BIST 9.501
DOLAR 34,55
EURO 36,04
ALTIN 2.997,81
HABER /  GÜNCEL

Çölaşan'ın beğenmediği ünlü yazar

Emin Çölaşan yine çarpıcı açıklamalara imza attı. İktidarın amansız muhalifi hangi ünlü yazarı okumuyor? Erdoğan'ın Çankaya adaylığı için nasıl dua etti? İşte cevaplar..

Abone ol

Hürriyet yazarı Emin Çölaşan, Nokta dergisinin bu hafta piyasaya çıkan “2005 özel” sayısında yayınlanan röportajında tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Hasan Cemal'i eleştiren, Çetin Altan'ı hiç okumadığını söyleyen Çölaşan, diğer yazarlar için ne dedi? İşte Çölaşan röportajı...

- Siz sık sık medyayı da eleştiren bir gazetecisiniz. Türk basınının içinde bulunduğu durumu nasıl görüyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Türk basını görevini yeterince yapmıyor. Gazeteciliğin temel işlevi yanlışları görüp, ülke çıkarlarına aykırı işleri saptamaktır. Bizim medyamız genelde bunu yerine getiremiyor.

- Siz sık sık iktidara yakın gazetecilerden bahseder hatta “Yalaka” sözcüğünü kullanırsınız. İktidara yakın gazeteciler, konumlarını her dönemde nasıl sürdürebiliyor?
ÇÖLAŞAN: Baktığın zaman onlar, Türk basınında belli yerlere gelmiş ve her iktidara övgü düzmekle yükümlü kişiler. Dolayısıyla bunlar her devrin adamı. Bazılarının geçmişi karanlıktır, bazıları kirli olaylara bulaşmıştır. Ama iktidar yalakalığı yaptığın sürece bunların geçmişte
karıştığı kirli olaylar, yaptıkları yanlışlar unutulur dolayısıyla onlar da makbul adam konumunu her zaman sürdürürler.

Altaylı bana bulaştı

- Çatıştığınız gazeteciler de var. Bunların bir bölümü de Hürriyet’te. Aleyhinde yazdığınız bu gazeteciler ile karşılaştığınızda birbirinize karşı tavrınız nasıl oluyor.?
ÇÖLAŞAN: Ben birileri hakkında yazı yazıyorsam o insanlarla çoğunlukla herhangi bir ilişkim yoktur. Zaten Ankara’daki gazetecilerle bir sorunum yok. Ankara’daki gazeteciler farklıdır. Onu sen de bilirsin. Benim
kapıştıklarım genellikle İstanbul’dadır. Onları pek az görürüm. Gördüğüm zaman da selamlaşmayız bile.

- Sizin mahkemelik olduğunuz gazeteciler de var. Kimlerle mahkemeliksiniz ve davalar ne aşamada?
ÇÖLAŞAN: Fatih Altaylı beni mahkemeye verdi. Hem de bizim gazetede çalışırken verdi. Bana bulaşıyordu yazılarında. Sonra ben ona hafiften bulaştım. Acele tarafından ağlaşıp mahkemeye verdi beni. Tazminat istiyor. Çok yakışıksız bir olaydır. Bana bulaştı, hak ettiği cevabı verdim. Fehmi Koru da benim hakkımda ceza davası açtırdı. Beraat ettim. Yani bir gazeteci, meslektaşının hapis yatması için uğraş verdi. Utanç verici bir tablodur.

En sevdiğim yazarlar

- Sabah işe geldiğinizde gazeteleri okamaya önce hangi gazeteden ve köşe yazarlarından başlıyorsunuz?
Tabi önce kendi gazetemi Hürriyet’i okuyorum. Zaten geceden taşra baskısından da okumuş oluyorum. Daha sonra tüm gazeteleri okurum. Cumhuriyet’i Milliyet’i ayrıntılı okurum. Cumhuriyet’te İlhan Selçuk ve
Mustafa Balbay, Milliyet’te Melih Aşık, Vatan’da Necati Doğru, Hürriyet’te Bekir Çoşkun’un yazılarını öncelikle okurum. Daha sonra bu İslamcı kesimin gazetelerini de okurum.

Hiç okumadığınız yazar var mı?
ÇÖLAŞAN: Var tabi. Bana bir şey vermezler. Hiç bakmam. Mesela Çetin Altan’ı okumam.


