BIST 10.864
DOLAR 32,70
EURO 35,42
ALTIN 2.478,55

Çocuklarımız adına mı yoksa kendi geleceğimiz adına mı kaygılar duyuyoruz?

Çocuklarımızı onların seçimlerine göre mi kendi seçimlerinize göre mi yönetiyoruz? Pedagoga götürmekte olduğumuz çocuğumuz mu rahatsız yoksa çocuğun yanında olan, onlara bakım sağlayan yetişkinlerin mi psikoloğa ihtiyacı var?

Eşimizden alamadığımız sevgiyi saygıyı ve beklentilerimizi çocuğumuzdan mı talep ediyoruz?

Peki ya o küçücük elleri, incecik parmakları bu kadar büyük taşlar altına sokmak, çocuklara yüklediğimiz yetersizlik duygusu değil de nedir?

Kendimizde gerçekleştiremediğimiz kariyer planlamalarımıza çocuklarımızı bir nevi ortak edip, kendi hayallerimizi gerçekleştirip çocuklarımızın hayallerini çalmamız bizleri adeta bir kısır döngünün içine sokar.

Şuna benzer doktor olmak isteyen çocuğun anne babası tarafından ticarete yönlendirilmesi ya da zorunlu iş insanı olan kişinin kendi oğlunu doktor olma hayaline ortak etmesi….

Ve daha acısı ve daha kötüsü ticari kaygılar gözetilerek meslek üzerinden hesap kitap yapılması, o mesleklere sahip olacak bireylerin hangi yemini ederlerse etsinler önceliklerinin kar elde etme kaygısı ile şekillenmeleri….

Hakimlik, doktorluk, polislik, öğretmenlik, mühendislik gibi kutsal benzeri mesleklerin yozlaşması, bireysel ve toplumsal aynı zamanda ahlaki olan çok büyük sorunlara yol açar. Yaptığımız araştırmalar ve aldığımız sonuçlar da 30 yıl gibi kısa bir dönem içerisinde ne yazık ki böylesine bir yozlaşma içerisinde savrulup gittiğimizi bizlere gösteriyor.

Öncelerde bir öğretmenin veya bir yetişkinin ilkokul çağındaki bir çocuğa sorduğu “oğlum ne olmak istiyorsun?” “kızım ne olmak istiyorsun?” sorusuna verilen cevaplar, çocuğun gözleminde eksik hissettiği veya rol model aldığı mesleklerdi.

Bunlardan bir tanesini söylerdi. Neden sorusuna verdiği cevaplar kutsal bir amaca hizmet ederdi. Örneğin doktor olup hasta olan anne babaya ya da çevrede yardıma ihtiyaç duyan insanlara, polis olup korunmaya ihtiyacı olan kişilere yardım etmek gibi...

Şimdilerde ise sorulan sorulara verilen cevapların maalesef büyük bir kısmı maddi kaygılarla verilen cevaplar olmakta. Bu durumda otomatik olarak kişilerin birbirlerini insan görmek yerine müşteri olarak görmesine sebep olmaktadır.

Bu öğreti zirveye doğru fırlattığımız masum bir kar topunun çığ olarak üzerimize gelip ilk bizleri yani anne babayı altına almasına sebep olan yegane şeylerden yalnızca bir tanesi.

Çocuğun para kazanma ve büyüme hırsı anne babayı önceliğine alıp onları birer maddi kaynak olarak görmesine neden olmakta ve şayet ortada karlı bir alışveriş yoksa ilk vazgeçeceği kaynağı ebeveynleri olarak görmesine sebep olmaktadır.