TBMM Genel Kurulu'nda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu tasarısının 250 maddesi kabul edildi. Yeni kabul edilen maddelere göre mahkemelerde şu değişiklikler yapıldı...
Abone olTBMM Genel Kurulu'nda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) tasarısının 250 maddesi kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre yargılama sırasında duruşma salonuna ses ve görüntü kaydedici cihazlar sokulamayacak. Mahkemede sadece duruşmaya ilişkin çizimler yapılabilecek. Bugünkü uygulamada ise sadece mahkeme başkanı veya hakimin takdiriyle benzeri cihazlar sokulamıyordu. Yine yeni hükme göre (183. md.), kolluk kuvvetinin suç mahallinde gerçekleştirdiği tatbikatlara da basın mensupları çağrılmayacak, Tasarının, 'Duruşmada hazır bulunacaklar' başlıklı 188. maddesinin görüşülmesi aynen korundu. CHP Milletvekilleri savcıların duruşma sırasında avukatlarla 'aynı seviyede oturma' görüşünü savundular. CHP aynı şekilde hakimlerle değil avukatlarla aynı hizada oturmaları için önerge verdi. Ancak Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 'Özellikle Amerikan filmlerinin de etkisiyle sanki bütün uygulamalar böyleymiş gibi görünüyor. Anglosakson sisteminde savcı taraftır, sanığın lehine kanıt toplamaz. Halbuki bizim sistemimizde yeri geldiğinde sanığın tutuklanmasını, yeri geldiğinde tahliyesini, yeri geldiğinde ise salıverilmesini ister. Bizim Anayasamız'da savcılar ve hakimler aynı statüye, aynı hakka tabidir. Halbuki bu ülkelerde bunların bağımsızlığı da teminatı da yoktur. Bir nevi Adalet Bakanlığı'nın memuru gibidir" diyerek önergeye karşı çıktı. AK Parti'li Hakkı Köylü de, Türkiye'de başka hiçbir kurum veya makamın ünvanının önünde 'Cumhuriyet' sıfatının bulunmadığını belirterek, önergeye karşı çıktı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise, mevzuatta bugünkü oturma biçimi için herhangi bir düzenleme olmamasına karşın, Cumhuriyet savcılarının hakimlerle aynı hizada oturmasını eleştirdi. Kendilerinin savcıları güçlendirmek istediklerini, adli kolluğun tamamen savcılara bağlanmasından yana olduklarını, önergelerinin yanlış anlaşılmamasını isteyen Anadol, bugünkü oturma düzeninin 'marangoz hatasından' kaynaklanıp kaynaklanmadığını Bakan Çiçek'e sordu. Yapılan oylamada önerge reddedildi. Tasarının çapraz sorgunun benzeri bir sistemi getiren 201. maddesiyle savcı ve avukata, sanığa, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış olanlara duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilme imkanı getirildi. AİHM kararları doğrultusunda CMUK tasarısına eklenen 202. maddeye göre, 'meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmeyen' sanık veya mağdur için mahkeme tarafından tercüman atanması gündeme gelecek. Soruşturma evresinde dinlenen şüpheli, mağdur veya tanıklar hakkında da tercüman görevlendirilecek. Bu sayede, özellikle bazı bölgelerde Kürtçe'den başka bir dil bilmeyen yurttaşlar için de tercüman görevlendirilebilecek ve ücreti kendisine ödettirilmeyecek. Yeni CMUK'la mahkemelere 'iddianamenin iadesi' uygulaması da getiriliyor. Böylece mahkeme, iddianame ve soruşturma belgelerinin verilmesinden sonra 7 gün içinde bütün belgeleri inceledikten sonra eksiklik ve hatalı unsurları saptayarak, iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine karar verebilecek. CHP'li Yüksel Eorbacıoğlu, mahkemelerin hüküm gerekçelerini yazarken, 'dosyada bulunan ve hukuka aykırı elde edilen kanıtların da ayrıca gösterilmesi' için AK Parti ile ortaklaşa verilen önergenin kabul edilmesini istedi. Hükümetin de katıldığı önerge, Genel Kurul'dan geçti. Böylece, 'Yargıtay içtihatlarıyla oluşan ve pratikte uygulanan yasa dışı yollarla elde edilen bilgi-belgelerin kanıt olamayacağı' ilkesi yeni hükümle daha da güçlendirildi. Genel Kurul'da öğleden sonra yapılan görüşmelerde 335 maddelik tasarının 250. maddesine kadar gelindi. Görüşmeler saat 20.00'den itibaren başlayacak.