BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,60
ALTIN 2.962,18
HABER /  GÜNCEL

CNN Türk ekranında cinsel diyalog

Canlı yayına Haydar Dümen'i gecenin bir vakti alırsanız ne olur? CNN Türk ekranlarında imalarla dolu cinsel diyalog...

Abone ol

GAZETECİLER.COM - CNN Türk'te program yapan Mesud Yar, konuk ettiği Posta yazarı Haydar Dümen ile girdiği bir diyalog ile dillerde...

Haydar Dümen, İffet dizisindeki sahneler için "ferene basarak izlemek gerekli" dedi, Mesut Yar, "fren yapıyorum tutmuyor ki" karşılığını verdi.


Elindeki  "+18 " yazan bir tabela eşliğinde Haydar Dümen'e sorularını yönelten Mesut Yar, "cinselliği öğrenmeyle ilgili" sohbetin sonunda enteresan bir diyaloğa imza attı.

İşte o diyalog;

Mesut Yar: Peki Feriha ile İffet ile olur mu? Onları izlesek.

Haydar Dümen: Valla onları izlesek, biraz frenli izlesek. Hem ileriden, hem alttan, hem üstten.

Mesut Yar: Ben izlerken fren yapıyorum da tutmuyor ki...

Haydar Dümen: Orada biraz psikolojik frene basılsın isiyorum ben. O fren aşıldığı zaman ortaya çıkan anarşiyi çocuk hazmedemez, çoğunu biz dahi hazmedemiyoruz. Tabanca olmasın bence.

Mesut Yar: Anladım tabancanın her türlüsüne karşıyız. Kamu spotunu aldık. Harika...



BENİM ANAMI AĞLATIRLARKEN HANGİ CEHENNEMDEYDİNİZ!
STAR YAZARINDAN "MERD" YAZI...
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
ANAMI AĞLATIRLARKEN HANGİ CEHENNEMDEYDİNİZ

GAZETECİLER.COM
- Nuray Mert için kaleme alınan yazılar Star yazarı Yağmur Atsız'ın asabını fena halde bozmuş.
"Şövalye bozuntuları" demiş...
"Benim anamı ağlatırlarken hangi cehennemdeydiniz!' diye seslenmiş.

İşte enteresan bir "Merd" olun yazısı;

"(...)Meselâ, ayıbdır söylemesi, sekiz on sene önce birileri benim anamı ağlatırken bu arkadaşlar hangi cehennemdeydi, onu bilmek isterdim. Ama daha benim gibi kadınlı erkekli niceleri vardı!

Gidinin şövalye bozuntuları! Bugün artık Nuray Mert’le aynı kareye girmek, kenardan itiştire itiştire bile olsa “chic” !

BEN DE NURAY MERT İLE DİVAN'A GİTMEK İSTERİM

Eh, olağandır. Dîvan Pastahânesi’nde ikindi çayına giderken ben de yanımda Nuray Hanım’ın olmasını Deli Nâciye’nin Ortanca Kızı Perviz’e tercîh ederim. Perviz’i başka bir yazıda anlatırım, konumuz o değil. Ama bu böyledir diye Perviz’e yolda giderken omuz atanlara alkış tutmam da pek yerinde olmaz, n’est-ce pas?

Adama derler ki “Merd olun merd!”

KASIMPAŞALI'YI BULDULAR VUR ABALIYA 

Tabii sekiz on sene evvelki meymenetsize kafa tutmak kolay değildi! En azından sizin tıynetinizdekiler için! Öyle ya, sonra çaya, kahveye, uçağa, brifinge, caza, saza, çengiye çağrılmayabilirdiniz! O zaman ne olurdu? Haydi, Attilâ İlhan’ın da hatırı kalmasın: “felâketim olurdu ağlardım”

Ama şimdi...
Kalender-meşreb Kasımpaşalıyı buldular ya, vur abalıya! Ancak buraya da Ziya Paşa iyi gider: “Lâkin yumuşak huylu atın çiftesi pekdir!”


EMİN ÇÖLAŞAN İÇİN ŞOK YAZI... YAZARI "BENİ DAVA EDEMEZ"
DEYİP BİR DE MEYDAN OKUDU...
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
EMİN ÇÖLAŞAN İÇİN ŞOK YAZI

GAZETECİLER.COM - Nagehan Alçı, Akşam gazetesindeki köşesinde Emin Çölaşan için öyle şeyler söyledi ki "dava açamaz" dese de bu yazı davalık olur.
Çünkü Çölaşan'ı Aydın Doğan'ı tehdit ederek "para cukkalamakla" suçluyor.
Hatta bir de meydan okuyor!
"Dava ederse banka dekontları ortaya dökülür"

İşte o yazıdan bölümler;

"'Bana şu kadar yüz bin dolar vermezsen Uzan'a gider, onun adamı olurum' diye kaç defa Aydın Doğan'ı şantajla tehdit etti? 'Her türlü yolsuzluğu cesurca yazarım' deyip de, Uzan'a dair eline gelen onlarca yolsuzluk belgesini masa altına sakladı mı, saklamadı mı? Niye kalem oynatmadı o konuda?"

ÇÖLAŞAN BU YAZDIKLARIMA DAVA AÇAMAZ

Çölaşan bu yazdıklarımla ilgili tek şey yazamaz ya da bu yazdıklarıma dair tek dava açamaz. Açsın da görelim... Açarsa mahkemenin talebiyle banka dekontları, şahitler, belgeler önüne çıkar ve daha çok rezil olur.

Haydi bakalım, Çölaşan şantaj yapmadığını, böyle tehditlerle Aydın Doğan'dan -kendi tabiriyle- para cukkalamadığını söylesin... Tek laf edemez bu konuda! Ama darbecilerin emriyle, Özel Harp Dairesi yöntemleriyle saldırmayı ve birilerine organize saldırtmayı bilir.



İZDİVAÇ ADAYLARI GİZLİ FLÖRTTE YAKALANDI... ELELE
ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR... DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
İZDİVAÇ'TA GİZLİ FLÖRT!

GAZETECİLER.COM -
İzdivaçta yine ortalık karıştı. Programın gelin ve damat adaylarından Ethem ve Leyla'nın dışarda elele çekilmiş fotoğrafları stüdyoda tartışma konusu olunca canlı yayında ilginç diyaloglar yaşandı.

Ethem ve Leyla ilk önce karşıdan karşıya geçerken masum bir şekilde el ele tutuştuklarını, fotoğrafın yanlış anlaşıldığını aralarında bir şey yaşanmadığını söylediler.

BU MU KARDEŞÇE?


Ancak fotoğrafta karşıdan karşıya geçme gibi bir pozisyon yoktu. Esra Erol'da bu noktaya işaret etti. Bu kez gelin ve damat adayı "arkadaşça ve kardeşçe" bir elele tutuşma olduğunu öne sürdü.

Esra Erol ise "Bu kardeşçe mi şimdi?" diyerek  adaylara inanmadığını açıkça söyledi. Gizli flört iddiası ile zor durumda kalan adaylar ise çelişkili açıklamaları ile stüdyodakileri de ikna edemediler.
Dışarda elele gezen damat ve gelin adayı, kendilerine gelecek eş adaylarını aramaya devam edeceklerini söyleyerek daha da şaşırttılar.

İŞTE O ANLAR



CENGİZ ÇANDAR'I TRT VE A HABER'DEN KİM IŞINLADI?
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
TRT VE A HABER'DEN NASIL IŞINLANDI?

GAZETECİLER.COM - Radikal yazarı Cengiz Çandar'ın bu sözleri çok konuşulacak. Çandar, Kürt söylemleri yüzünden TRT'den uzaklaştırıldığını, A Haber'deki programının bitirildiğini iddia etti.

Geçen yıl ekranların yıldızı olan Cengiz Çandar'ın ekranlardan sürüldüğü ortaya çıktı. Çandar verdiği röportajda "bizi kim ışınladı?" diye sordu.
İşte o söyleşiden bomba satırlar;

"İş âlemiyle ilgili kendi tasavvurları yüzünden, Başbakan'ın kızmayacağı bir konumda olmak istiyorlar. Aslında, ben de bu ortamdan nasibimi aldığımı sanıyorum. Ahaber'de program yapıyordum. Bir de sıfat vermişlerdi: Ahaber Siyasi Danışmanı. TRT Haber'de program yapıyordum. İkisi de yeni yayın dönemi iptal edildi.

SEBEBİ O RAPOR!

KCK operasyonları ve Kürt meselesi konusunda izlenen politika ve benim aldığım pozisyon nedeniyle. Bir de TESEV'e hazırlanan raporun çizgisi var. Tam o raporun ortaya çıktığı ve tartışılması gereken dönem, raporun önerilerinin 180 derece tersi bir siyasi çizgi izlendi. Ben de televizyonlarda, özellikle Başbakan'a çok yakın bilinen kanallarda, her gün bir şey söylüyorum.

KİM IŞINLADI?

