Almanya’nın Geretsried kentinde yaşaşan Katrin Schlink, çocuklarını babalarının elinden alamadığı taktirde olayı siyasete taşıyacağını ve si...
Abone olAlmanya’nın Geretsried kentinde yaşaşan Katrin Schlink, çocuklarını babalarının elinden alamadığı taktirde olayı siyasete taşıyacağını ve siyaseti devreye sokacağını ifade etti.
Mersin’de kaldığı otelde avukatı Sahra Düzgün Tucel ile birlikte açıklamalarda bulunan Katrin Schlink, eşi Volkan Murat K.’den kendisi hakkında yönelttiği bütün iddiaların asılsız olduğunu ve bunların hepsinin kendisinde belgesi olduğunu söyledi. Kendisine yönelik özellikle ‘çocukları dövüyor, şiddet uyguluyor’ yönündeki iddiaların kesinlikle düzmece olduğunu savunan Schlink, "Bu baştan sona yalan bir suçlama. Nitekim Almanya’da Gençlik Dairesi defalarca bu konuyu araştırmış, çocuklar üzerinde ve bunun gerçek dışı olduğunu tespit etmiştir. Sırf Gençlik Dairesi’nden bu konuda çocuklarla ilgilenen 4 uzman raporu var. Çocuklara yönelik şiddet, dayak bu konudaki uygulamalar Almanya’da, Türkiye’den biraz farklı. Almanya’da çocuklara şiddet yapanın yolu hapse bile düşebilir. Bunun da ötesinde çocukların özellikle düzenli olarak doktor muayenesinden geçmesini ön gören uygulamalar var. Doktor muayenesinden geçiyorlar doktorlar çocuklar şiddet görmüş mü, görmemiş mi şeklinde tespit yapıyor. Benim çocuklarımı dövmüş olmam kesinlikle söz konusu değil, olamaz" diye konuştu.
Eski eşinin dürüst biri olmadığı iddia eden Schlink, "Ben çocuklarımıza hamileyken Volkan gidip evlilik dışı bir çocuk yaparsa burada kime güvenmek lazım. Bu insanlığa uygun bir şey mi? Bunların hepsinin belgesi var. İyi baba dediğiniz kişiye bakın çocukların hepsi sonuçta onun çocuğu. Benimle müşterek olarak yaptığı çocukları kaçırıyor, resmi evlilik yapmadan yaptığı çocukları da inkar ediyor. Bu mudur iyi babalık? Çocuklar Volkan’dan korkuyorlar. 1 yıldan beri çocukların beynini yıkadı. Birde ben Volkan’ı Almanya’da evden atmadım. Volkan’ın evi terk etmesi mahkemenin verdiği bir karar. Gerekçesi de anne ve baba arasındaki kavgayı, geçimsizliği çocuklar görmesin, duymasın, işitmesin ve onlara yansımasın diye mahkemenin verdiği bir karar. Yani ben atmadım, mahkeme kararıyla zorlandı evi terk etmeye" şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLARI ALAMAZSAM YAPACAĞIM TEK ŞEY OLAYI SİYASİLEŞTİRMEK OLUR"
Çocukları alamazsa izleyeceği yol hakkında da konuşan Schlink, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocukları alamasam yapmak istediğim bir tek bir şey var, olayı siyasete taşımaktır. Yani olayı siyasileştirmek, siyaseti devreye sokmaktır. Türkiye Avrupa Birliği (AB) üyeliğini istiyor. Bundan dolayı da Türkiye’den istenen bir takım şeyler var. Avrupa Birliği normlarına uyan hukuki uygulamalara tam anlamıyla zemin hazırlamak, bunları uygulamak durumunda. Yani Türkiye’nin AB çabalarından da yola çıkarak çocukları alamazsam olayı siyasete taşımayı düşünüyorum. Bunu tabii ki Almanya’da yapacağım. Bunun sonucunda da Alman siyasileri ile Türk siyasileri bir şekilde muhatap olacaklardır. Bunu laf olsun diye düşünmüyorum. Yasalar vardır. Özellikle çocuklar için kullanılması zorunlu yasalar vardır. Çocukların iyiliği, refahı, sağlığı için uygulanması olmasa olmaz yasalar vardır. Örneğin Türkiye’de okula devam mecburiyeti var mı? Var, ama çocuklar okula gitmiyor. Bu ve benzeri uygulamaların çocukların yararına hayata geçirilmesi için bunu siyasi sahneye taşıma niyetindeyim. Ondan sonra siyasiler muhatap olacaktır birbiriyle." Schlink, çocuklarını alana kadar hukuki mücadelesinin süreceğini de sözlerine ekledi.
(İHA)