BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Çok şükür geçti mi?

Biri 'Güle güle Cumhurbaşkanım' diyor diğeri 'Çok şükür geçti'

Abone ol

Cumhurbaşkanı Sezer'in son günü bugün..7 yıllık karnesi çıkarılıyor. Onu destekleyen de var sert eleştiren de..

Köşe yazarları da bugün genelde Sezer'i yazdı.. Sizlere iki farklı Sezer portresi çıkardık.

İki farklı dünya penceresinden Sezer nasıl görünüyor? İşte bu konuda iki uç nokta örneği var. Biri Bekir Coşkun diğeri Emre Aköz..

Bekir Coşkun Güle güle Cumhurbaşkanım sözleriyle veda ediyor.. Gül'ü cumhurbaşkanı olarak tanımadığını bir kez daha dolaylı yoldan dile getiriyor.

Bakın onun gözüyle Sezer nasıl birisi:

"Yüreğinde yurtseverlik olan herkes "teşekkür" ediyorsa...

Eller sallanıyorsa arkasından...

Fısıltılar onun gidişinin ülkemiz için bir güven kaybı olduğunu durmadan tekrarlıyorsa...

Çocuklar onu seviyorsa...

Trafik polisi; kendisine ve kırmızı ışığına saygı gösteren bu devlet adamına son selamını verirken burnunu çekiyorsa...

Bu ülkenin tüm zenginliklerine sahip çıkmış adamsa o...

Bir misal; diyelim ki o manevi yolun iki yanındaki ağaçlar, ağaçlardaki kuşlar dahi (2-B yasasının durdurulmasından dolayı) huzurlarını ona borçlularsa...

Yüzü ak...

Anlı açık...

Vicdanı rahat...

Başı dikse gidenin...

O benim Cumhurbaşkanımdı..."

Gelelim ikinci Sezer portresine.. Çok şükür geçti sözleri Sezer sevenlerini çıldırtacak bir başlık.. Bu tarafın Sezer'e olan bakışını bu başlık özetliyor.

Sabah yazarı Emre Aköz, bu başlığı Sezer'in görevi bırakmasıyla birlikte ferahlaması açısından kullandığını ifade ediyor. Aköz'ün Sezer'e bakışı şöyle:

"Var mı böyle bir şey? Yok! Mümkün değil. O halde ortaya attığınız "kamusal alan" kavramı, " ne sihirdir, ne keramet; el çabukluğu marifet " bir uydurmaca oluverir. Saçmadır. Tutarsızdır. Art niyet göstergesidir.

O kavramı ortaya attığı gün Sezer'e notumu verdim. Kamusal alan, " siyaset bilimine " ait bir kavram olduğuna göre, Sezer o dersten sınıfta kaldı. ( Entelektüel dürüstlük zafiyeti de cabası.)

Yine entelektüel açıdan ikinci en büyük gafı " Her yurttaşın kabul etmesi gereken " bir " devlet ideolojisi "nden söz etmesi oldu.

İnanın o cümleyi ilk duyduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Öyle bir ideoloji, ancak otoriter ve totaliter rejimlere uygundur. Demokrasilerde " herkesin kabul etmesi gereken bir devlet ideolojisi " olamaz. Böyle bir talepte dahi bulunulamaz.

Bitmedi! Sezer en vahim tanımı, 367 tartışmaları sırasında, " Anayasa Mahkemesi'nin iktidar karşısında ' denge rolü ' oynaması gerekir " diyerek yaptı."