Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, kendisine ait olduğu iddia edilen cinsel içerikli film kasediyle ilgili "Uydurma onlar. Bu işin emniyetten olduğunu biliyordum. 400 tane CD hocaların kapısına bırakıldı" ifadelerini kullandı.
Abone olÜnlü, ilgili cinsel içerikli görüntülerinin yer aldığı 400 tane CD'nin, internete sızdırılmadan önce cemaat hocalarının evlerinin kapısına dağıtıldığını ve olayı emniyetin organize ettiğini söyledi.
FETÖ'nün kendisine yaptığı cinsel içerikli film kasedi kumpasının perde arkasını detaylarıyla OdaTV'ye anlatan, İsmailağa Cemaati hocalarından Ahmet Mahmut Ünlü'nün açıklamaları şöyle:
"Benim deli işlerim var"
Ben deliyim, akıllıyla iş yapabilirler, akıllıyı korkutabilirler, akıllı kaybedecek bir şeylerini düşünür. Benim deli işlerim var, benim Allah'a bir canım var, ne yapıyorlarsa da yapsınlar, ben bu yoldan dönmem. Diyaloğa, çatmaya devam edeceğim. Dedim. Çünkü şantaj. Ondan evvel cinsel içerikli film, internete kaset attılar. Özelde gönderdiler İsmailağa'ya. Beni çıkarttırdılar 1 sene evvel. Tabii kaset gönderdiler. Onları korkuttular.
"CD'yi götürdüler, 'Ben MİT'tenim, JİTEM'denim' diye"
"Özel hayat görüntüleri mi?" sorusuna Cübbeli şu ifadelerle yanıt verdi:
Özel hayat görüntüleri, onlar bir şey anlamadı. Özel hayat değil, onlar uydurma. Ama uydurma olabilir. Sonra '20 yönden bu bizim hocamız değil' diye Habertürk manşet yaptı. Parmağımda altın yüzük var mesela, hayatta giymemişim yani. Dünya kadar şey var ama, adam ne bilsin 70 yaşında hocaya gönderiyor. Hocaefendiler de dediler ki; buraya operasyon olacakmış, bize telefon ettiler. CD'yi götürdüler, 'Ben MİT'tenim, JİTEM'denim' diye bizim bir hocamıza verdiler. O hoca gitti bizim diğer hocamıza götürdü. Orada heyet kararı aldırmak istediler; 'Cübbeli dışlanmıştır' diye… Mahmut Efendi Hocamız devreye girdi, 'Ahmet haram iş yapmaz' diye…
"Sen başka bir yerde yürüt dediler…"
Onun devreye girmesiyle, istişare kurulu heyeti böyle bir karar almadı. Almak istemediler zaten ama, dediler ki, 'Hocaefendi sana da zarar gelecek, sen de başka bir yerde yürüt bu tefsir çalışmalarını da.' Bana izin vermişti, Hoca Efendi adına ben yazıyordum. 'Sen başka bir yerde yürüt' dediler… Karagümrük'te bir daire tuttular. Arkadaşlarımızı ve ekipmanımızı oraya çektik. Bir sene kadar...
"400 CD'yi dağıttılar"
Sonra 'Bu kasedi yay' dediler, oradaki hocamızın birine. O da 'Ben teşhirci miyim? Ben ne anlarım; yapmış mı, yapmamış mı, ben anlamıyorum ki bundan bir şey, açamıyorum bile...' dedi. Şifreli CD göndermişler, ondan sonra imama geldiler. İmama ben emniyettenim, diye geldi. Ondan sonra 1 CD daha verdiler. O CD'yi de kırdılar, attılar; Hoca Efendiler atmışlar. Ben 'Bakayım bu CD aynı CD mi, bir bakayım' dedim. Sonra baktım, aynı hikaye. