ARTVİN’de evlilik vaadiyle çobanlık yapan Ercan Akbulut'u (25) yaklaşık 40 bin lira dolandırdıktan sonra ortadan kaybolan ‘Nehir Naz’ takma isimli Hülya Soyler (29), katıldığı bir televizyonun canlı yayın programında jandarma ekiplerince gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.
Abone olArtvin’in Ardanuç ilçesinde evlenmek isteyen çoban Ercan Akbulut, tanıdığı bazı inşaat ustaları aracılığı ile Van nüfusuna kayıtlı Hülya Soyler ile tanıştırıldı. Aracılara 31 bin lira başlık parası veren çoban Akbulut, Van'dan aldığı kadınla Ardanuç’a geldi. Akbulut ve Soyler ile akrabaları yolculukları sırasında sosyal medyadan canlı yayın yaparak o anları da paylaştı. Canlı yayın sırasında gelin ve damat adaylarına yorum yazanlar mutluluklar diledi. Yolda bir restoranda yemek molası veren gelin ve damat adaylarının akrabaları, çekilen fotoğraf karesini de 'Gelinimizi aldık, geliyoruz' diye paylaştı.
Bir anda ortadan kayboldu
Ardanuç'ta 3 gün kalan Hülya Soyler, Ercan Akbulut ile alyans almak için kuyumcuya gitti. Burada pahalı bir alyans satın aldıran Hülya Soyler, kuyumcu çıkışı bir mağazaya girdi. Bu sırada Soyler, aniden ortadan kayboldu. Gelin adayına ulaşamayan ve dolandırıldığını anlayan çoban, jandarmaya başvurdu. Soyler'in bir taksiye binerek önce otobüs terminaline, ardından İstanbul’a gittiği belirlendi. Ercan Akbulut'un kadına başlık parası ile birlikte yaklaşık 40 bin lira harcadığı öğrenildi.
5 ilden yaklaşık 300 bin liralık vurgun yaptığı tespit edildi
Artvin İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Hülya Soyler’in izini sürdü. Şüphelinin Türkiye’nin farklı illerinde çok sayıda kişiyi evlilik vaadiyle dolandırdığı, altın ve başlık paraları ile kaçtığı belirlendi. Düğün davetiyeleri de bastıran Hülya Soyler'in son 4 ayda, 5 ilden yaklaşık 300 bin liralık vurgun yaptığı tespit edildi. ‘Nehir Naz’ lakaplı Soyler, önceki gün katıldığı bir televizyonda canlı yayınlanan programda, jandarma ekiplerince gözaltına alındı. Soyler ile aileler arasında aracılık yapan Y.B. ve K.T. de yakalandı. Artvin’e getirilen şüpheliler, ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Hülya Soyler tutuklandı, diğer 2 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
''Kız için 23 yaşında dendi ama 29 yaşında olduğunu öğrendik''
Yaşadığı olayı anlatan Ercan Akbulut, "Amcamın evini yapan bir usta vardı, amcam ustaya, ‘Benim bir yeğenim var, bunu baş göz edelim’ demiş. O da, ‘Ben bulurum ama 40-50 bin lira başlık parası var’ demiş. Amcam da babama danıştı. Babam da benle konuştu ve ‘olur’ dedim. Yavuz usta, ben, babam ve amcam Van Erciş'e gittik. Orada da aracı bir kişi vardı, onla birlikte kızın evine gittik. Eve girdik, oturduk çay falan içtik. Kızla beni konuşturdular ve olumlu gördüler. Daha sonra konu başlık parasına geldi. 40 bin lira para istediler, 31 bin liraya anlaştılar. Parayı hesaptan vermek istedik ama kabul etmediler. O an biraz şüphelendik, parayı vermeden Artvin’e geri geldik. Usta ‘Ayıp oldu’ dedi. Bizi bir daha onların evine götürdü. Çektiğimiz parayı nakit olarak verdik, kızı aldık ve Artvin’e geri geldik. Kız için 23 yaşında dendi ama 29 yaşında olduğunu öğrendik. Cuma günü akşam dışarı çıkıp gezdik. Pazartesi sabahı da nişan yüzüğü almak için Ardanuç’a gittik. Yüzüğü aldık elbise almak için başka bir mağazaya girdik. Bir anda mağazadan kayboldu, kaçtığını anladık" dedi.
''Artık evlilikten soğudum daha evlenmek istemiyorum''
İnsanların birbirini çok iyi tanıması gerektiğini ifade eden Akbulut, "Görücü usulünü kimseyle tavsiye etmiyorum daha önce hiç kız arkadaşım olmadı. Çok üzüldüm, iyi niyetle bir yola çıktık ama dolandırıldık. Yüzük almaya giderken, ‘uygun fiyatlı bir yüzük alalım, durumumuz iyi değil anlayış göster, zaten başlık parası verdik’ dedim ‘tamam’ dedi ama en pahalısını seçti. Kendisinin gerçek adını da bilmiyorum. Nikah için kimliğini istedim vermedi, aslında orada şüphelenmiştim. Kız buradan kaçmadan önce telefonumdaki tüm fotoğraflarımızı da silmiş, hiç delil bırakmamış. Biz şüphelenmeyelim diye babaannemle namaz kılıyorlardı, umreye gittiğini söyledi ama abdest aldığını hiç görmedim, sürekli namaz kılıyordu. Ben çiftçiyim ve koyunlarım var, 40 bin TL bizim için çok para. Ben bu parayı geri istiyorum ve şikayetçiyim. Artık evlilikten soğudum daha evlenmek istemiyorum. Yine kandırılmaktan korkuyorum, düzgün kısmetler karşıma çıkarsa olur ama konuşmam lazım. Hayatı paylaşabileceğim bir eş istemiştim. Buralardan kimseyi bulamadık, kızlar çiftçiye gelin gelmek istemiyor. Böyle bir çare aradık ve dolandırıldık” ifadelerini kullandı.
''Kızlar, buraya gelmiyor, hayvancılığı sevmiyorlar''
Olayı anlatan baba Tahsin Akbulut (57), "Bir tanıdığımız vesile oldu, çocuklar anlaştı. Ben de konuşmak istedim, hayvanlarımızın olduğunu söyledim, ‘ben bakarım, benim huzurum olsun, zenginlik önemli değil, kuru ekmek yerim’ dedi. Bilezik falan alıp takacaktım, yüzük aldım. Mağazaya gittim, elbise alırken mağazadan çıkmış. Sağa sola baktık, yok. ‘Ercan, gelin gitti’ dedim. Sonra muhtar geldi, karakola haber verildi. Ardından da yakalandı. Oğlum yanımızda kalıyor, ona yardımcı olsun diye getirmek istedik. Mal satılır insan satılmaz ama çaresiz kaldım. Kızlar, buraya gelmiyor, hayvancılığı sevmiyorlar” diye konuştu.
''Paramızı helal kazanmıştık ama yanlış yollara başvurduk''
Adaletin yerini bulmasını isteyen anne Fikri Naz Akbulut (59), "Allah’ım ona fırsat vermesin. Cezasını alsın istiyorum. Paramızı helal kazanmıştık ama yanlış yollara başvurduk. Yaşlı olduğumuz için düşünemedik. ‘Ben umreye gittim, 200 kişinin sorumluluğunu aldım’ diyordu. Kendisinden, hiç şüphelenmedik” dedi.
''Nasıl bir tuzağa düştük anlamadık”
Ercan Akbulut’un babaannesi Sultan Akbulut (86) ise, "Ben hiç anlamadım, tespih çekiyordu, namaz kılıyordu. Ne iyi biri geldi dedim. Torunu evlendirip, mutlu olduk dedim ama üzüldük. Paramızı da aldı, gitti. Ben böyle bir şey hayatımda görmedim. Nasıl bir tuzağa düştük anlamadık” ifadelerini kullandı.