Kim ışınladı bizi? Bir ihtimal, oradaki meslektaşlarımız, durumdan vazife çıkardı ve "Başbakan hoşlanmaz bundan" dediler. Bu dönemin, her şeye rağmen 28 Şubat'tan farkı var. Başbakan'ı doğrudan suçlamanın anlamı yok. Asıl olan medya patronajı ve zihniyeti. Başbakan'ı kızdırmamak veya yaranmak gibi dürtülerle, ne yapıyorlarsa, kendileri yapıyor zaten.

 
CHP'DE BİRAND'IN EKRANDAN ATTIĞI FIRÇA DİLLERDE;
YETTİ ARTIK!
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]CHP'YE İSYAN ETTİ: YETTİ ARTIK!

GAZETECİLER.COM - CHP'nin kurultayı Kanal D anchormani M. Ali Birand'ı canlı yayında isyan ettirdi;
Yetti artık!

Kurultay süreciyle çalkalanan partinin yaşadığı iç tartışmaların VTR'sinden sonra söz alan Birand CHP'ye seslendi ve "artık yeter bırakın şu kurultayları" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun görevini yapabilmesi için parti içi muhalefetin imkan tanıması gerektiğini kaydeden Birand CHP'ye şöyle isyan etti:

"Herhalde bütün Türkiye'nin Cumhuriyet Halk Partisi'nden istediği bir şey var. Bırakın artık şu kurultayları. Bırakın doğru dürüst bir muhalefete gidelim. Ve eminim Türk demokrasisinin kuvvetli bir muhalefete ve kuvvetli bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacı var. Durmadan Ak Parti aşağı çekilmeye çalışılıyor. Aslında CHP'nin kendini yukarıya itmesi gerekecek. Artık yetti. Artık Kemal Kılıçdaroğlu görevini yapmalı. Muhalefette ona bu imkanı tanımalı."

İŞTE BİRAND'IN İSYANI



TRT ESKİ GENEL MÜDÜRÜ'NDEN BOMBA İTİRAFLAR;
HER KANALDA BİR SUBAY VARDI
[PAGE]
HER KANALDA BİR SUBAY VARDI

GAZETECİLER.COM - 28 Şubat sürecinde TRT Genel Müdürü olan Yücel Yener STAR'a konuştu: TRT'nin her kanalı için ayrı ayrı subaylar görevliydi. Asker pek çok programın formatını kendisi belirliyordu.

Yücel Yener. Dönemin TRT Genel Müdürü. Daha doğrusu, Refah- Yol döneminde vekaletle yönetilen TRT'ye Refah-Yol'un hemen ardından Temmuz 1997'de atanan isim. Ardından da 2003 yılına kadar bu görevde kaldı. Yücel Yener, 1969'dan itibaren görev yaptığı TRT'de hiç görmediği dayatmaları o dönemde gördüğünü belirtiyor ve ekliyor; "TRT göbekten askere bağlı hale gelmişti."

TRT'de iplerin tamamen dışarda olduğunu belirten Yücel Yener, askerin kurumu yönettiğini iddia etti. İşte Yücel Yener'in anlattıkları:

HER KANALDA BİR SUBAY VARDI

"Yaşadım biliyorum. MGK tarafından oluşturulan koordinasyonca görevlendirilen emekli albaylar vardı. Bunlar bir tanesi TRT İnt, bir tanesi TRT GAP'tan bir tanesi TRT1'den sorumlu yapılmış. Kanal kanal sorumlu subaylar vardı. Bu kişiler TRT'deki kişilerle görüşerek yönlendiriyordu. Böylece TRT'nin yayınıyla MGK arasında koordine sağlamışlardı. Bu grubun başında bulunan arkadaşlarla da bunlar çok içli dışlıydılar. Göreve geldiğimde bunu bizzat gözledim. Sanki TRT'nin değil de, MGK'nın adamı gibi çalışıyorlardı. Bir çok kez uyardım bunları sonunda görevden almak durumunda kaldım."

PROGRAMI KALDIRINCA PAŞALAR ARADI

Anadolu'dan Görünüm programının militarist bir program olduğunu itiraf eden Yener, programı kaldırınca askeri kanattan telefonlar aldığını söyledi.

"Üst düzey askeri yetkililerin aradığını biliyordum. O dönem o programları yaptıranlar, önerenler, önayak olan askerlerden bir takım baskılar oldu. Bu baskılar, TRT'deki ilgili daire başkanlarına da, bana da oldu.
 

Vekalet sürecinde, 1997'nin başında konmuş programlar. Öyle bir ilişki bağı kurulmuştu ki, emekli subaylardan muvazzaf subaylara kadar derin bağlantılar kurulmuştu. Derin devlet heralde buydu diyordum."