Baharla birlikte görülen cinsel isteksizlik yorgunluk gibi şikayetler birkaç tedbirlerle önlenebilir.
Abone olCinsel Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, baharla birlikte görülen cinsel isteksizlik, genel bitkinlik, yorgunluk, güçsüzlük, isteksizlik ve uykusuzluk gibi şikayetlerin çok basit tedbirlerle önlenebileceğini bildirdi. Keçe, bu şikayetlerin üstesinden günde 5-6 porsiyon sebze-meyve tüketerek, içilen su miktarını artırarak, açık havada yürüyüş yaparak, bol bol güneşlenerek, iyi ve kaliteli bir uykuyla gelinebileceğini kaydetti.
Dr. Cem Keçe, baharın yüzünü göstermeye başladığı şu günlerde, bazı insanların beklentilerin aksine hiç de mutlu olamadığını, aksine sabahları yataktan kalkmaya bile güçlerinin yetmediğini vurguladı. Bu durumun gün boyu sürdüğünü, cinsel isteksizlik, mutsuzluk, iç sıkıntısı ve bir süre sonra da tam bir çökkünlük hissi yaşanmasına yol açtığını ifade eden Keçe, "Bahar yorgunluğu olarak başlayan bu ruh durum, önemsenmesi gereken bir rahatsızlıktır. Eğer tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabiliyor" dedi.
İLKBAHAR AŞK MEVSİMİDİR
İlkbaharın aşk mevsimi olduğunu ifade eden ve ilkbaharla birlikte havadaki elektrik yükünün artığına dikkat çeken Keçe, "Bahar mevsiminin başladığı bugünlerde birçok kişide cinsel isteksizlik, genel bir bitkinlik, güçsüzlük, yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk, huzursuzluk gibi şikayetler görülüyor. Çünkü, küçük kasabalarda ve doğayla iç içe olan yerlerde havadaki pozitif iyonların artması insana zindelik veriyor.
Ankara gibi büyük şehirlerimizde yoğun olan negatif iyonlar ise; cinsel isteksizliğe, gerginliğe, duygusal iniş çıkışlara, uykusuzluğa, iştahsızlığa, eklem ağrılarına ve yorgunluğa yol açıyor. Havada elektrik yükü büyük şehirlerde çok fazla. Maalesef sanayi atıkları ve trafik bu yükü artırıyor" diye konuştu.
Hava ve mevsim değişiminin insan biyoritmini olumsuz etkilediğini söyleyen Keçe, "Dışarıda hava ne kadar güzel olursa olsun yataktan çıkmakta zorlanıyor, çok uyuduğunuz halde kendinizi yorgun hissediyor olabilirsiniz. Çünkü kış şartlarına uyum sağlayan vücudunuz, baharda havanın ısınmasıyla birlikte uyum sürecine giriyor ve şaşırıyor. Ayrıca bünyenin ihtiyaçlarını ve enerjisini kontrol etmenin getirdiği bir kaygı da yaşanabilir.
Bu nedenle de bu sorunların ortaya çıkışı tetiklenebilir" şeklinde konuştu. Mevsim değişiklikleriyle birlikte bazı şikayetlerin ortaya çıkmasını normal olarak nitelendiren Keçe, bu şikayetlerin rutin yaşantıyı etkilemediği sürece sorun olmadığını vurguladı. Ancak bu şikayetlerin güneşe ve yaydığı pozitif enerjiye rağmen çevreyle ilişkileri etkiler hale gelmesi halinde bir uzmana gitmenin yararlı olacağını belirten Keçe, "Çünkü normal şartlar altında baharın gelişi ve doğanın uyanışını görmek harika bir olaydır. Ağaçlar ve çiçekler açıyor. Oysa günümüz insanı ağırlıklı olarak Ankara gibi büyük şehirlerde yaşıyor ve çok büyük stres altında, doğayı göremiyor. Uyanıp servislere biniyor, işine gidiyor ve maalesef işyerleri de suni olarak aydınlatılıyor" dedi.