“Hasan yanlış yaptı”

- Hasan Cemal’in son kitabı çok tartışılıyor. Siz de çok sayıda kitap yazmış ve basın camiasında yaşadıklarınızı da kitaba dökmüş bir isim olarak konuyu nasıl değerlendirdiniz?
ÇÖLAŞAN: Gazeteci kitap yazmalı. Ama Hasan Cemal yakışıksız bir iş yaptı ve işin içine ölmüş insanları kattı. Onların yazılanları doğrulama veya yalanlama imkanları yok. Hasan Cemal ile geçmişten arkadaşlığımız var ama
onu tasvip etmiyorum. Kitabına İslamcı basın sahip çıkıp, savunucuğunu yapıyor. İnsanın yerinin belli olması lazım. Sen geçmişte neydin bugün nesin, nereden nereye geldin? Hasan Cemal olayında o işler biraz karışık.

- İktidarı nasıl görüyorsunuz. Yazılarınızdan belli ama. Bu iktidar size göre 5 yıl gider mi, 2006 ‘da seçim olur mu?
ÇÖLAŞAN: Gelecek yıl seçim olup olmayacağını Recep Tayyip Erdoğan’a da sorsan o da bilmez. Türkiye’nin gidişinden hiç umutlu değilim. Borsa yükseldi paramız değer kazandı nutukları ile bu işin gitmediği, hikaye
olduğu ortaya çıkıyor. Vatandaşın cebine hiç bir şey girmiyor. İnsanlar çok daha zor durumda. Belediyeler kanalıyla yüz binlerce insana kömür, gıda yardımı falan yapıyorlar. 25 milyon lira veriyorlar o fonlardan.
Gaziantep’te kadınlar birbirini eziyor. Ekmek veriyorlar insanlar birbirini yaralıyor. Böyle bir durumda Türkiye. Ayrıca bu iktidar din sömürüsü, din ticareti yapıyor, bunlar korkunç boyutlara ulaştı. Din baronları da bunların sayesinde kişisel ve siyasal çıkar elde ediyorlar.

- Özal döneminden bu yana her gelen iktidarı yoğun biçimde eleştiriyorsunuz. Eleştirilerinizden nasibini almayan yok. Hiç (Bu iktidar da şu işi iyi yaptı) dediğiniz olmadı mı?
ÇÖLAŞAN: Hiç olmadı. Çünkü bunların hepsi çok büyük yanlışlar yaptılar. Benim (Allah bunlardan razı olsun) diyeceğim bir iktidar gelmedi. Tahminimce Türk insanı da böyle düşünüyor. Çıkar sağlayanlar tamam ama,
kitleler hep eziliyor. Aymazlık umursamazlık bunlar da insanlarda umutsuzluk yaratıyor.

“Sezer’i beğeniyorum”

Cumhurbaşkanı Sezer’i nasıl değerlendiriyorsunuz?. O konuda da eleştirisel yazılar yazdınız
ÇÖLAŞAN: Biraz pasif olmakla birlikte son derece olumlu işler yapıyor. Cumhurbaşkanlığına seçildiği zaman kendisi aleyhine çok ağır yazılar yazdım. O zamanki bazı kararlarından alıntılar yaptım haklıydım.  Ama
şimdiki Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanlığına seçildiği günkü Sezer’den 180 derece farklı Özellikle laiklik açısından son derece olumlu. Kendisine de teşekkür ediyorum.

“ Kırmızı çizgiler paspas oldu”

- 2007 Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olma ihtimali için ne düşünüyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Tek bir şey düşünüyorum. Ülkeyi Allah korusun…

- Güneydoğu ve terör konusuna da sık sık değiniyorsunuz. Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Sadece Şemdinli’ye değil işin geneline bakmamız lazım. Çünkü iş siyasallaştı. Herkesten Kürtlük mesajları geliyor. İşin siyasallaşması son derece vahim. Kuzey Irak’ta da Kürt devleti de fiilen kuruldu resmen
kurulmadı. Resmen de sanırım birkaç yıl içinde kurulacak. Dolayısıyla Kuzey Irak ile bizim Güneydoğumuz arasındaki ilişkiler son derece karmaşık olacak. Bu bölge petrol ülkesi. Orada kurulacak Kürt devleti petrol zengini olacak. O zaman sen Güneydoğu’daki vatandaşları aykırılıkçılığa karşı nasıl tutacaksın? Türkiye’yi bu açıdan da endişeli günler bekliyor. Bunlara AB’yi, Kıbrıs’ı da kat. Kırmızı çizgiler paspas gibi olmuş, basıp çiğnenmiş. İşler ülke olarak olumluya gitmiyor.