Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, çocukların uyku düzenleri ve problemleri hakkı...
Abone olMemorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Taşkesen, çocukların uyku düzenleri ve problemleri hakkında bilgi verdi.
Çocuklarda uyku sürelerinin yaşa göre değiştiğini kaydeden Doç. Dr. Taşkesen, yeni doğan bebeklerin günün yaklaşık 16-18 saatini uyku ile geçirirken, bu sürenin bebek büyüdükçe giderek azaldığını söyledi. Doç. Dr. Taşkesen, “Ergenlikte bu süre 7-9 saat arasında değişmektedir. 5-6 yaşına kadar çocukların gündüz uyuması gerekirken, bu yaştan sonra çoğunlukla buna ihtiyaç duyulmaz. Çocuklarda uykusuzluğun en önemli nedenleri arasında; kolik sancılar, gece beslenme, reflü, diş çıkarma, geniz eti büyümesi, uyku apnesi, horlama, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, otizm, astım, ilaç kullanımı, çeşitli akciğer ve solunum problemleri, nörolojik problemler, obezite, akut üst solunum yolu enfeksiyonları, kronik hastalıklar, annedeki stres düzeyi, gebelik dönemi depresyonu, aile içi sorunlar, çocukta zor mizaç, duygusal aşırı tepkisellik ve bakıcıların uyku uygulamaları arasında tutarsızlıkları sayılabilir” dedi.
“UYKU PROBLEMLERİ İLK 2 YAŞTA DAHA SIK YAŞANIYOR”
Uyku sorunlarının tüm çocukluk çağı boyunca farklı şekillerde ortaya çıkabildiğini ifade eden Doç. Dr. Taşkesen, “İlk 3-5 ay kolik sancılar, yetersiz beslenme gibi nedenlerle uyanma, huzursuzluk oluşurken daha sonra ise en sık uykuya dalma ve uykuyu sürdürmede zorluk yaşanmaktadır. Normal günlük uyku düzeni bozulmuş, sık uyanan, fazla uyuyan, uyanınca avutulmakta ve tekrar uykuya dalmakta zorluk çeken çocuklarda altta önemli bir hastalık olabileceği akla gelmelidir. Özellikle uykudan uyandıran ağrılarda daha dikkatli olunmalıdır. Böyle durumlarda ebeveynlerin çocuklarını iyi takip etmesi ve uzman bir hekime başvurulması gerekir. Bebeklerin kısa süreli uyumaları ve sık sık uyanmaları nedeniyle bazı anneler paniğe kapılarak bebeğin kendi kendini sakinleştirme yeteneğini oluşturmasını zorlaştırır. Bu durum özellikle çalışan annelerde daha sık görülmektedir. Bebekle birlikte uyumak alışkanlığı toplumda sık görülen bir durumdur. Oysa ki, kendi odasında yalnız uyuyan bebeklerin ebeveynleri ile beraber uyuyan bebeklere oranla daha az uyandığı bilinmektedir” diye konuştu.
“UYKUSUZLUĞA NEDEN OLAN ETKEN BULUNMALIDIR”
Çocuklarda uyku problemini tanımlamak ve sorunun ciddiyetini ortaya çıkarmak için başlıca yapılması gereken tedavinin, altta yatan bir sorun varsa onu tanımlamak ve çözmeye çalışmak olduğunu anlatan Doç. Dr. Taşkesen, “Örneğin; uyku apnesi olan, gece sık sık uyanan, ağzı açık uyuyan ve horlayan bir çocukta sorunun geniz eti büyümesine bağlı olabileceğini ve bu durumda ameliyat gerekebileceğini unutulmamalıdır. Bunun dışında altta organik sorunun olmadığı durumlarda ailelere çeşitli önerilerde bulunulabilir. Ailenin imkanları uygun ise çocuk ayrı bir odada ve yatağında uyutulmalıdır. Çocuk uykuya dalmadan önce en sevdiği oyuncağı veya battaniyesini yanına verilebilir, masal okunabilir, şarkı- ninni söylenebilir, banyo yaptırılabilir. Odanın sessiz ve loş olması, çocuğun dikkatini çekebilecek ses, görüntü olmaması önemlidir. Uyuma ve uyanma zamanı haftanın yedi günü mümkünse sabit veya yakın olmalıdır. Çocuğun uyku saatlerinin düzenli olması uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır. Her seslendiğinde çocuğun odasına gidilmemeli, odanın dışında veya kapısında durarak onunla konuşulmalıdır. Gece korku içinde uyanan çocuğun yanına hızlıca gidilmeli ve kendisinin hep yanında olduğunuzu hissettirip güven verilmelidir. Bu sırada anne çocuğu yanına almamalı ancak onu sakinleştirip tekrar uyuması için destek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
(İHA)