Düşünün hayatınız bir anda değişiyor ve aklınıza öyle şeyler geliyor ki, kendinizden utanıyorsunuz. Bu durumda ne yaparsınız?
Abone olTürkiye'de 2 milyon, İstanbul'da 250 bin takıntı hastası var ve çocuklar da bu hastalığa yakalanabiliyor. Günümüzde her 10 bin kişiden 250-300'ünün takıntı hastası olduğu biliniyor. Dünyada ise 300 milyon kişide 'takıntı' hastalığı var.
Kadınların en çok temizlik takıntısı olduğunu belirten Dr. Oğuz Tan, erkeklerde cinsellik takıntılarının daha sık görüldüğünü söylüyor. Obsesyon (takıntı) hastalığının çocuklukta da ortaya çıktığına işaret eden Dr. Oğuz Tan, "Takıntılı çocuklar sürekli aynı soruyu sorarlar. Ders çalışırken bir cümleyi okuyup, emin olamadıkları için tekrar aynı cümleye dönerler. Bir sayfa okumaları için 5-6 saat geçmesi gerekir" diyor.
Düşünün hayatınız bir anda değişiyor ve aklınıza öyle şeyler geliyor ki, kendinizden utanıyorsunuz. Başkalarına yan gözle bakacaksınız diye kendinizi eve kapatıyor, kimseyle göz göze gelemiyor, en yakınınızla bile cinsel içerikli hayaller kuruyorsunuz. Bu durumda ne yaparsınız? Cinsel takıntılı biri olduğunuzun farkına varmalı ve vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalısınız.
Cinsel takıntılar zihinden kovulamıyor
Cinsel takıntılar, dayanılması zor, büyük utanç ve acı veren takıntılar arasında. Psikiyatri Uzmanı Oğuz Tan, cinsel takıntıları; "Kişilerin aklına hiç istemedikleri zamanda hiç istemedikleri kişilerle ilgili cinsel düşünceler, erotik görüntüler gelmesidir. Her takıntıda olduğu gibi tekrarlayıcıdırlar ve zihinden kovmaya çalışmakla gitmezler" diye açıklıyor.
En sık rastlanan cinsel takıntılar nelerdir?
Zaman zaman hastalarımız yüzleri perişan, gözyaşlarına boğulmuş halde odamıza girerler ve sesleri boğularak, tıkanarak, utanarak anlatırlar: "Kızlarıma tecavüz etmekten korkuyorum. Anneme cinsel arzu duyuyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Üç yaşındaki yeğenimi öptükten sonra penisimin sertleşip sertleşmediğini kontrol ediyorum."
Bu kişiler ya kızlarının saçlarını bile okşamaz olur, annelerine yaptıkları ziyaretleri bayramdan bayrama indirirler ya da gerçekten sapık olup olmadıklarım kontrol maksadıyla olur olmaz yerde, olur olmaz şekilde yakınlarına dokunup onları sinir ederler. İnsanların cinsel organlarına bakma takıntılarına da sıkça şahit oluruz. Kadınların cinsel organlarına bakma dürtüsü duyan erkekler, gözleri erkeklerin kasıklarına kayacakmış korkusu yaşayan kadınlar sık sık bize başvururlar. Bu kişiler, erkekse kadınları rahatsız etmekten, kadınsa 'hafifmeşrep' damgası yemekten büyük korku duyarlar.
Kişi cinsel takıntılarını nasıl kontrol altında tutabilir?
Aslında bu tıbbi bir durumdur, 'obsesif kompülsif bozukluk' adında bir hastalıktır. Beyinde seratonin adlı maddenin eksik olmasından kaynaklanır. Kişi bu düşüncelerin sapıklık olmadığım, tıbbi bir durum olduğunu bilmeli, düşünceleri kafadan atmaya çalışmamalıdır. Kendi kendine düzelmesi çok zordur, mutlaka psikiyatriste gidilmelidir.
Cinsel takıntılar, bir bakıma seks bağımlılığı mıdır?
Seks bağımlılığıyla hiçbir alâkası yoktur. Tam tersine, cinsel takıntısı olan insanlar son derece mazbut, ahlaki değerlere haddinden fazla önem veren, hatta ahlaki konularda oldukça katı olan kişilerdir. Korktukları şeyleri asla yapmazlar. Takıntı, düşüncenin bir hastalığıdır. Asla istenmeyen eylemle sonuçlanmaz. Takıntılı insanlar kendilerine büyük haksızlık eder, 'sapık' olduklarının anlaşılacağı endişesiyle izole bir hayat yaşamaya başlarlar.
