardından çalışma başlatan polis, ihbarcının Medine M.’nin resim kayıtlarda herhangi bir başvuru yapılmadığını ancak mahalle sakinleri fırıncılık yapan 9 çocuk sahibi A.M. ve İ. M. çiftinin 2’nci çocukları olan Medine’nin kaybolduğunu söylediklerini belirledi.

CESEDİ OTURUR VAZİYETTE BULUNDU

İhbarcının bahsettiği evin bahçesinde tavuk kümesinin de bulunmasının ardından Cumhuriyet Savcılığı’ndan arama kararı alan polis, üzeri betonla kaplanmış olan tavuk kümesinde kazı çalışması başlattı. Yaklaşık 4 saat süren ve 2 metre derinliğinde yapılan kazıda, genç kızın oturur vaziyette, boğazına eşarp sarılı haldeki çürümeye yüz tutmuş cesediyle karşılaşıldı. Genç kızın cesedi gömüldüğü yerden çıkarılarak ilk olarak Kahta Devlet Hastanesi morguna, ardından da kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Malatya Turgut Özal Tıp Fakültesi’ne gönderildi.

DEDESİNİ POLİSE ŞİKAYET ETMİŞ

Öte yandan, genç kızın yaklaşık 2 ay önce polise giderek dedesi F. M.’yi kendisini dövdüğü gerekçesiyle şikayet ettiği belirlendi. Erkeklerle konuştuğu gerekçesiyle kendisini döverek şiddete maruz bıraktığını ileri süren Medine’nin şikayetinin ardından, dede F. M. hakkında işlem başlatıldığı öğrenildi.

AİLE GÖZALTINA ALINDI

Genç kızın erkeklerle dolaştığı iddiasıyla töre cinayetine kurban gittiğinden kuşkulanırken, polis ailenin yaşadığı ev ve bahçesinde uzun süre inceleme yapıp, delil aradı. Gece geç saatlere kadar süren çalışmanın ardından polis, cinayetle ilgili olarak evde bulunan Medine M.’nin annesi, babası ve dedesi gözaltına aldı. 3 şüpheli sorgulanmak üzere Kahta İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

KIZINI TACİZ EDEN KOCASINI SAVUNDU

[PAGE]



Muğla’nın Bodrum İlçesi’ne bağlı Gümüşlük Beldesi’nde, 4 yıl önce evlendiği 41 yaşındaki S.Ö.’nün, ilk eşinden olan 14 yaşındaki kızı E.D.’yi, gece yatağına girip taciz ettiği ve sonrasında öldüresiye dövdüğü öne sürülen bahçıvan 47 yaşındaki M.Ö. tutuklandı.

İlköğretim öğrencisi kız, iki yıldır sürekli kendisini taciz ettiğini söylediği üvey babasından şikayetçi olurken, anne S.Ö.’nün, “Eşim gece alkollüymüş, kızımı sevmek istemiş. Kızım da ters cevap verince iki üç tokat atmış. O kızımın babası, sever de döver de” demesi şaşkınlık yarattı.

KIZ ÇOCUĞU KARAKOLA SIĞINDI

Olay, 30 Kasım gece yarısı E.D.’nin koşarak, evinden yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Gümüşkaya jandarma karakoluna sığınması ve üvey babası M.Ö.’nin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, sonrasında dövdüğünü söylemesiyle ortaya çıktı.

AYIP YERLERİMİ ELLEMEYE ÇALIŞIYOR

E.D.jandarmadaki ifadesinde ağlayarak şunları anlattı:

“Üvey babam iki yıldır beni önceleri sözle sonraları elle taciz edip ayıp yerlerimi okşamaya çalışıyor, buna izin vermiyordum. Geceleri annem uyuduktan sonra odama gelip, ‘ben senin babanım seninle yatmamda sakınca yok’ diyordu. Bu durumu anneme söyledim ama annem de, ‘baban kızım, tabii ki sevecek’ diyordu. Üvey babamın tacizleri artmıştı. Kendisine izin vermediğim zamanlar beni hırpalayıp tokat atıyordu. O gece de yatağıma girip bana sarıldı, dudaklarımdan öpmeye çalışırken bir yandan da külotomu çıkarıyordu, çok alkollüydü, korktum. Yataktan çıkmaya çalışıp, ‘yapma baba’ diye yalvarınca beni dövdü, araya annem girdi. Onu da dövmeye başlayınca, fırsattan yararlanıp ben de çareyi gece karanlığında kaçıp jandarmaya sığınmakta buldum. Bir daha o eve dönmem imkansız. Ne olur, okumak istiyorum, beni o eve geri göndermeyin.”

