BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Çocuk polisi iş başında!

Şimdi polis, İstanbul Belediyesi'nin de desteği ile sivil olarak çocuk polisi görevlendirdi.

Abone ol

Taksim’de yaşanılan “tinerci çocuklar” olayından sonra gözler sokakta yaşayan çocuklara çevrildi. Bir de, sivil giyimli memurları ve özel otolarıyla çocuklarla olumlu bir irtibat kurmaya çalışan çocuk polislerine. İki tinerci çocuğun Taksim’de bir SAT komandosunu falçatayla öldürmesinin ardından, sokakta yaşayan çocukların halleri kamu nezdinde yeniden tartışılır oldu. Tinerci çocuklar bu olayın akabinde Kadıköy’de bir binbaşıyı falçatayla tehdit ederek parasını, telefonunu ve beylik tabancasını gasp etmekle gündeme geldi. Peki adı böyle ağır suçlarla anılan çocuklara çocuk polisinin psikolojik yaklaşımı ne? En önemlisi, benzeri tehlikelerin aşılması için halihazırda çocuklara yönelik ne gibi projeler geliştiriliyor? “Yapılan eylemlerde gizlilik esastır” Polis bu konuda ne derece yetkindi? Çocuklar için özel olarak hizmete koyulmuş olan renkli yazılı arabalar ve çocuğun dilinden anlaması için hizmet içi eğitimden geçirilen polisler bir süredir iş başında. Beyaz renkli ve üstünde çocukların ilgisini çekecek harflerle “Çocuk Polisi” yazılmış arabalar bu çalışmaların şekli bir ifadesi niteliğinde. Muhtemelen çocukların sempatisini kazanmak için tasarlanan arabalar, Eylül 2002’den bu yana sivil polisler eşliğinde hizmetteler. Ancak onlar bile cazip görünüşlerine rağmen, çocukların polislerden kaçmasını engelleyemiyor. Kanun hükmü, çocuklarla ilgili bütün eylemlerin gizli yapılmasını esas alıyor. İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli Ekipler Amiri Başkomiser Yaşar Topçu, bütün eylemler gizli yapılırken üstünde “Çocuk Polisi” yazan arabaların çalışmasının bu gizliliği kaldırabileceği yorumunu getiriyor: “Çocukların bize yaklaşımı olumlu değil. Arabalarımız çocuklarca tanınıyor. Arabayı uzaktan gördüğü zaman genellikle kaçma eğilimi gösteriyorlar, yaklaşmak istemiyorlar. Bunların peşinden koşup yakalamak da vatandaşa karşı iyi bir görüntü vermiyor, tehlike arz ediyor.” Şu an Türkiye’deki tüm çocuk polisi şubelerinde 60’ın üstünde araba var, ancak bu sayı da çocuk polislerince yeterli bulunmuyor. İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü’ndeki yetkililer, özellikle tinerci çocukların terslenmeleri, kendilerine hakaret edilip aşağılayıcı sözler söylenmesi ve onurlarının kırılması durumunda saldırgan davranışlarda bulunduklarını söylüyor. Aksi takdirde çocuklar iyi hallerini belli ediyorlar. Şubede sosyal çalışmalarla ilgili görevli olan Hasan Salim, “Tinerci çocuklar genelde 5—6 kişilik gruplar halinde gezip, 10—20 kişilik gruplar halinde geceliyorlar. Çünkü başkalarına karşı ancak böyle korunabileceklerini düşünüyorlar. Bize karşı iyi niyetlerini ise her zaman gösteriyorlar; sokağa yeni düşmüş bir çocuk bulsalar, ‘Abi bu çocuk kimsesiz, bizim gibi madde bağımlısı olmasını istemiyoruz, ilgilenirsin’ deyip bize teslim ediyorlar” diyor. Tinerci çocuklardan birinin çocuk polisi arabasına alınması halinde