Çekimi devam eden bir dizinin oyuncularından C.D.D.'nin, rol arkadaşı B.O.'ya tecavüz ettiği iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
Abone olİzmir'de çekimi devam eden ve ulusal bir kanalda yayınlanan dizide birlikte rol aldığı kız arkadaşı 36 yaşındaki B.O.'ya tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan oyuncu 23 yaşındaki C.D.D. hakkında 13 yıl hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
C.D.D., aynı evi paylaştığı B.O'nun, şöhretini ve başka kadınlarla ilişkisini kıskanıp, kendisinden ayrılmaması için şikayetçi olduğunu öne sürdü.
Davaya konu olan olay, geçen 1 Haziran'da Alsancak semtinde meydana geldi. Dizide 'Feryal' karakterini canlandıran B.O., 'Doruk' karakteriyle başrolde oynayan C.D.D.'nin kendisini döverek, tecavüz ettiğini öne sürerek polise başvurdu. Gözaltına alınan ve suçlamaları kabul etmeyen C.D.D. tutuklandı. Olayı soruşturan savcı, C.D.D. hakkında 'Cinsel saldırı ve 6136 sayılı kanuna muhalefet' suçundan 13 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.
"KENDİ İSTEĞİYLE BİRLİKTE OLDUK"
İzmir 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşmasında tutuklu yargılanan C.D.D. hazır bulundurulurken, avukatı Atilla Ertekin, şikayetçi B.O ve avukatı Koray Başol katıldı. Oyunculuk ve menajerlik yaptığını belirten tutuklu sanık C.D.D. savunmasında suçlamaları kabul etmedi. C.D.D. ifadesinde, şöyle dedi:
"Kendisinden ayrılacağımı söyleyince depresyona girdi. Sakinleştirmek için çok uğraştım ama başaramadım. Kendisi benim kız arkadaşım, hatta oyunculuk konusunda hocamdır. Aynı evde uzun zamandır birlikte yaşamaktayız. Buna bağlı olarak olay gününe kadar da cinsel birliktelik yaşadık. Olay gecesi eve erken geldim, kendisi yoktu. Saat 03.00 sıralarında alkollü olarak eve geldi. Her zamanki gibi gidip yanına yattım. Kendisi ilişkiye girmek istedi, birlikte olduk. İddia edildiği gibi de copla dövmedim, şiddet uygulamadım. Cop kendisine aittir. Olayın bu şekle dönüşmesinin nedeni, birlikte kurduğumuz şirket ve ortak kredi kartı harcamalarımızın ödenmemesinden duyduğu öfkedir. Ayrıca birlikte olduğumuz bu 1.5 yıl içinde zaman zaman onu aldattığım için bana karşı tepkilidir. Benim şöhretim artınca başka kadınlarla beraber olmamı kabullenemedi. Kendisi son zamanlarda dizide rol alamaz duruma geldi. Beni kıskandığından bunları yaptı. Benim şöhretimi kıskandı. Tahliyemi istiyorum."
"KURSTA TANIŞTIK"
Oyuncu ve eğitmenlik yaptığını söyleyen B.O., ise gözyaşları içinde verdiği ifadesinde, tanıştıktan 1 hafta sonra yanına taşınan C.D.D. ile 'Sanat Fabrikası' adı altında tiyatro ve sinema oyunculuğu kurs açtıklarını anlattı. Burasını açarken bankadan kredi çektiğini belirten B.O., borcun ödenmesi konusunda sıkıntı yaşadıklarını, sonrasında her sinirlendiğinde bir mazeret uydurarak kendisini dövdüğünü ileri sürdü. Aralarının düzeleceği beklentisiyle her seferinde affettiğini anlatan B.O., "Bana yaptığı baskılardan dolayı evimde hapis hayatı yaşıyordum. Baskılardan ve hürriyetimi engellemesinden dolayı geçen yıl eylül ayında karakola gidip şikayetçi oldum. Hakkında işlem yapıldı" dedi.
Bu olaydan sonra C.D.D.'nın düzeldiğini, aralarının da iyi olduğunu kaydeden B.O., şunları anlattı:
"Geçen yılbaşını Antalya'ya program yapmaya gittim. Beni o gece yumruk ve tekmelerle dövdü. Şiddet uygulamasına rağmen kendisinden ayrılamadım, çünkü beni korkutuyordu. Baskılarına daha fazla dayanamayıp bir kez hap içip intiharı bile denedim. Evi terk edip iki gün otelde kaldım. Param bitti. C.D.D., beni arayıp, bir daha rahatsız etmeyeceğini söyledi. Eve tekrar birleşme amacıyla değil, ayrılmak amacıyla döndüm."