DEVLET KORUMASINA ALINDI

İlköğretim 8'inci sınıf öğrencisi E.D., şaşkınlık yaratan ifadelerinin ardından sağlık ocağına götürülerek kontrolden geçirildi. Gümüşkaya Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri de bir tatil sitesinde bahçıvanlık yapan üvey baba M.Ö.’nün peşine düştü. Olay sabahı anne S.Ö.’nün jandarmaya, “kızım evden kaçtı bulmanızı istiyorum” diye başvuru yaptığı, üvey baba M.Ö.’nün de “çalışmaya gidiyorum” diyerek ortadan kaybolduğu anlaşıldı.

M.Ö., ısrarlı takip sonucu Bodrum çıkışındaki Torba Jandarma Kontrol Noktası’nda kendisine ait otomobilde yakalanarak gözaltına alınırken, anne S.Ö. de ifade verdi. Sorgusunun ardından dün öğle saatlerinde Bodrum Adliyesi’ne sevk edilen M.Ö., 6 saat süren duruşmada suçlamaları kabul etmedi. Olay gecesi alkol aldığını, niyetinin sadece E.D.’yi sevmek olduğunu ancak yanlış anlaşıldığını savunan M.Ö. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Mahkemede jandarmadaki ifadesini tekrarlayan E.D. ise savcılığın talimatıyla Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne teslim edilerek devlet korumasına alındı.

‘O BABASI SEVER DE DÖVER DE’

Adliye çıkışında eşinin tutuklanarak cezaevine gidişini izleyen anne S.Ö.'nün  söyledikleri şaşkınlık yarattı. Öztürk, kızının cinsel tacize uğradığını bilmediğini belirtirken, “Eşim gece eve geldiğinde alkollüymüş, kızımı sevmek istemiş. Kızım da ters cevap verince iki üç tokat atmış, ardından beni de dövdü. Kızımı doktora götürdüler birşey çıkmadı. İddialar doğru değil, asla öyle bir şey yok. O kızımın babası, sever de döver de. Bununla ilgili başka bir şey söylemek istemiyorum” dedi.

HASTANEDE PARMAK REZALETİ

[PAGE]

Trabzon'da iki parmağını makineye kaptıran ve ameliyat için İstanbul'a sevk edilen işçinin taşıdığı termostan dört parmak çıktı. Parmaklar bir başka hasta Dursun Ayaz'a aitti

Skandala imza atan hastane yetkilileri, "Termosların üzerine isim yazmamışlar" diye açıklama yaptı.

Sabah gazetesi bu rezaleti manşetten okurlarına duyurdu. Olay, Çarşıbaşı ilçesinde Koptur Dalyan Balık Unu ve Yağı Üretim Tesisleri'nde saat 07.00'de meydana geldi. Gece vardiyasında çalışan 36 yaşındaki evli ve iki çocuk babası Hasan Arslan, sağ yüzük ve serçe parmağını helezon makinesine kaptırdı.

Un dolu çuvalın içine düşen iki parmak, yaralıyla birlikte önce Vakfıkebir Hastanesi'ne, ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne götürüldü. Doktorlar, parmakların dikilemeyeceğini, dikilirse bile eski işlevini yerine getiremeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Arslan, İstanbul'a sevk edildi. Trabzon'daki hastane, Hasan Arslan'ın kopan iki parmağını, içine buz doldurulmuş termosa koyarak hasta yakınlarına teslim etti.

