Çıplak tavaf edenler ve tavaf edemeyen Müslümanlar
Biz nasıl günahkarlarız ki çırılçıplak bir müşrike tanınan imtiyaz bize tanınmıyor?
Yıl: 570’li zamanlar
Mekân: Mekke, Kâbe
Kâbe’nin etrafındaki put sayısı: 360
Dünyadaki Müslüman sayısı: 0
Kâbe’nin etrafında tavaf edenler: Çırılçıplak halde müşrikler, putlarına adak adayanlar, şirkin her türlüsünü yapan, her türlü melaneti işleyen günahkârlar…
Yıl: 2020 Mart
Mekân: Mekke, Kâbe
Kâbe’nin etrafındaki fiziki put sayısı: 0
Dünyadaki Müslüman sayısı: 1,7 milyar
Kâbe’nin etrafında tavaf edenler: Yok!
Sadece yukarıdaki karşılaştırma bile günümüz Müslümanlarının içinde bulunduğu dehşetengiz tabloyu anlatmaya yetiyor da artıyor bile…
Yeryüzünde hiçbir Müslüman’ın bulunmadığı bir dönemde Kâbe’yi müşriklerin çırılçıplak tavaf etmesine izin veren Allah, bugün sayıları 1,7 milyarı bulan ve tesettürün en alasına bürünmüş Müslümanların tavaf etmesine müsaade etmiyor.
Bu durumda aslında alınacak o kadar çok ibretler ve çıkarılacak o kadar dersler var ki…
Tabii anlayabilene…
Kâbe, Allah’ın Evi, Kutsal mekân inşa edildiği günden bugüne gelinceye kadar etrafında tavaf edenlerin eksik olmadığı bir mekân. Her daim insanlığın cazibe merkezi olmuş bu mekânda tavaf edilmeyen bir gün, tavafsız geçen bir gün yoktur herhalde.
Yüce Allah, evinin etrafında her daim birilerinin tavaf etmesine müsaade etmiştir.
Taa ki bugüne kadar…
Sebep ne olursa olsun, ister korona virüsü, isterse iç siyasi çekişmeler Kâbe’nin etrafı asla boş kalmamalıydı.
Suud yönetimi en azından seçilmiş 100 civarında insanın tavaf vazifesini yerine getirmesini düşünemeyecek kadar aptal mı?
1,7 milyarlık Müslüman nüfusun içinde Suud yönetimine ulaşıp “sizin yaptığınız doğru değil, en azından 10 tane bile olsun insan tavaf vazifesini yerine getirsin” diyemeyecek kadar aciz mi?
Kalpleri elinde evirip çeviren Allah, (haşa) evinin etrafında tavaf vazifesini yerine getirecek şekilde insanlara akıl, fikir, merhamet vermekten aciz mi?
Haşa, Haşa ve kellâ…
Allah isteseydi nasıl ki çırılçıplak müşriklere evinin etrafında tavaf etmeye müsaade ettiyse bugün de sebep ne olursa olsun beş-on tane dahi Müslüman’ın tavaf etmesine izin verebilirdi…
Ama etmedi…
Hem Suud yönetiminin hem de 1,7 milyar Müslümanın idrakini, aklını, havsalasını öylesine bir bağladı ki sanırım Müslümanlara bundan daha büyük bir ikaz yapılamazdı.
Bütün İslam alemi olarak utanmamız lazım…
Cahiliye döneminin müşrikleri kadar olamadığımız için…
Düşünebiliyor musunuz, insanlık tarihi içinde bu tür bir sebepten dolayı Kâbe’nin tavaf edilmediği nerdeyse tek zaman dilimini yaşıyoruz…
Bundan daha büyük bir felaket,
Bundan daha büyük bir utanç olabilir mi?
Asıl korkum ne biliyor musunuz?
Bizi evini tavaf etmeye layık görmeyen Allah, acaba bizim hakkımızda ne takdir ediyordur?
Acaba bizi ne gibi bir zillet bekliyor?
Acaba bizi ne gibi bir ceza bekliyor?
Biz nasıl günahkarlarız ki çırılçıplak bir müşrike tanınan imtiyaz bize tanınmıyor?
Biz ne yaptık ki putlara tapanlara tanınan müsaade “La ilahe illallah” diyenlere verilmiyor…
Bu durumu derin anlamlarla anlatan bir şiire denk geldim sosyal medyada. Tekrar tekrar okudukça etkilendiğim bir şiir oldu. Bu şiiri buraya alıntılamak istiyorum zira tam fotoğrafı yansıtıyor satır aralarına sokulan kavram ve teşbihlerle:
Yalnızız
Mahzunuz
Işığı arayan kelebekler gibiyiz
Harabelerdeki Guguk kuşu misali
Bilgesiz kalmış Bin Yakzan misali
Yollara düşmüş göçmen kuşlar misali
Tarihi savaşlardan çıkmış leventler misali
Ve şimdi
Siyah örtüler içindeki evimizden
Ruhlarımızı ve enerjimizi çaldılar (H.E)
Bundan sonra ne yapılması gerekiyor biliyor musunuz?
Yapacak tek şey var…
O da galiba oturup ilahi azabı beklemek..!