BIST 9.916
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.962,67
HABER /  GÜNCEL

Çocuklarda okul fobisine dikkat!

Uzmanlar, okula yeni başlayan çocuklarda, aileden özellikle anneden ayrılma nedeniyle okul fobileri oluştuğunu açıklıyor. Bu konuda velilere bazı görevler düşüyor..

Abone ol

Uzmanlar, okula yeni başlayan çocuklarda, aileden özellikle anneden ayrılma nedeniyle okul fobileri, uyku düzensizliği, davranış bozuklukları görülebileceği konusunda uyarıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, ilköğretim okullarına başlayacak çocuklardaki okul korkusu ve kaygılar konusunda AA muhabirine bilgi verdi. İlköğretim çağındaki çocukların yeni bir sınıfa başlamasının, her başlangıç gibi heyecan verici olduğunu söyleyen Çevik, bu çocukların, ilk kez aile dışında bir ortama girdiklerini ve anne baba dışında başka kişilerin gözlemi altında yaşamlarını devam ettireceklerini belirtti. Bunun çocuklar üzerinde ''kaygı'' yarattığını dile getiren Çevik, çocuklarda bir de aileden, özellikle anneden ayrılmaya bağlı olarak ''ayrılık kaygısı'' görülebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Çevik, ''Çocuk o güne kadar yeterli bir güven duygusuyla yetişmiş, büyümüşse anneden ayrılma çok daha kolay olur. Ama bu konuda bir yetersizlik söz konusuysa aşırı bağımlı bir yapısı varsa ayrılık çok daha zor olabilir'' diye konuştu. Okul döneminde aileden ayrılmanın çocuklarda ''okul fobileri, uyku düzensizliği, davranış bozuklukları'' gibi bir takım sorunları ortaya çıkarabileceğini söyleyen Çevik, ailelerin okul açılmadan önce çocuklarını okula yavaş yavaş alıştırmalarını önerdi. ''OKULU SEMPATİK HALE GETİRİN'' Çocuklarla, okulu sempatik hale getirecek şekilde iletişim kurulması gerektiğini kaydeden Çevik, ailelerin, çocuklardaki davranış değişikliklerine dikkat etmeleri, buna göre önlem almaları ve gördükleri olumsuzlukları bir uzmana danışmaları gerektiğini kaydetti. Çevik, ailelerin, okul açılmadan önce çocukları okula götürmelerini, okulu tanıtmalarını ve okulun ilk gününde de ailelerin çocuklarla okula gitmelerini önerdi. Prof. Dr. Çevik, ''Anne babanın rahat oluşu, tedirgin olmayışı çocuğa da yansır ve çocuk da daha rahat okula alışabilir. Anne baba tedirgin, kaygılı olursa, çocuğun kaygısı da artar. Anne babalar çocuklarından ayrılmayı güzel güzel becerebilirlerse çocuklar da ayrılır'' diye konuştu. YAZ TATİLİ SONRASI OKULA UYUM Okula yaz tatili arası veren öğrencilerin ise arkadaşlarına yeniden kavuşma heyecanı yaşayacakları gibi uyum problemi de yaşayabileceklerini anlatan Çevik, ''Çünkü tatil herkes için daha zevklidir. Bu zevkin, rahatlığın bozulması çocukları huzursuz edebilir. Bu da bir uyum sorunu yaratabilir'' dedi. Bu durumdaki çocukların vereceği olumsuz tepkilere ailelerin hazırlıklı olması gerektiğini kaydeden Çevik, çocuğa sert bir tepki vermek yerine, onu anlayarak daha toleranslı ve anlayışlı davranıldığında sorunun bir süre sonra kendiliğinden çözüleceğini vurguladı. ÜNİVERSİTE; YENİ KİMLİK Prof. Dr. Çevik, çocukların okul uyumu ve korkusunun yanı sıra özellikle üniversitede başka şehri kazanan öğrenciler konusunda da uyarılar yaptı. İnsanlar için yaşanılan şehrin, alışılan ortamın değiştirilmesinin gerçekten çok zor olduğunu belirten Çevik, ''Genç, üniversiteye girdiği zaman yeni bir kimlik kazanıyor. Kimliğinde de bir takım değişiklikler yaşayacak. Aile etkisinin dışında genç grubun etkisine girmiş olacak ki, bu oldukça dramatik bir değişikliğe yol açabilir'' diye konuştu. Aileden ve yaşadığı şehirden ayrılarak başka şehre yerleşen gencin bir boşluk yaşamaya başlayabileceğine işaret eden Çevik, şunları kaydetti: ''Genç, bu boşluğu dolduracak değişik bağlantılar kurabilir. Üniversite yönetiminin, hocaların, ailelerin çok uyanık olması lazım. Bu değişik bağlantılar içinde genci olumsuz yanlara çeken, terör grupları, çeşitli çeteleşmeler olabilir. Yalnızlık sonucu insan bunu giderecek bir arkadaşlık, bir bağlantı kurma gereği duyar. Onu yaparken de yanlış yola sapmamak için üniversite yönetiminin bazı alternatifleri öğrencilere sunması gerekir. Üniversiteler, çalışma grupları, hobi grupları, klüpler, dernekler gibi aktivitelere yer vermeli. Üniversiteler bunları yaparlarsa üniversite dışı grupların gençleri kullanması önlenmiş olur. Gençlerimizi, istenmeyen grupların kucağına gitmekten kurtarmış oluruz.''