2 yerine 4 parmak çıktı

Yaralı Hasan Arslan'ın bulunduğu uçak saat 11.15'te İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi. Ambulansla hemen Anadolu Sağlık Merkezi'ne götürülen Arslan ameliyathaneye alındı. Ancak, termostan 2 yerine 4 parmak çıktı. Doktorlar kısa süreli bir şok yaşarken, parmakların başka bir hastaya ait olduğu ortaya çıktı. Hemen Trabzon'daki hastane yetkilileri arandı ve yanlış parmakların gönderildiği, bir sonraki uçakla Hasan Arslan'a ait iki parmağın gönderilmesi istendi.

Arslan'ın parmakları sonraki uçakla yollandı

Trabzon'dan 16.45 uçağıyla Arslan'ın kopan iki parmağı İstanbul'a gönderildi. Hasan Arslan, yaklaşık 6 saat gecikmeyle saat 20.00'de ameliyata alındı. Hasan Arslan'ın kopan iki parmağı yaklaşık 8 saat süren operasyonla yerine dikildi. Ameliyata giren Doç.Dr. Semih Takka, "Yüzük parmağının durumu ise iyi görünüyor. Serçe parmağının çalışmadığını düşünüyoruz. Tekrar ameliyata alınacak. Parmakların işlevini kazanıp kazanmadığı bir hafta sonra belli olacak" diye konuştu.

Başhekim: Karışmış
Öte yandan, İstanbul'a gönderilen diğer 4 parmağın 65 yaşındaki Dursun Ayaz'a ait olduğu ve balık tutarken koptuğu ortaya çıktı. Skandalla ilgili açıklama yapan hastane Başhekimi Prof.Dr. Tevfik Özlü, "Bir arkadaşımızı görevlendirdik. Eğer ihmali varsa soruşturma başlatacağız. Buzdolabında saklanan iki hastaya ait parmaklar karışmış. Üzerlerine isim yazmamışlar. Karışıklık buradan kaynaklanıyor" dedi.

Bursa'da, yüzüne korku filmlerinde kullanılan maske takarak yaşı küçük 5 çocuğa tecavüz ettiği iddia edilen bir kişi, bayram ziyaretine gittiği arkadaşının evinde jandarma tarafından yakalandı.

SEVGİLİSİYLE YAKALANINCA ÇOCUĞUNU EZDİ

[PAGE]

Arabayla gezdiği sevgilisiyle birlikte, 18 yıllık eşine ve 5 yaşındaki çocuğuna yakalanan 37 yaşındaki A.A. kendisini durdurmak isteyen çocuğuna çarpıp kaçtı…

Edirne’de 37 yaşındaki A.A. sevgilisiyle buluşarak arabayla gezintiye çıktı. A.A. ışıklı kavşakta 18 yıllık eşi ve 5 yaşındaki kızına yakalandı.

Paniğe kapılan A.A., kendisini durdurmak isteyen ve otomobilin önüne atlayan kızına çarptı ve ardından kaçtı.

Annesi tarafından hastaneye kaldırılan D.A. sabaha kadar tedavi altında tutuldu ve taburcu edildi.

KIZINI GÖRMEYE GELDİ

Sabah saatlerinde kızını görmek için hastaneye gelen baba A.A., 18 yıllık eşinin şikayeti üzerine polis tarafından gözaltına alındı.

DERYA'YI DENİZDE BOĞDULAR

[PAGE]



Çatalca'da kuaförlük yapan 17 yaşındaki Derya Çınar, erkek arkadaşı ile gittiği Akvaryum Koyu'nda hayatını kaybetti.

Derya Çınar'ın babası Mustafa Çınar, yüzme bilmeyen kızının tehlikeli olan koyda denize girmesinin şüphe uyandırdığını söyledi.

Mustafa Çınar, kızı Derya'yı erkek arkadaşı Volkan G.'nin denize atarak öldürdüğünü ileri sürdü.

Volkan G.'nin kıyıdan koşarak kaçarken görüldüğünü söyleyen Mustafa Çınar, “Bir kişi sevdiğini denizde can çekişirken bırakıp kaçmaz. Volkan kızımı öldürmüş olmasa bile yardım etmeyerek ölümüne yol açtı” dedi.