Obsesif kompülsif kişilik bozukluğu
Psikolog Yasemin Yeşilyaprak, obsesif kompülsif kişilik bozukluğunu şöyle açıklıyor; "Dürüstlük, kuralcılık, güvenilirlik gibi özelliklerin baskısıyla, esnek olamayışın, değişime uyum sağlayamamanın doğurduğu bir bozukluktur. Hastalar, sorumlulukları ciddi şekilde üstlenirler ama hata yapmaktan ve eksiklikten nefret ettikleri için ayrıntılarla çok fazla meşgul olurlar ve gerçek amaçlarının ne olduğunu unuturlar.
Sonuç olarak karar vermede ve işleri tamamlamada güçlük çekerler. Bu tür problemler, sorumlulukların bir endişe kaynağı haline dönüşmesine sebep olur ve bu kişiler amaçlarından nadiren memnuniyet duyarlar. Çoğu obsesif kompülsif özellikler uyumludur ve bunlar çok belirgin olmadığı sürece, bu özelliklere sahip kişiler daha fazla amaçlarına ulaşırlar.
Özellikle bilimde ve kuralların, mükemmeliyetçiliğin ve azmin gerekli olduğu akademik alanlarda bu kişiler başarılı olurlar. Bununla birlikte kişiler arası ilişkilerde ve kontrolünün olmadığı durumlarda kendilerini huzursuz hissederler. Diğer insanlarla ilişkilerinde ve ne olacağı öngörülemez durumlarda mutlaka güven bulmak isterler.
Cinsel takıntıların altında ne gibi sorunlar olabilir?
Devamı için tıklayın....
Cinsel takıntılar ne zaman tehlikeli boyuta ulaşıyor?
Cinsel takıntının varlığı bile oldukça kötü. Takıntının hafifi bile kişiye büyük azap yaşatır. Takıntı şiddetlendikçe insanlardan uzaklaşma, kendini tecrit etme ve ağır depresyon ortaya çıkar.
Cinsel takıntılar, kişinin hayatını nasıl etkiler?
Utanç duygusu, insanlardan uzaklaşma, mutsuzluk, hayattan zevk almama, huzursuzluk, sıkıntı verir.
Cinsel takıntılar, cinsel yaşamı nasıl etkiler?
Cinsel takıntılar, cinsel bir problem değildir. Cinsel fonksiyonun değil, düşüncenin bir hastalığıdır. Cinsel takıntısı olanların cinsel hayatı normaldir. Tek problemleri, dönem dönem depresyonun doğal sonucu olan cinsel isteksizliktir.
Cinsel takıntıların altında ne gibi sorunlar olabilir?
Bazı eski kitaplarda, bilinçaltında yatan gizli cinsel arzuların cinsel takıntılara yol açabileceği yazar. Bunun doğru olmadığı, bugün çok iyi anlaşılmıştır. Takıntı, biyolojik bir problemdir. Beynin ön ve alt bölgelerinin hastalığıdır. Bu bölgelerde serotonin maddesinin düşüklüğünden kaynaklanır. Hastalığın elbette psikolojik sebepleri de vardır. Ama bu psikolojik sebepler, bilinçaltı arzular değildir; sıkıntı sahiplerinin, fazla mükemmeliyetçi ve ahlakçı, kolaylıkla suçluluk duygularına kapılıveren insanlar olmalarıdır.
Cinsel takıntılı olmak sapkınlık mıdır?
Sapkınlıkla hiçbir alâkası yoktur. Bu kişiler, sapık olacak en son insanlardır.
Eşcinsellik takıntısı kişide ne tür sorunlara yol açar?
Eşcinsellik takıntısı da pek çok 'normal' erkeğin hayatını mahveden takıntılardandır. "Ben eşcinsel miyim?" sorusu zihinlerini kavurur. Ömürleri boyunca hiçbir erkeğe ilgi duymamışlar, sadece ve sadece kadınları hayal etmekten, kadınlarla beraber olmaktan zevk almışlardır. Ancak erkeklerle sevişirken görürler kendilerini. Yakın arkadaşlarıyla, amca çocuklarıyla, tanımadıkları erkeklerle homoseksüel ilişki halindeki pozları gözlerinin önünden gitmez. Erkek soyunma odası türü yerlerde dehşete kapılırlar. Eşcinsel görünce yılan görmüş gibi paniğe kapılan, eşcinsel görmemek için yıllardır Beyoğlu'na ayak basmamış hastalarımız var.