diğerleri de gelmek istiyor veya alınanı kendilerince koruma eylemine girişiyorlar. Çocuklarla sürekli diyalog içinde olan görevlilerin ‘güven’ verici olması neredeyse bir mecburiyet. Çocukların madde bağımlılığından dolayı akli birtakım melekelerini kaybetmiş olması çalışmaları güçleştirmekte. Kanunda geçen, “mütecaviz sarhoşluk” denilen haller haricinde sivil giyimli polisler bu çocuklara ‘ellerinde tutma’ konusunda herhangi bir zor kullanamıyor. Polis sadece ikna yöntemleriyle çocukları koruma altına almaya çalışıyor. Salim’e göre, vatandaşlar, sokakta bir tinerciyle karşılaşırlarsa onları kendilerince ıslah etmeye çalışmamalı. Çünkü niyet belirsiz olunca, fiil yasal olmaktan çıkıyor. Yardım, polise ve sosyal hizmetlere durumu bildirmek suretiyle ancak olabilir. Salim, “Evine almak bir çözüm değil. Sonra çocukları evlerine alıp yardım ettiğini zanneden vatandaşlar çocuk şubemizde ‘Biz iyi niyetliydik, yaptığımızın suç olduğunu bilmiyorduk’ diye yakınıyorlar. Vatandaşlar da nasıl yardımcı olacaklarını bilemiyor” diyor. Polis, hizmet içi eğitim alıyor Sokakta yaşayan çocukların merkeze getirilmelerinden itibaren adli ve idari işlemleri yapılıyor. Ancak ailelerine veya bir sosyal hizmet merkezine yönlendirilecek çocuklar mümkün olan en kısa süre için burada tutulabiliyor. Bu sürenin daha iyi değerlendirilmesi adına, çocuk polisi bünyesindeki çocuk bakım ünitesinde bilgisayar ve kitaplık bölümü bulundurulması planlanıyor. Çocuklara daha uygun bir ortam sağlanacak. Bir gönüllü kuruluş, çalışmanın masraflarını üstlenmiş. Diğer yandan Başkomiser Topçu, “Çocuk polisine son dönemde gönüllü olarak görev yapmak için 500 polis başvurdu. Bu talep yeterli seviyede. Şu anda bir ‘norm kadro’ oluşturulma çalışmalarına başlandı” diyor. Çocuk biriminde çalışacak personelin ise yönetmelik gereğince, başta gönüllü olmak, etkili ve güzel konuşmak, güvenilir olmak, ikna, iletişim, karar verme yeteneğine sahip olmak gibi ayrıcalıklara sahip olması gerekiyor. Ancak meslekte başarılı olması için elenerek seçilenler de 15 günlük bir eğitime tâbi tutuluyor. Topçu, “Polis Meslek Yüksek Okulları’ndaki kadrolara paralel olarak en azından bizim birimimizde bayan memurların sayısının artırılması fayda getirebilir” diyor. Eğitim sürecinde polislere ana başlıklarıyla uzmanlar ve profesörler tarafından çocuk gelişimi ve psikolojisi, uyumsuz çocuklarla ilgili çalışmalar, kriminolojik amaçlı görüşmeler, adli mülakat teknikleri, ulusal ve uluslararası yasal mevzuat, başta BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, TCK, Adli Tıp gibi konularda dersler veriliyor. Ayrıca polis, sosyal hizmet uzmanıyla birlikte saha çalışmalarına çıkıyor. Topçu, “Emniyet Müdürlüğü bünyesinde tek sosyal hizmet uzmanımız var. Büro amirliklerimizde yok. Bu da çalışmalarımızda sıkıntı yaratmakta” diyor. Gözetimevi rahat nefes aldıracak Kamuoyunda bilinenin aksine, madde bağımlısı çocukların polisle diyaloğu daha sıkı. İhtiyaçlarını polise içtenlikle söylüyorlar. 