B.O., C.D.D.'nin olay günü kendisini copla dövüp tecavüz ettiğini, çıplak fotoğraflarını çekip, internete koyacağını söylediğini öne sürdü. Şikayetçi olduğunu yineledi.
DNA'SI TUTUYOR
Mahkeme Başkanı Hakim Erhan Atlı, Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı'ndan gelen raporu okudu. Atlı, raporda, mağdurdan alınan sperm örneğinin sanığa ait olduğunu belirtti. Sanık avukatı Atilla Ertekin, mağdurun olaydan dolayı ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan Haziran 2012'ye gün verildiğini, sürenin çok uzun olduğunu, bu nedenle müvekkilinin tahliyesini talep ettiklerini belirti. Mahkeme heyeti oy çokluğu ile sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.
BACIMIZ DEYİP TECAVÜZ ETTİLER
HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...
[PAGE]Mersin'de 4 kişi, yolda tartışan nişanlı çiftin arasına girdi. "Bacımızı nasıl üzersin?" diyerek nişanlısına kızdıkları kadını "eve götürme" bahanesiyle otomobile bindiren kişiler boş araziye götürdü. Silah zoruyla kadına tecavüz ettikten sonra kadını portakal bahçesine atan zanlılar polis tarafından yakalandı.
"SENİ EVİNE BIRAKACAĞIZ!"
Olay Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde meydana geldi. İddiaya göre 30 yaşındaki A.K. adlı kadın, nişanlısı H.A. ile yürürken tartışmaya başladı. Bu sırada yanlarında duran bir araçtan inen 4 kişi, H.A.'ya "Bacımızı nasıl üzersin?" diyerek çıkıştı ve A.K.'yi "Seni evine bırakacağız" diyerek arabaya bindirdi. 4 kişi, Fuat Morel Mahallesi'nde boş bir araziye götürdükleri genç kadını, tartakladıktan sonra 27 yaşındaki F.Ö., silah zoruyla A.K.'ye tecavüz etti. Zanlılar, olayın ardından kadını portakal bahçesinin kenarına atarak kaçarken, yarı baygın halde vatandaşlarca bulunan A.K., Mersin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
İKİSİ TUTUKLANDI, İKİSİ SERBEST KALDI!
Genç kadının ifadelerinden yola çıkan ve bölgede araştırma yapan polis, aracın plakasının son üç rakamını ve modelini belirledi. Yapılan araştırmada Şanlıurfa'da bir adrese ulaşan polis, buradan zanlılar F.Ö., H.Ç., M.D. ve M.B.'nin adres bilgilerini alarak Mersin'de eş zamanlı operasyon düzenledi. 4 zanlı da yakalanıp gözaltına alındı. Talihsiz kadın, zanlıları teşhis etti ve F.Ö.'nün kendisini darp ederek silah zoruyla tecavüz ettiğini söyledi. Mahkemeye çıkarılan zanlılardan F.Ö., M.D. tutuklanırken; H.Ç. ile M.B. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
300 METRE YÜKSEKLİKTEN ÖLÜME SÜRDÜ
HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...
[PAGE]
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü araştırma görevlisi Hakan Ağaç, otomobiliyle denize uçtu.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Araştırma Görevlisi 32 yaşındaki Hakan Ağaç, kullandığı otomobille 200 metre yükseklikten denize uçtu. Cesedi, denizden 30 metre yükseklikte kayalıklarda bulunan Hakan Ağaç'ın intihar ettiği ileri sürüldü. Ağaç'ın, kazadan 1 saat önce ameliyat olan yeğenini hastanede ziyaret ettiği, yarın sabah da eşiyle birlikte Kuşadası'na tatile gitmeye hazırlandığı öğrenildi.
Olay, bugün saat 15.15 sıralarında Zonguldak-İstanbul Karayolunun 10'uncu kilometresindeki Ilıksu mevkiinde meydana geldi. 5 yıldır Zonguldak Kara Elmas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde araştırma görevlisi olan Hakan Ağaç, bugün saat 13.30'da Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne giderek ameliyat olan 4 yaşındaki yeğeni Zeynep Köken'i ziyaret etti. Saat 14.30'da hastaneden ayrılan Ağaç, aynı bölümde araştırma görevlisi olan eşi 29 yaşındaki Çağlar Ağaç'ı Terakki Mahallesi'ndeki evine bıraktıktan sonra 67 DR 949 plakalı otomobiliyle Ereğli ilçesi yönüne ilerlemeye başladı. Ağaç'ın kullandığı otomobil, Kozlu beldesi Ilıksu mevkiinde kavşağa geldiğinde, virajda hızını kesmeden uçuruma doğru ilerledi. Arkasından toz bulutu çıkaran otomobil, yaklaşık 200 metre yükseklikten kayalara çarparak denize uçtu.
Görgü tanıklarının 155 Polis İmdat hattını arayarak, 'Süratli giden otomobilin denize uçtuğu' ihbarı üzerine olay yerine polis, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü kurtarma ekibi ile ambulans yönlendirildi. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Deniz Şube Müdürlüğü'ne ait deniz botu ile sahil güvenlik de olay yerine gitti.
Dik uçurumdan güçlükle inen ekipler, otomobilin denize gömüldüğü bölgede inceleme yaptı. Kayalara çarpması nedeniyle otomobilin birkaç parçası karada, bazı parçaları ile motorundan çıkan yağlar denizin yüzeyinde görüldü. Bu sırada görgü tanıkları, "Otomobili normal kullanır gibiydi. Oradan bu tarafa gelirken hiç frene basmadan olduğu gibi dümdüz geldi. Başka kimseyi görmedik. Hiç frene basmayıp, sinyal vermedi. Gelirken toz bulutu kalktı" diye polise ifade verdi.
Ekiplerden önce uçuruma inen gönüllüler de bölgede arama yaptı. Arama sırasında poşet içerisinde tenis topları ve Hakan Ağaç'a ait evrak bulundu. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü görevlileri eğitimli 'Afet' ve 'Hayat' adlı köpeklerle kayalıklarda arama yaptı. Önce Hakan Ağaç'ın gömleği bulundu. Gömlek kurtarma köpeklerine koklatılarak karada ceset aramasına devam edildi. Bu sırada haberi alan Ağaç'ın annesi 63 yaşındaki Şerife Ağaç, meslektaşları ve yakınları da olay yerine geldi. Anne Şerife Ağaç, "Benim oğlum nerede. Benim oğlum bulundu mu? Yavrum gitti. Bir tane oğlum gitti" diyerek gözyaşı döktü. Sinir krizi geçiren Şerife Ağaç, ambulansa bindirilerek tedavi edilmek üzere ZKÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.
Acı haberi alır almaz olay yerine gelen İsmail Köken ise kayınbiraderiyle 1 saat önce hastane görüştüklerini belirterek, "Kızım geniz ameliyatı olmuştu. Hastaneye ziyarete geldi. Hastaneden ayrıldıktan sonra eve gittiler. Kazayı duyunca buraya geldik. Hiçbir sorunu yoktu. Gayet mutlu ve iyi durumdaydı. Yarın sabah eşi ile birlikte Kuşadası'na tatile gideceklerdi" dedi.
İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'ne ait kurtarma köpekleri, yaklaşık 2.5 saatlik aramanın ardından saat 17.45'de denizden 30 metre yükseklikte çalıların arasında Hakan Ağaç'ın cansız bedenine ulaşıldı. Yapılan ilk incelemede Ağaç'ın boynunun kırıldığı ve vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğu belirlendi.
Bir yıl önce de babası öldüğü belirlenen Hakan Ağaç'ın cesedi deniz yolu ile Kozlu barınağına ardından da otopsi yapılmak üzere Zongaldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Bu arada, polis, gaz kesmeden otomobilini direk uçuruma süren Hakan Ağaç'ın intihar etmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
AYNI YERDE BİR DOKTOR İNTİHAR ETMİŞTİ
Araştırma görevlisi Hakan Ağaç'ın intihar ettiği yerde bir buçuk yıl öncede intihar vakası yaşanmıştı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinde görev yapan 36 yaşındaki Yrd.Doç. Dr. Ebru Taşçı, geçtiğimiz yıl 29 Mart'ta otomobilini denize sürerek intihar etmişti.
