BIST 9.958
DOLAR 35,28
EURO 36,76
ALTIN 2.988,44
HABER /  GÜNCEL

Çocuğunuzu kanser etmeyin

Uzmanlar, sigarada pasif içicilik zararının en çok çocuklarda etkili olduğuna dikkat çektiler.

Abone ol

Anne-babaları sigara içen çocukların, gelişim bozukluğu gösterdiği ve akut solunum yolu hastalıklarına daha sık yakalandığı, pasif sigara içiciliğinin hem çocukta hem de erişkinde genel kanser riskini arttırdığı bildirildi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Songül Yalçın, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, sigara içiminin, yalnızca içene değil, yanında bulunanlara da zarar verdiğini belirterek, "En çok etkilenen de çocuklardır. Kişi kendisi sigara içmese de pasif içici olmaktadır" dedi.

Önemli bir çevre kirleticisi olan sigara dumanında nikotin, karbonmonoksit gibi 3 bin 800'den fazla kimyasal bileşik bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Yalçın, "Ayrıca tütündeki kadmiyum ve kurşun konsantrasyonları da nispeten yüksektir. Sigara dumanı, 3-4 saat, içilen odada kalmakta ve kapalı ortam kirliliğine yol açmaktadır" diye konuştu.

GEBELİKTE İÇİLEN SİGARANIN ZARARLARI

Doç. Dr. Songül Yalçın, çocukların, anne ve babalarının içtikleri sigaranın dumanına maruz kalmasının, birçok hastalığın ölüm oranını arttırdığını vurgulayarak, "Bu etki, çocuk daha anne karnında iken başlamaktadır. Gebe kadının sigara içmesi düşük oranını, doğumsal anomali riskini, geç fetal (anne karnındaki bebekte) ve yeni doğan ölüm hızını arttırır" dedi.

Nikotinin, damarlarda daralma yaparak plasenta kan akımını azalttığını, karbon monoksitin de fetal (anne karnındaki bebekte) hemoglobini bağladığını ve sonuç olarak bebeğin düşük doğum ağırlıklı doğduğunu anlatan Doç. Dr. Yalçın, "Bununla birlikte, anneleri doğum öncesi dönemde sigara içen çocukların akıl ve kas yapısı gelişimlerinin de geri olduğu bildirilmiştir" diye konuştu.

SÜT ÇOCUKLARI DAHA FAZLA ETKİLENİYOR

Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Songül Yalçın, anneleri sigara içen çocuklarda akut solunum yolu hastalıkları sıklığının arttığını da kaydederek, "Bu etki süt çocukluğu döneminde en fazladır. Anneleri sigara içen çocukların, hayatın ilk bir yılı içinde (özellikle 6-9 aylık dönemde) daha fazla sıklıkla bronşit ve pnömoni oldukları tespit edilmiştir.

Bu çocukların hastaneye yatış hızının dört kat arttığı ve bunun günlük içilen sigara sayısı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Anneleri sigara içen çocukların akciğerlerinin, yaşıtlarına göre az geliştiği bildirilmiştir. Bu etki, erişkin hayatta obstrüktif (solunum yollarının daralmasına bağlı) solunum yolu hastalıkları için risk getirebilir. Anneleri sigara içen okul öncesi çocuklarda (hayatın ilk beş yılı içinde), sigara içmeyenlere göre pnömoni ve bronşit üç kat, akut nazofarenjit ve sinüzit 1,5 kat artmaktadır" dedi.

ŞİDDETLİ ASTIM ATAĞI

Annelerin sigara içmesinin, 5-9 yaş arası çocuklarda bile solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açtığını ve birinci saniyedeki zorlu soluk alıp verme miktarında azalma olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Songül Yalçın, "Ana-babaları sigara içen astımlı çocuklar daha sık ve daha şiddetli atak geçirebilir. Ana-babalar sigara sayısını azalttıklarında astım bulguları da azalmaktadır" diye konuştu.

Doç. Dr. Yalçın, pasif içici olan okul öncesi çocuklarda, hastaneye yatış gerektirecek ciddi hastalık sıklığının dört kez daha fazla olduğunu belirterek, pasif sigara içiciliğinin, doğum ağırlığı ve doğum haftasından bağımsız olarak, ani bebek ölümü sendromunda rolü olduğunu öne sürdü.

Pasif sigara içiciliğinin hem çocukta hem de erişkinde genel kanser riskini arttırdığını söyleyen Doç. Dr. Songül Yalçın, "Hayatının ilk on yılında pasif içici olan erişkinlerde lösemi ve lenfoma riski önemli oranda artmaktadır. Pasif içicilik, ergenlik dönemindeki insanlarda da kanser oluşumu ile ilişkili olabilir" dedi.

Doç. Dr. Yalçın, çocuklar herhangi bir sebeple muayeneye geldiğinde, ana-baba ve bakıcıdan sigara hikayesi alınması gerektiğini belirterek, "Pasif içiciliğin çocuklara yaptığı zararlar ana-babalara anlatılmalıdır. Doktorlar sigara içmemelidir.

Bekleme odaları, sinemalar, kreşler, öğretmen odaları ve diğer kapalı ortamlarda sigara içilmesi yasaklanmalı ve yasağa uyulduğu kontrol edilmelidir. Televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarında reklamların yasaklanması yanında, sigara özentisi doğurabilecek haberlere dikkat edilmelidir.

Kitle iletişim araçları ile yalnızca sigara içmenin değil, pasif sigara içiciliğinin de çocuklara yapacağı zararlar halka anlatılmalıdır. Okullarda sağlık ile ilgili derslerde sigaranın etkileri tartışılmalıdır" diye konuştu.