Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağlar Özdemir, cinsel istismara uğrayan 10 yaş altı çocukl...
Abone olErciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağlar Özdemir, cinsel istismara uğrayan 10 yaş altı çocukların basit sözlerle kandırılarak istismara uğradığı söyleyerek, "Genellikle istismarcılar, çocukların tanıdığı kişilerdir" dedi.
Son zamanlarda artan çocuk istismar olaylarına ilişkin, ailelere tavsiyelerde bulunan ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç Dr. Çağlar Özdemir, küçük kız çocuklarına yapılan cinsel istismarlara karşı, erkek çocuklarının da cinsel istismara maruz kaldığını söyledi. 10 yaş altı çocuk grubunun cinselliğe karşı bir bilgisi olmadığı için kolay hedef olduklarının altını çizen Özdemir, "Cinsel istismar olgularında kız çocukları kadar olmasa da erkek çocukları da istismara maruz kalıyorlar. Yaklaşık olarak bir erkek çocuğa karşı 3 kız çocuğunun istismara maruz kaldığını genel olarak gözlemliyoruz. Ama erkek çocukları da en az kız çocukları kadar risk altında bu anlamda. Özellikle 10 yaş altı çocukların görünümleri ve fiziksel gelişimleri itibari ile bir cinsel uyaran olarak algılanmalarını anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Neden 10 yaş altındaki çocuklar cinsel istismara kolay hedef olduklarından dolayı tercih ediliyor. 10 yaş altındaki bir çocuğun kendisine yönelen eylemin niteliğini anlama, fark etme dolayısıyla direnme becerisi maalesef daha büyük yaşta cinsel bilgi sahibi, fiziksel gelişimi itibari ile konuya hakim çocuklar kadar iyi olmuyor. Dolayısıyla çocuklar özellikle kendine yönelen, cinsel eylem öncesindeki ikna ya da kandırma çabalarını algılayamayabiliyorlar. Çok basit sözlerle ve eylemlerle kandırılabiliyorlar. Hadi şuraya gidelim denilince bu dahi küçük çocukları ikna edebilecek düzeyde olabiliyor" dedi.
Erkek çocuklara karşı yöneltilen cinsel istismarın Türkiye’de Doğu’ya gittikçe arttığını dile getiren Çağlar Özdemir, "Erkek çocukların istismara maruz kalımı, ülkemizde çok anlamlı istatistikler olmamakla birlikte Doğu’ya doğru gittikçe bir miktar artıyor ama çocuk cinsel istismarı her koşulda, her sosyal ve kültürel ortamda, her ekonomik düzeyde karşılaşabildiğimiz bir istismar şeklidir. 10 yaş altı çocukların gerek kız çocuğu olsun gerek erkek çocuğu olsun cinsel istismar açısından ya da belli bir cinsel ilişki düzeyindeki istismar açısından vücut gelişimine sahip olmadıkları çok açıktır. Dolayısıyla genellikle bu yaş grubundaki çocuklar bir cinsel ilişki düzeyinden ziyade daha basit düzeylerde elleme, okşama, öpme gibi belirli düzeylerde istismar edilirler. Ancak bu çocukların özellikle cinsel ilişki istismarına maruz kalması ağır travmatik değişimleri de beraberinde getirir. Yırtılmalar, kanamalar gibi tıbbi tedavinin hakim olduğu bir klinik tablo ortaya çıkar" ifadelerini kullandı.
"İSTİSMARCILAR YÜZDE 80 ORANINDA TANIDIK KİŞİLERDİR"
’İstismarcılar sıklıkla çocuğun tanıdığı kişilerdir’ diyen Doç. Dr. Özdemir, şunları söyledi:
"Bu oran yaklaşık olarak yüzde 80’dir. Biz genellikle istismarcıların yabancılar olduğuyla ilgili bir algı içerisindeyiz ama bizim olgularımız gösteriyor ki aslında istismarcılar ağırlıklı olarak ailenin tanıdığı, çocuğun tanıdığı, genellikle çevremizde olan insanlardır. Bu anlamda yabancılar kadar çocuk istismarı açısından yakın çevremizde bulunan insanların da tehdit olduğunu bilmemiz ve çocukların cinsellikle ilgili davranışlara maruz kalması sonrasında ya da bu yönde çabalara maruz kalması sonrasında konuyla ilgili anlatma cesaretini gösterebilecek bir özgüvene kavuşturulması anlamlı ve önemlidir. Çocukların cinsellik ile ilgili bilgiye sahip olması, cinsellikle ilgili bir takım davranışların ortaya çıkması ya da şahit olunması halinde mutlak suretle anne ve babalarla paylaşılması yönünde uyarılması çocukların istismardan korunması anlamında eğitim sürecindeki önemli bir donedir."
(İHA)