BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,26
ALTIN 3.004,61
HABER /  GÜNCEL

Çocuk maymuna benzer HA!

Anadolu'nun bir çok yerinde gelenekler hala sürdürülüyor.

Abone ol

Türkiye Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Merkezi (TÜBİKAM) Başkanı Prof. Dr. Alemdar Yalçın’ın fikir babalığında, çoğu bilim adamı 50’ye yakın araştırmacı, Anadolu’yu karış karış gezerek hálá yaşayan Türk geleneklerini ölümsüzleştirmek için kamera arkasına geçti.

Hamile kadınlar bunlara inanıyor

Araştırmacı-Yazar Gülsen Balıkçı, hamile kadınların, yapılması ya da kaçınılmasına inandığı davranışları derledi. Bunların bazıları şöyle:

Hamile kadın ayıya, maymuna, deveye bakmaz, çocuk çirkin olur.

Cenazeye gitmez, cesede bakmaz; yüzü renksiz olur.

Canı ne isterse onu yemelidir; yemezse çocuğun herhangi bir yerinde iz çıkar.

Sakız çiğnemez, çiğnerse çocuk çişli olur veya ağzı çok akar.

Kelle eti yemez, yerse çocuk sümüklü olur.

Hamile kadın ve kocası yılan öldürmez, öldürürse çocuk sakat olur.

Hamile kadın habersiz kimsenin bir şeyini alıp yemez, çocuk hırsız olur.

Hamile kadın diş çektirmez, çocuğu düşer; saç kestirmez, çocuğun ömrü kısa olur.

Ekşi yerse kız, tatlı yerse oğlan doğurur. "Ye ekşiyi doğur Ayşe’yi, ye tatlıyı doğur atlıyı" denir.

Kız doğuracağı zaman çirkinleşir, oğlan doğuracağı zaman güzelleşir. "Kız kendini, oğlan anayı süsler" derler.

Kadın doğuma giderken, doğum rahat olsun diye, evdeki tüm kilitler açılır.

Doğacak çocuğa hazırlanan giysilerin düğmeleri de açık bırakılır.

Karnında çocuğu durmayan kadın; çocuk doğana kadar ve doğduktan sonra bir yaşına gelene kadar gece lambayı hiç söndürmez.

Çocuğun ömrü, yumurta sarısıyla hesaplanır. Bebeğin kırklanması sırasında beşiğinin altına yumurta kırılıyor. Bir gün boyunca beşik altında kalan yumurtanın sarısı, ertesi gün bakıldığında dağılmamışsa bebeğin "uzun ömürlü" olacağına inanılıyor.