İLKBAHARDA İNTİHARLAR ARTIYOR
İntihar vakalarının ilkbaharda artığına da dikkati çeken Cinsal Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, şunları kaydetti:
"Mevsim ve hava durumu da intihar oranlarını etkiler. Özellikle ilkbahar aylarında intihar vakalarına daha yüksek oranlarda rastlanır. Maalesef beyindeki serotonin maddesindeki azalma intihar olasılığını arttırıyor. Bahar aylarında doğanın canlanmasıyla insanlar da canlanır, ancak küçük bir olumsuzlukta büyük kırgınlıklar yaşayarak sıkıntıya girebilirler.
Hayata küsen bu sıkıntıdaki insanlar intihar yolunu seçebilir. Yaptığımız anket çalışmalarına göre; intihar girişiminde bulunmayı düşünenlerin yüzde 38'i ilkbahar aylarında, yüzde 27'si sonbahar aylarında, yüzde 20'si kış aylarında ve yüzde 15'i de yaz aylarında intihar girişiminde bulunmayı düşünüyor.
Ayrıca intihar vakalarında en önemli nedenlerden biri de ekonomik sorunlar ve olumsuz yaşam şartlarıdır. Şikayetlerin üstesinden günde 5-6 porsiyon sebze-meyve tüketerek, içilen su miktarını artırarak, açık havada yürüyüş yaparak, bol bol güneşlenerek, iyi ve kaliteli bir uykuyla gelinebilir. Isınan hava vücudun su ihtiyacını artıracağı için günlük içilen su miktarı 3 litre civarında tutulmalıdır. Sabahları aç karnına en az 5 dakika yürüyün ve 10-15 dakika aç karnına jimnastik yapın, bu zindelik sağlar. Yeşil çay için. C, A, B ve E vitaminleri, potasyum, selenyum ve omega 3 kullanın ve sentetik yerine pamuklu kumaştan üretilen kıyafetler tercih edin. Her gün akşam ya da sabah duş alın, probiyotik ve prebiyotik içeren içecekleri bağırsak sistemini güçlendirdiği için özellikle mevsim geçişlerinde bol tüketin."
BOL SPOR YAPIN, ALKOL TÜKETİMİNİ AZALTIN
İlkbaharda meydana gelen cinsel isteksizlik ve yorgunlukla mücadelede spor aktivitelerinin önemli faydası olduğunu söyleyen Keçe, "Cinsel isteksizlik ve bahar yorgunluğuyla mücadelede dengeli beslenme, iş yerlerinin ve evlerin yeteri kadar aydınlatılması, çalışılan mekanda yeteri kadar pencerenin olması da önemlidir" dedi.
"Kendinizi kötü haberlere, uyuşukluğa teslim etmeyin" diyen Keçe, şu önerilerde bulundu:
"Alkol tüketimini azaltın. Hoşlandığınız insanlarla görüşün ve hoşlandığınız etkinliklerde bulunun. Geleceğin getireceklerini bilmemenin kaygısını yaşamak yerine sürprizlerin güzel olduğunu düşünün. Kişinin daha önce yapabildiği işleri yaparken zorlanması, karar verme ve plan yapma açısından zorlanacak kadar zihinsel karışıklık içinde bulunması, ilişkileri olumsuz etkileyecek boyutlarda sinirlilik ve alınganlık, aşırı yorgunluk, uykuya eğilim, sabah kalkamama, sosyal faaliyetlerden kaçınma, cinsel istekte belirgin azalma, aşırı unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü, belirgin kilo değişiklikleri vb. Türkiye'de önemli bir hasta grubu hekime başvurmaya çekinmekte veya ancak uzun yıllara dayanan bir sorun haline geldiğinde başvurmaktadır. Ama yukarıdaki önerilerimize rağmen devam eden cinsel isteksizlik ve yorgunluk durumunda Cinsel Tıp Derneği olarak önerimiz, en kısa zamanda bir hekime başvurulmasıdır."