4 senedir Çocuk Şube’de çalışan Sosyal Hizmet Uzmanı Hasan Salim, “Bize bir ihtiyaçları olduğunda söylüyorlar, arabaları görünce onlarda kaçma eğilimi daha az” diyor. Dışarıda kalan ve rehabilite edilemeyen çocukların sokak ortamında suça itilmesi ise hiç zor değil. Bu tarz çocukların sürekli sokakta kalmalarının başlıca nedeni ise yasal mevzuattaki boşluklar. Koordinasyonla çalışan kurumların bünyesinde tam bir rehabilitasyondan geçirilemeyen çocuklar, mecburi olarak sokaklara mahkum kalıyor. SHÇEK’in Çocuk ve Gençlik Merkezleri Yönetmeliği’nin 4. maddesinde geçen “Açık kapı sistemi” mevzuu, çocukların “merkezin sunduğu her türlü hizmetten kendi istekleri ile yararlanmalarını ve ayrılmalarını” öngörüyor. Yani hiçbir çocuk zorla içeride zapt edilemiyor. Bu uygulamada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket edilir düşüncesi var. Hal böyle olunca gerek çocuk polisi gerekse sivil toplum kuruluşları rapor tuttukları ve çeşitli temel ihtiyaçlarını bir süreliğine karşıladıkları çocukları tekrar sokaktan topluyorlar. Bu kaç—göç sürüp gidiyor. Bir polis aynı çocukla birkaç kere muhatap oluyor. İstanbul Valiliği, İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü’nün il koordinasyon toplantılarında birlikte düzenledikleri “Gözetimevi” projesi yarı kapalı sistem olarak düşünülmüş. Adalet Bakanlığınca Çocuk Mahkemeleri Kanunu’na uygun olarak daha evvel çıkartılan yönetmelik ise henüz faaliyete geçmedi. Projenin acilen faaliyete geçirilmesi hedefleniyor. Bu projeyle, çocukların dışarı kaçması önlenecek ve burada rehabilitasyona tâbi tutulmaları sağlanacak. İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kahraman Eroğlu, “Bu çocuklara tıbbi bakımın yapılması gerektiği kanısına vardık. İstanbul Valisi Muammer Güler’le, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi içerisinde 40 yataklı bir ünitenin bir hafta on gün içerisinde acilen açılmasının, çocuklar istemese de bu çocuklara yarı kapalı sistem içinde müdahale edilmesinin gerekliliği konusunda hemfikiriz. Daha sonra çocukları diğer merkezlere alarak sanata ve mesleğe yönlendireceğiz. Bir de okul açacağız” diyor. Aileler sokağa itiyor” Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün verilerine göre, sokakta yaşayan çocukların madde kullanım oranı yüzde 38’in üstünde. Polislere göre ise çocukların suça olan meyillerinde düne oranla artış var. Sokakta yaşayan her çocuk tinerci değil ancak zamanla olabilir. Polis, saha çalışmalarında ailelerle konuşuyor ve çocukların gündelik hayatlarını uzmanıyla inceliyor. Hasan Salim, “Aileleri, çocuklarını sokakta çalıştırmamaları için uyarmamıza rağmen çalıştırıyorlar. Birkaç sene içerisinde çocukları madde bağımlısı olarak karşılarına çıkıyor” diyor. Bu arada çocuk polisi, geçmişte evden kaçmış çocukları da evlerinde ziyaret edip, yerinde takip yapıyor. Ancak, “çocuk polisi”nin, bir şekilde sokakta yaşamaya mahkum olmuş ve madde bağımlısı çocukların ıslahı konusunda tek başlarına yeterli olmadığı dile getiriliyor. Tatbik edilmesi gereken projeler var ve 13 Nisan 2001’de kurulan “çocuk polisi” teşkilatının süratle geliştirilmesi gerektiği de söylenenler arasında. Kaynak : Aksiyon