“İŞE GİDİYORUM” DEDİ ANCAK...

Derya, 8 Temmuz sabahı “İşe gidiyorum” diyerek evden çıktı. Ancak Derya işyeri yerine 23 yaşındaki erkek arkadaşı Volkan G. ile Çatalca yakınlarındaki Akvaryum Koyu'na gitti. Çevredekiler Derya ile Volkan G.'yi kıyada gezerken gördü. Bir ara Volkan G.'nin koştuğunu fark eden çevredekiler ile cankurtarlar jandarmaya haber verdi.

Bir süre sonra Derya Çınar'ın denizden cesedi çıkarıldı. Jandarma ekipleri Volkan G.'yi gözaltına aldı. Volkan G. ifadesinden sonra savcılık tarafından serbest bırakıldı. Savcılık, soruşturmanın devamı için Derya Çınar'ın ölüm nedenini açıklayancak olan Adli Tıp Kurumu raporunun gelmesini bekliyor. Rapor suda boğulma şeklinde olursa dosya kapanacak. Şüpheli bir durum karşısında ise soruşturma sürdürülecek.

Derya'nın babası bu beklemem süresinde Volkan G. hakkında yardım etmek yerine kızını bırakıp kaçtığı için madde ve manevi tazminat davası açtı. Mustafa Çınar, davanın ilk duruşmasını bekliyor.

KIZIM YÜZME BİLMİYOR

Mustafa Çınar “Şüphelerim olduğu için olayın peşini bırakmayacağım. Büyük kızım Gamze Çınar, 2 yıl önce Serkan D. ile kaçarak evlendi. 6 ay evli kaldılar, anlaşamayıp ayrıldılar. Kızım benim evime geri döndü. Serkan D. ile sorunlar yaşadık, mahkemelik olduk. Derya'nın Volkan G. ile görüştüğünü duyunca kızımı uyardım. Volkan G. ile Serkan D. çok samimi arkadaşlar. 'Benden intikam almak için sana bir şey yaparlar' dedim” dedi.

SİM KARTLARI SİLİNDİ

Mustafa Çınar, “Bu halde çok tehlikeli bir yerde denize götürüldü. Bu kuşkulanmam için yeterli bir neden. Sevgilisi olay yerinde koşarak uzaklaşmış. Kızımın telefon sim kartları ve fotoğraf makinesi Volkan G.'nin babası tarafından bana 2 gün sonra getirildi. SİM kartlar silinmişti. Fotoğraf makinesinin içinde de film yoktu. Bunlar da beni şüphelendiriyor” diye konuştu. Mustafa Çınar şunları da söyledi:

“Kızının yanında çalıştığı kuaför Sevgi K., Derya sık sık telefonda konuştuğu ve Volkan G. kuaför salonuna gelmesi için beni aradı. ‘Kızını kovacağım' dedi. Derya 'Sevgi abla Volkan'dan para alırken iyiydi' dedi. Sevgi K. cenaze günü 'Ben her şeyi biliyorum' dedi. Acaba olaylara göz mü yumdu? Birçok kişi kızımın kuaförde Volkan tarafından dövüldüğünü söylüyor. Ama hiç kimse şahitlik yapmıyor. Burası küçük yer. Herkes birbirini tanıyor. Her gün böyle şeyler oluyor aklımdan geçmeyen şeyler benim de başıma geldi kızlarımız ölüyor onların yaşama hakkı yok mu? Denize düşen bir insan, arkanı dönüp kaçamazsın.”

ÖLDÜRESİM GELİYOR

Yakın arkadaşı Sevgi Y. (15) de verdiği ifadesinde Volkan G.'nin Derya'yı tehdit ederek dövdüğünü belirtti. Sevgi Y., “Derya ile Volkan'ın çok mutlu bir ilişkisi yoktu. Derya ayrılmak istese de Volkan'dan korktuğu için ayrılamıyordu. Volkan oldukça sinirliydi. Her gece mutlaka alkol alırdı. Benim yanımda pek çok kez Derya'nın üzerine yürüdü. Volkan olaydan 2 gün önce beni arayarak Derya ile aralarının kötü olduğunu söyledi. Hatta 'Arkadaşlarını iyi seç. Kendimi zor tutuyorum. Gidip onu öldüresim geliyor' dedi. Ben Volkan'nın sinirlenip deryayı denize itebilmiş olacağını düşünüyorum” diye ifade verdi.

ONU KURTARMAYA ÇALIŞTIM

Volkan G. ise ifadesinde “Derya benim sevgilimdi. Evlenmeyi düşünüyorduk fakat Derya'nın babası izin vermedi. Denize girmek için Çilingoz'a gittik. Denize girdik.” dedi. Volkan G., şunları söyledi:

“Arabada ben yarım saat uyudum. Tuvalete gitmek istediğini söyledi. Akvaryum koyuna gittik. El ele tutuşu sahilde yürüdük. Kayaların ayağına battığını söyleyince kucağıma aldım. Aramızda hiçbir problem yoktu. Derya kayanın üstündeyken ayağı kaydı. Denize düştük. Ben kayaya tutunup dışarı çıktım. Derya gülüyordu. Hiçbir şekilde bağırmadı. Derya'nın su yuttuğunu tahmin ediyorum.

1,5 senedir beraberiz çok sık kavga ederdik ama birbirimizi seviyorduk. Bir gün Derya ile yapmış olduğumuz bir kavgadan sonunda Sevgi Y. ile dertleşirken ona 'Arkadaşlarını iyi seç. Kendimi zor tutuyorum. Gidip onu öldüresim geliyor' dedim. Fakat bu sözler öfke anında söylenmiş sözlerdi. Ben kesinlikle Derya'nın ölümüne sebebiyet vermedim. Onu kurtarmaya çalıştım.

Subaşı köyünde alışveriş yaparken şarjının olmadığını söyleyerek telefonlarımı istedi. İki telefonumu verdim. İki hattını da telefonlarıma taktı. Derya boğulduktan sonra olayı bildirmek için kendi hatlarımı taktım. Derya'nın hatları cebinde kalmış. Babam daha sonra hatları Derya'nın babası Mustafa Çınar'a verdi. Fotoğraf makinesinin filmi zaten yoktu.”

OTOBÜS BAGAJINDAN CESET ÇIKTI!

[PAGE]


İzmir'de bir otobüs şoförü, aracın bagajında ölü bulundu. 

Bir seyahat firmasında şoför olarak çalışan Hüseyin Kaplan (43), Karadeniz turundan döndükten sonra otobüsü Çamdibi semtindeki özel otoparka götürdü.

Kaplan'dan haber alamayan ve cep telefonundan ulaşamayan firma görevlileri, otoparka gitti. Görevliler, park halindeki otobüsün bagajında Kaplan'ın cesedini buldu.

Vücudunda darp izine rastlanmayan Kaplan'ın kalp ve şeker hastası olduğu, kalp krizi sonucu ölmüş olabileceği bildirildi.

Kaplan'ın cesedi, otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Firma görevlileri, uzun seferlerden dönen şoförlerin dinlenmek için otobüsün bagajında uyuduğunu, Kaplan'ın da bu amaçla bagaja girmiş olabileceğini ifade ettiler.

OKUL TUVALETİNDE TECAVÜZ. HABERİ OKUMAK İÇİN SAYFAYI ÇEVİRİN

[PAGE]



OKUL TUVALETİNDE TECAVÜZ

Jandarmaya başvuran K.D, köy dışında bulunan hayvan ağıllarını kontrol etmesi için gönderdiği kızı N.D’nin (14), K.S. (18) tarafından zorla bir ilköğretim okulunun tuvaletine götürüldüğünü ve burada tecavüze uğradığını iddia etti.

Şikayet üzerine harekete geçen jandarma ekipleri, K.S’yi gözaltına aldı. Zanlı, sorgulamasının ardından çıkartıldığı mahkemece tutuklandı.