BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  GÜNCEL

Çölaşandan unutulmaz yazılar

Ecevit'e dün neler söylemişti. Bugün 'Ecevit efsanesi' diyor. İşte Çölaşan'ın o yazıları..

Abone ol

Basında Ecevit'e methiye yarışı başladı. Göz yaşartan Ecevit hayranlığı bu kadarına pes dedirtti. Dün yerin dibine sokanlar bugün onu bulutların üstüne çıkardı. Özellikle de Emin Çölaşan.. Ecevit'in ölümü üzerine, "Türkiye siyaset çınarlarından birini daha yitirdi... Milyonlarca insanı peşinden koşturan Ecevit efsanesi de belleklerde. Türk siyasetinin, devlet ve hükümet yaşamının belki de son efsanesi olarak bu dünyadan göçtü" demişti.

Aynı Çölaşan "efsane" için Emin Çölaşan, 18 Haziran 2002'de "Yeter artık bay Ecevit" başlıklı yazısında, "Şimdi bir başbakan düşünün, kırık kaburgasıyla evinde yatıp hastaneye gitmeme nedenini 'gitseydim borsa düşerdi, ekonomi olumsuz etkilenirdi' diye açıklamıştı. Şimdi iyice hastalandı, evinde yatıyor ve ekonomi de kendisiyle birlikte yatmaya başladı! Ben Derviş'in yerinde olsam dün kendisine şöyle derdim: 'Beyefendi, işlerin bu duruma gelmesinde sizin payınız çok büyük. Ya işinizin başına dönün, ya da efendice bırakın da mertlik sizde kalsın" diye yazıyordu.

Çölaşan, 28 Mayıs 2002 tarihli Hürriyet'te şunları yazıyordu: "Ecevit ciddi bir sorun olmaya başladı. Olan kendisine değil, Türk milletine oluyor. "10 Temmuz 2002 tarili Hürriyet'te Çölaşan, Ecevitler için, "Bu karı-kocaya burada -ve defalarca- yazılar, mektuplar yazdım. Ancak öylesine içe kapalı bir ikili idiler ki, bunları okuyunca gülüp geçtiler. Zannettiler ki, yarattıkları bu olumsuz tablo hep sürecek ve her şey güllük gülistanlık olacak. Ancak gün geldi, bomba ellerinde patladı" diye yazıyordu.

İşte hiç unutulmayacak o sözleri

Çölaşan'ın kamuoyunun da büyük tepkisini çeken 2 Temmuz 2002 tarihli Hürriyet'teki yazısında ise şu ifadeler dikkat çekiyordu: "Hastaneye yattığında bütün derisinde kabarmalar ve lekeler var. Cildiye uzmanları bunları önce bir hastalık zannedip incelemeye alıyor. Sonra görülüyor ki, bunlar iyi yıkanmadığı, iyi temizlenmediği için oluşmuş şeyler. Hastanede her tarafı güzelce yıkanıp paklanıyor, pamuklarla siliniyor. Cildinin temizlik sonrası aldığı renge Rahşan Hanım bile şaşırıyor... Doktorlar en çok kalça kırığından korkuyor. Evinde düşüp kalçasını bir kırsa, iş bitti."

Haber: Ali Eyvaz
Kaynak: www.yenisafak.com.tr