Şırnak'ın yaklaşık 130 bin nüfusluk sınır ilçesi Cizre’de, sokağa çıkma yasağı beşinci gününde. İlçede çatışmaların yoğunlaştığı, özellikle elektrik ve su kesintileri nedeniyle hayatın zorlaştığı belirtiliyor. Rengin Arslan ve Hatice Kamer'in haberi.
Abone olŞırnak'ın yaklaşık 130 bin nüfuslu sınır ilçesi Cizre’de, sokağa çıkma yasağının beşinci gününde çatışmaların yoğunlaştığı bildiriliyor.
İlçede silah seslerinin arttığı, sivillerin yaşamının ise gittikçe zorlaştığı gelen haberler arasında.
BBC Türkçe'nin ulaştığı kaynaklar kentte elektrik ve suyun sokağa çıkma yasağından hemen sonra kesildiğini; ilçede halihazırda suyun dönüşümlü olarak verildiğini belirtiyor.
Cizre'de bazı mahallelere ara ara elektrik verildiği, sadece bir cep telefonu şebekesinin kesintilerle çalıştığı ve ancak sabit telefon hatları üzerinden iletişim kurulabildiği bildiriliyor.
İlçede bulunan ve BBC Türkçe'ye bilgi veren HDP Şırnak Milletvekili Faruk Sarıyıldız'ın basın danışmanı Vedat Yıldız, "Birçok mahallede su kesintisi var. Yiyecek sıkıntısı arttı" dedi.
Yıldız, Cizre'deki hastalar arasında diyaliz tedavisi görmesi gerekenlerin tedavi edilemediğini söyledi.
Vedat Yıldız ayrıca bugün özellikle Nur mahallesinde çok yoğun çatışmaların yaşandığını ve elektriklerin kesik olduğunu, bu bölgeden yoğun çatışma sesleri geldiğini, altı polisin yaralandığını kaydetti.
Yıldız'ın verdiği bilgiye göre, Nur Mahallesi’nde bir apartmanın üçüncü katında çatışmalardan dolayı yangın çıktı, beş çocuk dumandan zehirlendi.
HDP: Cizre'de fiili sıkıyönetim var
HDP'den yapılan son açıklamada ise "Beş gündür Cizre'de devam eden halkımıza yönelik saldırılar ciddi bir katliam aşamasına gelmiş bulunmaktadır" ifadesi yer aldı.
HDP, Cizre'de sokağa çıkma yasağı adı altında "fiili bir OHAL, fiili bir sıkıyönetim" uygulandığını belirtti.
Partinin, aralarında eş başkanlar ve bakanların da bulunduğu bir milletvekili grubu acil olarak Cizre'de toplanma kararı aldı. Toplantının ne zaman yapılacağı henüz bilinmiyor.
İlçeye gitmek isteyen Özgür Kadın Meclisi ve KESK bileşenlerinin Cizre’ye girişleri ise engellendi.
Şırnak Valiliği Cuma günü Cizre'de, "Bölücü Terör Örgütü mensuplarının yakalanması, mahallere girişi engellemek için kazılan hendeklerin kapatılması ve barikatların bertaraf edilerek huzurun sağlanması amacıyla" sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini açıklamıştı.
İlçede daha önce bazı mahallelere girişi engellemek için hendekler kazılmış, bazı yollara da patlayıcılar döşendiği bildirilmişti.
Cizre'deki çatışmalarda bugüne dek aralarında bir bebek ve 10 yaşındaki bir çocuğun da bulunduğu dört sivilin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadırhan ise dün gece Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, dört sivilin otopsi için Şırnak Devlet Hastanesi'ne getirildiğini belirtmişti.
'Siviller cezalandırılmasın'
BBC Türkçe’ye konuşan Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, uçak seferlerinin iptal edilmesi nedeniyle Ankara'dan Şırnak’a dönemiyor ve bölgede değil.
Şırnak'ta sokağa çıkma yasağı bulunmamasına rağmen, bölgedeki havalaanı Cizre'nin girişinde olduğu için seferler yapılmıyor.
Ankara'dan telefonla sorularımızı yanıtlayan Elçi, Şırnak Valiliği'nin "bazı mahallelerde polise yönelik saldırılar nedeniyle operasyon yapıldığı" açıklamasını şöyle yorumladı:
"Roketatarla saldırı yapılıyorsa onları cezalandırırsın. Hukuk dışı bir şey varsa, bütün ilçeyi cezalandırmaya gerek yok. Hukuk dışı bir şey varsa bunlar yapılsın ama hukuk çerçevesinde ve Türkiye genelinde hangi çerçevede yapılıyorsa o şekilde yapılsın."
Sabit telefon hatlarını kullanarak Cizre'dekilerle iletişim kurabilen Elçi, "Sivil halk herkes korku içerisinde. Bir yerde operasyon yapılacak diye insanların hepsi cezalandırılıyor" yorumunda bulundu.
1992'den bugüne
İstanbul'da yaşayan avukat Ramazan Demir ise 1992 yılında Şırnak'ta onlarca kişinin ölümüyle sonuçlanan kent merkezindeki çatışmaları yaşadığında 9 yaşındaydı.
Ailesiyle bir bodrum katına sığınmışlardı.
O günlerde 2-3 yaşında olan kızkardeşi, bugün 25 yaşında ve Cizre'de komşu bir evin bodrumunda mahsur.
Dün akşam kardeşiyle temas kurabilen Demir, duygularını ve onlarla konuştuklarını şöyle anlattı:
"Çok kötülerdi. Ben de kötü oldum. 92’deki halimiz, o şartlarımız, o rezalet tekrar insanın gözünün önüne geliyor. Çok benzer durumda şu an. Pek konuşamadı da ağladı daha çok. Bodrumda sığınaktalar. O havasız, o barut kokularının olduğu bodrumdalar. Erzaklarının çok az kaldığını söyledi. Birkaç aile, yakınlardaki bir ailenin bodrumuna sığınmışlar ve o aile de çok yoksulmuş. Dolayısıyla ailenin evinde de pek erzak yokmuş."