ANNESİ 'BENİ BIRAKMA YAVRUM' DİYE GÖZYAŞI DÖKTÜ
Hakan Ağaç'ın cenazesi, bulunduktan 1.5 saat sonra İl Afet Acil Durum Müdürlüğü'ne ait botla Kozlu Limanı'na götürüldü. Ceset torbasına konulan Ağaç'ın cenaze ambulansa taşındığı sırada annesi Şerife Ağaç, gözyaşı döktü. Yakınlarının teselli etmeye çalıştığı Şerife Ağaç, "Yavrum, oğlum. Oğlumu göreceğim. Yavrum sen böylemi olacaktın. Beni bırakma yavrum" diye ağıt yaktı. Ağaç'ın cesedi, otopsi yapılmak üzere ZKÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi morguna götürüldü. Hakan Ağaç'ın eşi Çağlar Ağaç bir süre Kozlu limanında eşinin cenazesini bekledi. Eşinin cenazesinin gelmemesi üzerine fenalaşan Çağlar Ağaç, yakınları tarafından uzaklaştırıldı. Polis, olay ile ilgili soruşturma başlattı.
GECE KARANLIĞINDA SESSİZ SEDASIZ GÖMDÜLER
HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...
[PAGE]Hatay'ın Dörtyol İlçesi'nde aile meclisi kararıyla öldürüldüğü öne sürülen 21 yaşındaki Ceylan Soysal'ın cenazesi, katledildiği evin yanındaki mezarlığa gece karanlığında defnedildi.
Sığındığı babasının evinde diz çöktürülüp, erkek kardeşi 17 yaşındaki E.H. tarafından göğsünden ve karnından tabancayla vurulan, ölmesi için üzerine kapı kilitlenen Ceylan Soysal'ın öksüz kalan 1 yaşındaki Eylül de, savcılık talimatıyla anneannesi 38 yaşındaki Sabiha Hicri'den alınıp, Antakya'daki çocuk yuvasına götürüldü.
19 Temmuz gecesi cinayete kurban giden Ceylan Soysal'ın cenazesi, Adana Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından dedesi tarafından teslim alınıp, Dörtyol'a getirildi. Cenaze, cinayetin işlendiği Özerli Çay Mahallesi Onur Sokak'taki evin yanındaki mezarlıkta saat 20.30 sıralarında toprağa verildi. Defin sırasında 15-20 kadar erkek bulundu.
Mahalledeki komşuları ise gündüz saatlerinde mezarlığa gelip, etrafı biriketle çevrilen ve üzeri taşlarla kapatılan mezarın üzerine su döküp, dua etti. Olayın yaşandığı evde ise kimsenin bulunmadığı dikkati çekti. Ceylan Soysal'ın diz çöktürülüp öldürüldüğü odadaki kan izleri bulunan halı ise çöpe atıldı.
1 YAŞINDAKİ EYLÜL'E DEVLET KORUMASI
Annesinin katledildiği evde anneannesi tarafından bakılan 1 yaşındaki Eylül Soysal ise Dörtyol Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu görevlileri tarafından alınıp, Antakya'daki çocuk yuvasına götürüldü.
Kızını Ceylan'ı kaybetmesine rağmen serin kanlı olmasıyla dikkat çeken 8 çocuk annesi Sabiha Hicri, torununu kendisinin büyüteceğini söylemişti.
TETİĞİ KİM ÇEKTİ?
Olay gecesi, ölen Ceylan'ın babası Mehmet Hicri'nin cinayeti oğlu E.H.'nin işlediğini söylemesine rağmen Dörtyol Emniyet Müdürlüğü, 6 şüpheli arasında tetiği kimin çektiğini araştırıyor.
Dörtyol polisi, Ceylan Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili tutuklanarak cezaevine gönderilen babası 40 yaşındaki Mehmet Hicri, kardeşi E.H. amcaları 30 yaşındaki Ahmet Hicri ve 25 yaşındaki Ramazan Hicri ile amcasının oğlu Halil Hicri, dayısı Ali Güneş'ten alınan el sıvaplarını ve elbiselerini kriminal incelemeye gönderdi. Şüphelilerden amca Ramazan Hicri'nin tetiği E.H.'nin değil, kendisinin çektiğini söylediği öne sürüldü.
CEYLAN'IN YERİNİ KOCASI SÖYLEDİ
İşsiz Ferdi Soysal tarafından terk edildikten sonra çaresiz kalıp Çanakkale'den Adana'ya gelen Ceylan Soysal'ın yerini 3 yıllık eşinin aileye bildirdiği öğrenildi. Olaydan 5 gün önce Dörtyol'dan ayrılan Ceylan Soysal'ın eşini arayıp, barışmak istediği, otogarda buluştukları, ancak barışmayı kabul etmeyen Ferdi Soysal'ın da ailesine haber verip "Kızınız Adana'da otogarda, gelip alın, gereğini yapın" dediği iddia edildi.
Polis, Çanakkale'de olduğu belirtilen Ferdi Soysal'ı da ifadesini almak üzere Dörtyol'a çağırdı.