BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Cinsellikle ilgili tabuları yıkmalıyız

Cinsel Terapist, Psikolog Yaşam Yanardağ Çelik, cinselliğin Türkiye’de hala çok büyük bir tabu olduğunu söyleyerek, “Konuşulmayan yara o kad...

Abone ol

Cinsel Terapist, Psikolog Yaşam Yanardağ Çelik, cinselliğin Türkiye’de hala çok büyük bir tabu olduğunu söyleyerek, “Konuşulmayan yara o kadar büyüyor ki, birisinde pedafoli, birisinde cinsel isteksizlik, genç kızlarımızda vajinismus olarak ortaya çıkabiliyor. Ama hepsinin temeli çocukluğa dayanıyor” dedi.
Cinsel Terapist, Psikolog Yaşam Yanardağ Çelik, cinselliğin Türk toplumunda hala çok büyük bir tabu olduğunu söyledi. Türkiye’de, bugün 20 yıl öncesine göre cinsellikle ilgili bazı öğelerin çok fazla kullanıldığını ifade eden Çelik, bazı şarkılarda, programlarda cinselliğin dile getirilmesinin ya da kadınların çok daha rahat giyinmeleri ve kadınlığının ön planda olmasının, sanki cinselliğin biraz daha tabu olmaktan çıkarıldığı düşüncesini doğurduğunu kaydetti. “Ama tam tersi aslında, cinsellik tabu olmaya devam ettiği için bu tür şeylerle açığa çıkıyor” diyen Çelik, şöyle devam etti:
“Bir şeyi sürekli yasakladığınızda farklı farklı şeylerle açığa çıkar. Bizde hala cinsellik bir tabu olmaya devam ediyor. Biz anaokulundan itibaren örgün öğretim sistemimiz içerisine cinsel eğitimle ilgili şeyleri koymaya başlarsak, tabu olmaktan çıkmaya başlıyor diyebiliriz. Çünkü şu an eğitim sistemimiz içerisinde sadece ortaokulda ergenlik dönemi anlatılırken, çok kısacık bir iki noktaya değiniliyor. Onda da zaten çocuklar kıkırdıyor, öğretmen utanıyor ve üstü kapatılıp geçiliyor. Eğitimin olmadığı bir yerde bir şeyleri aşmış olmaktan bahsetmemiz mümkün değil. Sanki artık çok modern bir çizgimiz varmış gibi görünüyor ama maalesef cinsellik hala tabu, insanlar konuşmaya çekiniyorlar.”
Bugün tek farkın, insanların artık cinsellikle ilgili terapi desteği almaya biraz daha rahat gidebilmeleri olduğuna işaret eden Çelik, bu anlamda erkekler ya da kadınlar arasında bir ayrım olmadığını vurguladı. Eskiden böyle bir imkan da olmadığını ve çok fazla cinsel terapist bulunmadığını belirten Çelik, “Ama şimdi insanlar karı-koca ya da bireysel olarak cinsel problemlerinin olduğunu kabul edip, terapi desteğine de yavaş yavaş gelmeye başlıyorlar. Ama hala bir tabu, konuşulması kesinlikle ayıp, yasak ve günah bir kavram. Bu sebeple de sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Ne kadar baskılarsak o kadar problem oluyor çünkü” diye konuştu.

“SORUNLARIN TEMELİ ÇOCUKLUĞA DAYANIYOR”
Cinselliğin tabu olmasıyla yaşanan sorunları örnekler vererek açıklayan Çelik, “Mesela ara ara gündemimizi meşgul eden çocuk tacizi haberleriyle karşılaşıyoruz ve biz burada direkt mağdur olan çocuğu bağrımıza basıp, onu mağdur eden kişiyi de asalım, keselim, hapse tıkalım gibi düşünüyoruz. Ama aslında o mağdur eden kişi de çok yüksek bir olasılıkla çocukluğunda böyle bir mağduriyete uğradığı, cinsel açıdan problemler yaşadığı ve bunu kimseyle paylaşamadığı için o hale geliyor. Yani aslında kötü bir zincir var ve konuşulmayan yara o kadar büyüyor ki, birisinde pedafoli, birisinde cinsel isteksizlik, genç kızlarımızda vajinismus olarak ortaya çıkabiliyor. Ama hepsinin temeli çocukluğa dayanıyor” ifadelerini kullandı.
Çocuklarla cinselliği konuşmanın mutlaka bir dozu, belirli bir seviyesi olduğunun altını çizen Çelik, “Ama o seviyeden başlayarak en basitinden genital organların doğru isimlerinin öğretilmesi, mahremiyet kavramının anlatılması, oranın pis, kesinlikle dokunulmaması gereken bir yer olmadığının çocuğa anlatılması gerekiyor. Mesela çok basit bir tuvalet eğitiminde bile ‘elleme, iğrenç’ dediğimiz anda çocuğun zihnine şunu kazıyoruz; ‘genital bölge iğrenç bir yerdir.’ Halbuki elimizde milyarlarca mikrop var, elimiz çok daha pis bir yer, elimizi rahatlıkla ağzımıza götürebiliyoruz ama orası dokunulması kesinlikle yasak bölge. Halbuki belli bir yaştan sonra cinsel olgunluğa ulaştığında genital bölgesiyle barışık olan insanların cinsel hayatları daha sağlıklı oluyor. O yüzden ısrarla eğitimi vurguluyorum. Çünkü doğru eğitim verildiğinde bedeniyle barışık oluyor insanlar” şeklinde konuştu.
Erkeklerle aralarında çok fark olmasa da en çok cinsel problemin kadınlarda görüldüğüne de dikkat çeken Çelik, “Kadınlara şunu anlatmaya çalışıyorum; yüzüne, gözlerine önem veriyorsun ama sana belki de hayatta başka hiçbir şeyin tattıramayacağı zevki tattıran, hatta senden bir parça dünyaya gelmesini sağlayan o çok özel bölgeye üvey evlat muamelesi yapıyorsun. O zaman da o bölge seni cezalandırarak örneğin cinsel isteksizlik duyan bir kadın haline getiriyor veya tamamen kilitleyip vajinismus haline getiriyor. Yani aslında bedenimiz, biz onu dışladıkça, görmezden geldikçe bizden bir şekilde intikam alıyor. Aynı şey erken erkekler için de geçerli. Doğru bir cinsel eğitim, sağlıklı bir cinsel yaşamın kapılarını açıyor ve daha bu çocukluktan başlayarak açılıyor. Çocuklarımıza, ergenliğe girmek üzere olan gençlerimize, yeni evlenecek çiftlere mutlaka aklı başında sağlıklı cinsel bilgiler vermek çok önemli” dedi.
(İHA)