BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,72
ALTIN 2.977,15
HABER /  GÜNCEL

Çocuklar ekranların tutsağı oldu

Televizyona bağımlı olan çocuklar sosyalleşme süreçlerini tamamlayamıyor. Son yayınlanan bir rapor televizyonların çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koydu.

Abone ol

Sigara ve alkol gibi uyuşturucu maddelerinin kullanımı ile şiddeti özendirdiği için sürekli Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikayet edilen televizyon programlarının çocukların toplumla kaynaşmasını ve iletişim kurmasını engellediği belirlendi.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Radyo-TV Yayıncılığı Programı Bölümü öğretim üyeleri Yard. Doç. Dr. Nalan Kösebalaban Doğan ve Yard. Doç. Dr. Ceyhan Kandemir, 2 ilköğretim okulu ile 2 çocuk yuvasına kayıtlı 780 çocuğun velisiyle, ‘Televizyon izleme sıklığı, alışkanlığı ve tercihlerinin çocuğun sosyalleşme süreci üzerine etkileri’ konulu araştırma yaptı. Yarıdan fazlası 2 televizyona sahip katılımcılardan yüzde 46,3’ü, çocuklarının günde 2-3 saat televizyon izlediğini söyledi. Araştırmada, ilköğretime devam eden 7-12 yaş arası 475 çocuğun velisi, ‘Televizyonun çocuklarının sosyalleşme süreçlerine olumsuz etkisi bulunduğunu’ dile getirdi. Çalışmada, ebeveynlerin oyun ve spor gibi çocuğun kendini, diğer insanları ve dünyayı keşfedeceği unsurların önemi ile gerekliliğinin farkında olduğu ve çocuğuna televizyon izleme disiplini vermeye çalıştıkları da belirlendi. Araştırmada bu bilince sahip ailelerin çocuklarının televizyon ile ilişkisini denetleme ve tedbir alma çabaları göstermeleri veya durumu daha fazla önemsemeleri gerektiğine dikkat çekildi.

Çocukların televizyon yayınlarından kötü etkilenmemeleri için ailelerden seçici davranmalarını isteyen psikologlar, ailelere önemli görevler düştüğünü dile getiriyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Öğretim Üyesi Psikolog Yard. Doç. Dr. Feridun Dorak, “Aileler çocuklara, istediği zaman istediği her programı seyrettirmemeli. Televizyona ayrılan vakit azaltılmalıdır.’’ diyor. Psikolog Fatih Kalkınç ise televizyona daha çok duygusal çocukların takıldığını dile getirirken, “Çocuk televizyonu çıkış kapısı olarak görmekte ve orada ne varsa hepsini süzgeçten geçirmeden almaktadır. Özenti suç işlemeye kadar götürebilmekte.’’ diye konuşuyor. Uzman Psikolog Alanur Özalp da, ailede kötüye giden bir durum söz konusuysa veya aile içi iletişimde problem varsa, çocukların televizyona özenerek suç işleyebileceği uyarısında bulunuyor. “Zaten çocuk ailenin durumundan yeterince etkilenmiş. Bir de televizyonlardaki olumsuzlukları görünce hepten savunmasız hale geliyor.’’ diyen Özalp, ailelere iki tavsiyede bulunuyor. Birincisi, aileler çocuklarıyla sıkı bir diyalog kuracak ve onların problemlerine yapıcı çözüm bulacak. İkincisi, bu tip yayınları çocukların seyretmesi engellenecek. Ayrıca bunları televizyonlarda gören çocuklara uygun bir izahat yapılacak. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Şahinkaya ise Türkiye’de gerek medyada gerek seyircilerde birçok eksiklikler bulunduğunu savunurken, işlenen suçları, “Henüz taşlar yerine oturmadı.” sözleriyle özetliyor.

Haber: Çağlar Avcı
Kaynak: