“Çocuklarımız bu salgının kaybedeni olmamalı”
Avrupa’nın büyük çoğunluğunda yüz yüze eğitim yapılırken Türkiye’de eğitimin uzaktan olması konusu sebepleri ile tartışılmalı. Ancak eğitimin uzaktan olması seçeneği seçilmiş olsa bile en azından altyapının ve materyallerin yaz tatili döneminde hazırlanmış olması gerekiyordu.
COVID-19 salgını, dünyada yaklaşık 1,6 milyar öğrenciyi etkileyen, tarihteki en büyük eğitim kesintisi oldu. Birleşmiş Milletler (BM)’e göre eğitimdeki bu kesinti, dünyadaki öğrenci nüfusunun yüzde 94'ünü, düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerde yüzde 99 kadarını etkiledi.
Türkiye normal yüz yüze eğitime maalesef hâlâ başlamadı ve salgının eğitim sistemi üzerine yıkıcı etkisi devam ediyor.
Bakanlık okulların 16 Mart’ta tatil edilmesinden sonra kısa sayılabilecek sürede internet ve televizyon yayınları içeriğini oluşturarak uzaktan eğitime başladı. Bu uzaktan eğitim, tedbirlerin alınması, salgının seyrinin anlaşılması için günün şartlarında rasyonel bir karar idi. Ayrıca hızla hazırlanan içerikler de birkaç ufak tefek hata dışında oldukça başarılıydı.
Bu sürede İsveç, ABD, İzlanda ve Rusya hariç neredeyse tüm dünyada eğitim öğretime ara verildi. Açık kalan ülkelerde ise eğitim faaliyetleri sınırlı düzeyde yürütülmekte idi. Ancak tüm dünyada eğitim öğretimin uzun süre kesintiye uğramaması adına gerekli tedbirler alınmaya başlandı. Yeniden açılma prosedür ve takvimleri belirleniyor.
Pandemi uzadıkça, hükümetler, uzun vadeli olduğu anlaşılan kriz süresince çocuklara kaliteli bir eğitim sağlamaya dair tüm formülleri değerlendirmeye başladılar.
Bu amaçla tatil öncesi ve yaz tatili oldukça iyi değerlendirildi. Mayıs ayının başında Almanya, Norveç, Danimarka ve Avusturya gibi ülkelerde öğretim kademeli olarak yeniden açıldı. Bu ülkeleri Fransa, Hollanda, Çekya, Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkeler takip etti. Norveç, İsviçre ve İzlanda’da ise okullar tamamıyla yeniden açıldı. Fransa, Estonya, Litvanya ve Hırvatistan da Haziran başı itibari ile ve henüz yaz tatili başlamadan yüz yüze eğitimi tekrar yeniden başlattılar.
Bu arada yaz tatili sınırlandırılarak Ağustos ayından itibaren çocukları yüz yüze eğitim sırasında enfeksiyondan koruyacak yeni stratejiler denendi. Sınıf içi oturma düzenleri sosyal mesafe gözetilerek yeniden kurgulandı, çocukların teneffüs saatleri düzenlendi ve oyun grupları sınırlandırıldı.
2020-21 eğitim öğretim yılının başlamasıyla beraber İngiltere, İspanya ve Portekiz’de kısmî açılma dışında İtalya gibi COVID-19 salgınından çokça etkilen bir ülke de dahil Avrupa’nın tüm kalabalık ülkelerinde okullar kapılarını eğitim öğretime açtı. Yani pozitif rakamları bizden daha fazla olan, oransal olarak nüfusun daha büyük çoğunluğunun salgını geçirdiği ülkeler bile yüz yüze eğitim öğretime başladı.
Avrupa’da hemen her politikacının ağzından birbiri ile benzer ve aynı noktaya vurgu yapan cümleler dökülüyordu: “Çocukları güvenli bir şekilde mümkün olan en kısa sürede okula döndürmemiz, bizim için ahlaki ve eğitimsel bir zorunluluktur. Çocuklarımız bu salgının kaybedeni olmamalı”
Türkiye’de ise eğitim öğretime dün itibari ile oldukça dar kapsamlı bir başlangıç yapıldı. Sadece okul öncesi ile birinci sınıfa başlayacak öğrencilerde sınırlı ve kontrollü bir başlama oldu. Diğer 20 milyonu aşkın öğrenci ise uzaktan eğitime devam edecek.
Uzaktan eğitim EBA üzerinden devam ediyor. 31 Ağustos’tan bu yana EBA üzerinden geçen dönemin tekrar dersleri yapılıyor. Dün itibari ile de yeni konuların öğretimine başlandı.
Yüz yüze eğitim için MEB bünyesinde yaz boyunca ne tür bir çalışma yapıldı, ayrıntıları bilemiyoruz. Ancak 31 Ağustostan bu yana işlenen dersler, dijital sistem üzerinden EBA performansına bakıldığında uzaktan eğitim kapasitesinde ciddi bir iyileşme gözükmüyor. Özellikle öğretmenlerin sıklıkla sisteme girme sorunları yaşadığı ve bu yüzden öğrencilerle ders yapamadığı şikayetleri devam ediyor. Ayrıca okullarda ders programlarının önceden belirlenmemiş olduğunu gördük. Birçok sınıfta sadece birkaç seans ders yapılabildi.
Avrupa’nın büyük çoğunluğunda yüz yüze eğitim yapılırken Türkiye’de eğitimin uzaktan olması konusu sebepleri ile tartışılmalı. Ancak eğitimin uzaktan olması seçeneği seçilmiş olsa bile en azından altyapının ve materyallerin yaz tatili döneminde hazırlanmış olması gerekiyordu.