Clooney büyülüyor

Clooney'nin Oscar aldığı film ‘Syriana’, Türkiye'de gösterime girdi.

Stephen Gaghan’ın yönettiği ve George Clooney, Matt Damon, Jeffrey Wright ile Chris Cooper’ın oynadığı ‘Syriana’ gösterime girdi. Clooney, bu filmle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’na değer bulundu.

‘Traffic’le filmiyle En İyi Senaryo Oscarı’nı alan yazar/yönetmen Stephen Gaghan’ın, küresel petrol endüstrisindeki yozlaşma ve entrikaları konu alan politik gerilim filmi ‘Syriana’, Washington’da kapalı kapılar arkasında yapılan anlaşmalardan, İran Körfezi’ndeki petrol yataklarında ter dökenlere kadar, herkesin zenginlik ve güç peşindeki yarışının insani sonuçlarını, birbiri içine geçen öykülerle anlatıyor.

“Yozlaşma suçlamaları mı... yozlaşma mı? Yozlaşma, devletin yasalar aracılığıyla pazarın verimliliğine müdahale etmesidir. Böyle diyor Milton Friedman. Kendisinin lanet olası bir Nobel Ödülü var. Başımız derde girmeden rüşvet verebilmemiz için, rüşvete karşı gibi görünen yasalarımız var. Yozlaşma bizi korur, kendimizi güvende ve rahat hissetmemizi sağlar. Sokaklarda bir et parçası için kavga etmek yerine, şu anda burada caka satarak yürüyebiliyorsak, bunu yozlaşmaya borçluyuz. Kazanıyor olmamızın nedeni yozlaşmadır”.
[filmden]

FİLMİN ÖYKÜSÜ
Entrika, genç, karizmatik ve yenilik yanlısı Prens Nasır’ın (ALEXANDER SIDDIG), Amerikan iş çevreleriyle yerleşik ilişkileri değiştirme yolları aradığı, petrol üreten bir körfez ülkesinde geçiyor.

Tahtın bariz varisi olan Nasır, uzun süredir Teksaslı dev bir enerji şirketi olan Connex’e ait doğal gaz çıkarma haklarını, daha yüksek fiyat veren bir Çin şirketine vermiştir. Bu, Connex’e ve bölgede çıkarı olan Amerikan iş çevrelerine vurulmuş büyük bir darbedir. Jimmy Pope’un (CHRIS COOPER) sahip olduğu daha küçük bir Teksaslı petrol şirketi olan Killen, herkesin göz koyduğu Kazakistan’da önemli bir sondaj işini henüz almıştır. Bu, Killen’in değerini Connex’in gözünde arttırmıştır, çünkü Connex’in, üretim kapasitesini korumak için yeni alanlara ihtiyacı vardır. Bu iki şirket birleşince, beklemede olan sözleşme, Adalet Bakanlığı’nın dikkatini çeker ve üyesi güçlü bir WASP hukuk şirketi olan Sloan Whiting konuyu araştırmakla görevlendirilir.

Oğlu (MAX MINGHELLA) üniversiteye başlamak üzere olan Bob Barnes (GEORGE CLOONEY), uzun ve saygıdeğer bir kariyerin sonlarına yaklaşmış, kıdemli bir CIA ajanıdır ve hizmetinin son günlerini rahat bir masa başı işinde geçirme şansı vardır. İşine bağlı biri olan Bob, her zaman işinin ülkesine yararlı olduğuna ve ülkesinin daha güvenli bir yer olmasını sağladığına inanmıştır.

Bob’un son görevi, Tahran’daki iki silah tüccarının suikastidir. Bu görev sırasında bir Stinger füzesi, mavi gözlü, gizemli bir Mısırlı’nın eline geçer. Bob, Washington’a dönünce, kendisine son bir gizli görev verilir: Prens Nasır’ın suikastı.

Şeyhler ve işçiler, müfettişler ve uluslararası ajanlar, zenginler ve yoksullar, ünlüler ve sıradan insanlar - her biri, kendi varlıklarının dünyayı ne kadar güçlü bir şekilde etkileyeceğinden habersiz, endüstriyi besleyen büyük ve karmaşık sistem içinde kendilerine düşen rolü oynamaktadır.

YAPIM HAKKINDA
“Karmaşık ve zor bir devirde yaşıyoruz. Bu yüzden, ‘Syriana’nın bu karmaşıklığı duygulara dayanan bir şekilde yansıtmasını ve bunu anlatabilmesini istedim. İyi adam, kötü adam diye bir şey yok. Cevaplar kolay değil. Karakterler, geleneksel karakter yapılarına uymuyor; öyküler, yaşam dersi veren bir sona ulaşmıyor; soruların ucu açık kalıyor. Her şeyi bir sona bağlamamaktaki amacım, filmin derinizin altına işlemesi ve sizinle daha uzun süre birlikte kalmasını sağlamaktı. Bu bana 11 Eylül sonrası kendimizi içinde bulduğumuz dünyanın en dürüst yansıması olarak göründü”.
- Stephen Gaghan

‘Syriana’yı, ‘Traffic’le En İyi Görüntü Ödülü kazanan Stephen Gaghan tarafından yazdı ve yönetti. Gaghan, daha önceki filmi için araştırma yaparken, küresel petrol endüstrisinin makineleşmesi hakkında düşünmeye başladı. Washington’da, aralarında Pentagon’da Amerika’nın uyuşturucu karşıtı politikalarını körükleyen kişilerin de bulunduğu bir grup insanla tanışmıştı. Uyuşturucu ticareti ve petrol endüstrisi arasındaki ilgi çekici ilişkiyi fark etmeye başlaması bu döneme rastlar.

“O zamanlar” diyor Gaghan, “Pentagon’un terörizm ve uyuşturucu karşıtı bölümleri aynıydı. Ucuz yabancı petrole düşkünlüğümüzün ülkemizin en büyük bağımlılığı olduğunu ve avantajımızın büyük bir kısmını petrole kolay ulaşabiliyor olmamızın sağladığını düşünmeye başladım”.

Kaynak: