BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.869,24
HABER /  GÜNCEL

Çırılçıplak soyup eşyamızı aldılar!

İsrail askerlerinin yaptığı kanlı baskına şahit olan Sabah gazetesi muhabiri dönüş uçağında yaşadıkları felaketi şöyle özetledi;

Abone ol

İsrail Donanması'nın saldırısına uğrayan ve tutuklanan 368 Türk vatandaşı, dün Türkiye'ye gönderilmek üzere serbest bırakıldı.

THY tarafından yollanan 3 uçakta saatlerce işlemlerin bitmesini bekleyen vatandaşlarımız, bu süre zarfında ailelerine haber verebilmek için çırpındı.
Gelişmeleri Sabah Gazetesi adına izlerken saldırıya uğrayan gemideki diğer yolcularla birlikte tutuklanan muhabir Mediha Olgun da operasyonun üzerinden 72 saat geçtikten sonra, diğer tutuklularla birlikte Türkiye'ye gönderilmek üzere serbest kaldı.

Olgun, yola çıkmak üzere uçağın içinde beklerken, THY hosteslerinden birinin telefonundan gazetesine ulaşarak yaşadıklarını anlattı. Sabah muhabirinin anlattıkları felaketi gözler önüne serdi; 

OYUNCAKLARI KIRDILAR

Olgun, gemideki sıcak saatleri şöyle anlattı: "Önce gemiyi didik didik arayıp, çatışma sırasında kamaralara saklanan kadınlar dahil herkesi otomatik silah tehdidiyle dışarı çıkardılar. O anda üzerimizde giysi olarak ne varsa, fazladan sırtımıza hiçbirşey almamıza izin vermeden hepimizi güvertede topladılar. Daha hava aydınlanmamıştı ve korkunç bir soğuk vardı. Hepimiz güvertede beklerken, saatlerce bütün gemiyi didik didik aradılar. Çantaların, valizlerin tamamen ters çevrilip yerlere boşaltılarak arandığını, tüm eşyaların çiğnendiğini gördük. Gazzeli çocuklara götürülen oyuncak bebekleri, topları keserek içlerini boşalttılar. Tüm olan biteni güverteden izliyorduk."

GÜVERTEDE TOPLADILAR

5 saate yakın süren bu aramanın ardından geminin hareket ettiğini aktaran Mediha Olgun, "Bir yandan da üzerimizde askeri helikopterler alçak uçuş yapıyordu. Helikopterlerin rüzgârıyla yerlerimizde zor duruyorduk. Bu sırada soğuk içimize işledi. Bunu özellikle yaptıklarının farkındaydık" dedi. Aşdod Limanı'na ulaştıktan sonra teker teker gemiden indirildiklerini anlatan Mediha Olgun, limanda nasıl arandıklarını ve elektronik eşyalarının başına gelenleri şu ifadelerle aktardı: "Öncelikle telefonlarımıza, fotoğraf makinelerimize ve dizüstü bilgisayarlarımıza el koydular. Ardından teker teker kabinlere alıp çırılçıplak soydular. Çoraplarımıza kadar aldılar, ayakkabılarımızı kesip tabanlarını aradılar. Yedeklediğimiz bütün görüntü ve materyalleri böylece buldular. Hepsine el koydular."

EŞYALARI GERİ VERMEDİLER

Arama faslının en az 10 defa daha farklı yer ve zamanlarda tekrarlandığını söyleyen Olgun, her noktada teker teker fotoğraflarının çekildiğini, farklı farklı kişi ve yetkili tarafından ifadelerinin alındığını ve fişlendiklerini bildirdi. Her aramada üzerlerindeki kimlik ve paraların eksildiğini söyleyen Olgun, İsrailliler'in sigaralarını içtiğini, cüzdan ve paralarını da iade edeceklerini söyleyerek aldıklarını aktardı. Muhabirimiz, sadece pasaportunu kurtararak uçağa binmeyi başarabildiğini, İsrailliler'in tüm elektronik ve kişisel eşyalarına el koyduklarını ve geri vermediklerini ifade etti.

CEZAEVİNDE İKİ GECE

İsraillilerin limanda kendilerine 'sınır dışı edilmek istiyorum' diye kağıt imzalatmaya çalıştıklarını da kaydeden muhabirimiz, buna rağmen imza atan ya da atmayanlara bakılmaksızın herkesin Per Şeva Cezaevi'ne gönderildiğini anlattı. İsrail ordusu tarafından götürüldükleri hemen her yerde tutuklu başına en az 50 kişilik asker ve görevlinin düştüğünü, neredeyse tüm İsrail donanmasının kendilerini gözettiğini de vurgulayan Olgun, "Per Şeva cezaevinde o şartlar altında 2 gece geçirdik. Yemek ve su sıkıntısı had safhadaydı. Ancak en kısa zamanda ülkeme döneceğimi, oğluma yakın zamanda kavuşacağımı hissediyordum" diye konuştu.