BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Çocuğa falaka kadına işkence

Herbiri mahkum! Suçları ne olursa olsun herkesin eşit şartlarda cezalarını çekmesi gerek. Hazırlanan bir rapor ise ürpetti!

Abone ol

Türkiye, cezaevlerinde suçlarını çekerken; ölüme uğurlanan, sakat kalan yüzlerce mahkumun hikayeleriyle dolu! Kimisi askeri cezaevlerinde kimisi sivil cezaevlerinde çekiyor cezalarını. Evet, herbiri birer suçlu belki de hayatlarının tamamını konuldukları o hücrelerde tamamlayacaklar ya da bir kısmını.

İşkence iddialarının sahiplerinin çoğu yasa dışı bir örgüte üye olmak suçundan yatıyor, bir kısmı ise kendi deyimleriyle kader kurbanı! Örneğin Ahmet... Terör suçlusu ve bir mehmetçiği şehit etmiş, şimdi cezaevinde yatıyor hem de yaşamının tümünü orada geçirmek şartıyla.  Acı çektirdiği muhatabın ellerine verseniz bir saniye bile yaşamaya hakkı yok belki de... Ama o tutuklu ve şu anda cezasını çekiyor.

İ.?...21 yaşında, izinli geldiği memleketinde sevdiğiyle tartışınca, kafası bozuluyor; birliğine 15 gün geç gidiyor. Ardından tekrar firar ediyor ve yakalanıyor. Şimdi Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde... Ailesine anlattıklarını duyunca korkuyor, yok canım diyorsunuz! Bir görüşmede abisi şahit oluyor İ.?'nin yaşadıklarına. Saçları kazıtılmış, kafasını sürekli yerde! Neden diye soruyor, verdiği cevap ise korkutucu!

-Vatan'a karşı suç işledim, cezam boyunca kafamı kaldıramam, YASAK! 

Uyuşturucu kullanan asker!
A.?...23 yaşında, sokaklarda büyümüş, uyuşturucu mübtelası; Şanlıurfa'da asker. Askere gelene kadar hiçbir tedavi görmemiş; vücudunda sigara yanığı, jilet izleri var. Rehabite olmak için çok çaba sarfetmiş; ancak kendi deyimiyle kurtulamamış bir türlü bu illetten.

Birgün çarşı izninde tekrardan kullanıyor, giriş yaptığından görevli asker tarafından farkediliyor ve ceza alıyor, dayak diyor! İddiasına göre tedavi edilmesi için hiçbir çaba sarfedilmiyor. Gizli gizli bali çekip, birliğinde vücudunu kesiyor. Gönderildiği askeri hastanede tedavi görüyor; ancak bu da yeterli olmuyor. Kendisi gibi yüzlerce asker var. Onlar kullanıyor; bazen göz yumuluyor bazen de ceza alıyorlar! Askerlikleri uzadıkça uzuyor...

Bunlar Türkiye'de bugüne kadar kimsenin konuşmaya bile cesaret edemediği şeyler. Madalyonun sivil tarafı ise anlatılanlardan çok farklı deği! Birçok kişiye göre anlatılanlar çok uç, hatta taraflı! Ancak yaşanılan bir gerçekte var önümüzde o da Kuddusi Okkır... Birgün herkesin yolunun; cezaevinden geçmeyeceği garantisinin bulunmadığı düşünülürse, bu çağrıya herkes kulak vermeli, dikkate almalı.

İşte İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, 2008’in ilk altı ayında uygulandığı öne sürülen hak ihlalleri;

1- Tekirdağ 1 Nolu F Tipi
- Aralık 2007’de tutuklu ve hükümlülerin aranması usulü keyfi değiştirildi. Ayakkabı aramasından kaynaklı sorunlar yüzünden görüş ve telefon hakkı kaldırıldı

- ‘Sohbet hakkı’, haftada dokuz saatten altıya, dokuz tutukludan yediye indirildi

- Sohbet alanına kamera konuldu. Kamerayı peçeteyle kapatan Barış Akkuş ve Erdener Demirel’e ikişer gün hücre cezası verildi. Alandaki pencereler kaynaklanıp camlar boyatıldı. Siyasi tutuklular artık sohbete çıkmıyor.

-Hücreye su depolamak için tutulan pet şişelere el konulurken su satılmadı. Tutuklular aylarca kirli su içti. Sıcak su haftada bir gün, yarım saat; soğuk su günde bir saat veriliyor.

-Erdener Demirel’in ziyaretine gelen Alman konsolosunun getirdiği iki kitap ve bir Almanca dergi güvenlik gerekçesiyle verilmedi.

-Beş kişiye gelen Azadi isimli Kürtçe dergi ‘sakıncalı’ diye verilmedi.
Hasan Şahingöz, Hasan Polat, Ziya Ulusoy, Çetin Poyraz, Nihat Konak, Turaç Solak, Doğan Güner ve Turgut Kaya’ya gelen Agos gazetesinin Ermenice sayfalarına el konuldu.

-Yazar Sibel Özbudun’un Hikmet Kale’ye yolladığı ‘Zapatista Deneyimi’ ve ‘Meksika’da Değişim’ isimli kitabın İngilizce yedi sayfası ‘kurumu tehlikeye sokan’ nitelikte bulundu.

-Ali Gün Alkaya’nın 1 Mayıs’ta göndermek istediği altı kutlama kartı, ‘örgüt faaliyeti amacını güttüğü’ iddiasıyla gönderilmedi. Ahmet Doğan’ın da altı kartına el konuldu.

-Türkçe dışında dilde konuşulması yasak.

-Salih Sevilen adlı tutuklu revire kaldırıldı. Revir doktoru “Bir şey yok” deyip ağrı kesici verip geri gönderdi. Sevilen hücresinde fenalaşınca tutukluların eylemi üzerine hastaneye götürüldü, ancak kurtarılamadı.

-Yaşar Eriş ile Sinan Gülüm hücrenin zili bozuk diye gardiyanları çağırmak için kapıya vurunca ‘kapıyı dövdükleri’ gerekçesiyle üçer gün hücre cezası aldı.

2 - Tekirdağ 2 No’lu F Tipi
- Sohbet genelgesi ve susuzluk burada da var,

-Tutuklular ilk kabul esnasında dövülüyor, çırılçıplak soyulup aranıyor.
Tutuklu Ağa Sağlık, sağlık sorunları yüzünden 50 kiloya düştü. Tedavisi yapılmıyor.

3 - Bolu F Tipi Cezaevi
- Kandıra’dan Bolu’ya sevk edilen Deniz Güzel ve Muzaffer Akengin, şiddet gördü.

-Sevkli Nedim Yılmaz ve Muhammed İnal kabulde gardiyanlarca çırılçıplak soyularak aranmaya direnince dövüldüler.

-İleri derecede epilepsi olan Nesim Özkan’ın tedavisi, ailesi 2 bin YTL’lik yol parasını veremediği için yapılmıyor.

-Kürtçe’ye izin yok

-Yemeklerden yabancı cisimler çıkıyor.

4 - Edirne F Tipi Cezaevi
-Mektuplar ya hiç gönderilmiyor ya da tamamen karalanıp gönderiliyor.
Sohbet hakkı uygulanmıyor

5- Kandıra F Tipi Cezaevi
-Sohbet hakkı uygulanmıyor.

- Kürtçe Azadiye Welat yasak.

6 - Gebze M Tipi
-Sekiz kadın tutuklu Bakırköy Hapishanesi’ne kabulde çırılçıplak soyularak arandı.

-Füsun Erdoğan’ın Tekirdağ 2 Nolu F Tipi’ndeki eşini aramasına izin verilmiyor.

7 - Maltepe Çocuk Cezaevi
-Bayrampaşa Cezaevi’nden Maltepe’ye sevk edilen, 16-17 yaşlarındaki Barış Yiğit, Halim Arpa, Harun Akbaş, Musa Yalçın, Maltepe’de gardiyan ve askerlerce dövüldü, küfürlü hakaretlere maruz bırakıldı. Çocuklar, özel eşyalarına el konularak tek kişilik hücrelere konuldu. Çocuk tutuklular buna tepki olarak 20 gün açlık grevi yapınca hücre cezası kalktı.

-Maltepe’ye götürülen çocuk tutuklulara gardiyanlarca askeri disiplin uygulandı.