BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Civaoğlu, TCK'ya meydan okudu

Güneri Civaoğlu, yeni TCK'dan korkmadığını yazdı. Çünkü oyunu kuralına göre oynayan yazar, meslektaşlarına şu mesajları verdi:

Abone ol Güneri Civaoğlu, isimli yazısında bugüne kadar girdiği davalardan nasıl çıktığını yazdı. Civaoğlu, yeni TCK öncesi ne yapıp yapmayacağını çok iyi biliyor...

Yazı : Güneri Civaoğlu
Kaynak :


Yıllardır gazeteciyim. Bugüne kadar, hiçbir mahkûmiyet kararı alınmadı aleyhime... İki kez hariç hakkımda dava açılmadı. Birincisi, Hasan Mezarcı...
Tarafından açılmıştı. Anlatmaya gerek yok. İkincisi ise, geçen yıl Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya tarafından... Ben sadece hukuki durumu irdeleyen ve "yargısız infaza" karşı olan bir yazı yazmıştım.
Buna rağmen gazetenin hukuk servisi, başkanın bana da dava açtığını bildirdi.
Şaşırmıştım.
Başkanın avukatına telefon açtım.
"Bir yanlışlık olmalı" dedim. "Sadece hukuki durumu irdeleyen ve yargısız infaz olmamalı temasını işleyen bir yazıya nasıl ceza davası açabildiğini" sordum.
Avukat bana, "Yazıları ayrı ayrı okumadık. Başkanın adı geçen tüm yazılar için toptan dava açtık" cevabını verdi. Sonra da "Sizin için olan davayı geri alırız, merak etmeyin" diye ekledi.
Ona "hiç merak etmediğimi, dava kalsa da nasıl olsa kazanacağımdan emin olduğumu ama Yargıtay Başkanı adına yazıları bile okumadan toptan dava açılmasının yanlışlığını" söyledim.
Sonra ne yaptılar, bilmiyorum.
Hâlâ ses yok.
Neyse, ben, "hukuk sicilimi" yansıtmaya devam edeyim.
- Bugüne kadar tekzip de almadım. (Belki bir kez aldıysam, hatırlamıyorum bile...)
- Yıllarca genel yayın yönetmenliği yaptım, yönettiğim gazeteler sıkıyönetim tarafından kapatılmadı. Bunun tek istisnasında yayının yapıldığı gün seyahatteydim.
.................
Peki sinameki miyim?
Öyle olmadığım bilinir.
Sağlam muhalefet yapan gazeteleri yönettim, yazılar yazdım, röportajlar yaptım.
İki örnek...
Demirel ve diğer liderlerin ertesi sabah Ege'ye askerler tarafından sürgüne gönderilecekleri manşet haberini yazdığımda 12 Eylül'ün en ceberut günleriydi. Öyle bir formülle yazdım ki, sıkıyönetim ve ihtilalin komutanları bile gazeteyi kapayacak gerekçe bulamadılar.
Özal'ın en güçlü yıllarında ona çok pahalıya patlayan ve yüzde 1 buçuk oy toplayan Jaguar partisini bile kurdurtan Jaguar olayını manşetten verdim, yayını sürdürdüm...
"İşimden oldum" ama mahkemeye verecek hukuk açığı bulamadılar.
Daha bir dizi örneğe girmiyorum.
.................
Peki neden mahkûmiyet, dava, tekzip yok?
Çünkü... Hepsi kanıtlı ve belgeliydi...
Çünkü, kimseye hakaret yoktu. (çok hak eden ama gene de sonradan üzüldüğüm biri hariç) Ayrıca hukuk mezunuyum. Avukatlık ruhsatım da duvarda asılı.
Ve... Kuşku duyduğum her konuda kendi hukuk bilgimle yetinmedim. Değerli hocam ve dostum Prof. Uğur Alacakaptan'ı yurtdışında bile olsa bulur, ona danışırım. Hukuk açığı vermem.
.................
Bunları neden yazdım?
"Yeni TCK bu haliyle çıksa da fark etmez. Ben zaten kanıta dayalı ve yasaya uygun yazarım. Asıl, hukuk kaçkını gazeteciler, TV'ciler düşünsün. Gazetecilik şimdi başlıyor" demek için mi?
Hayır...
Bütün bu hukuka saygı sicilime karşın, yeni TCK'nın yürürlüğe gireceği 1 Haziran sonrası bağlamında "ciddi kaygı" duyduğum için.
.................
Bu öyle bir yasa ki, 1 Haziran'dan sonra eleştiri tabusu olacak. Koruma altındaki siyasetçileri koruyan zırh da korumaya alınıyor. Balık kokmasın diye tuzlarlar, tuz da kokarsa?
Yasa "belirsizlikler"le dolu. "Tanımı yapılmamış suçlar" üretilmiş.
"Övmeyi" de, "yermeyi" de içeren "propaganda" gibi bir "esnek" sözcük kullanılmış. Nereye çekersen oraya yorumla...
Hâkime takdir ve yorum alanı bunu en aza indiren ceza hukuku tekniğine aykırı olarak çok "geniş" tutulmuş.
Suç ve ceza don lastiği değildir. "Çek uzasın" olmaz.
..................
Ve nihayet bizlere seminer veren basın hukukunda uzman Doğan Grubu danışmanları da, "bu yasa için sağlıklı yorum yapamadıklarını, şunu yazabilir ya da bunu yazamazsınız diyebilecek kadar belirsiz bir yasa çıkmakta olduğunu" söylediler.
..................
Sonuç...
1 Haziran'dan itibaren basının boğazı sıkılıyor. Demokrasinin sesi kısık olacak.
AB'den reçete yazılıncaya kadar...

g.civaoglu@milliyet.com.tr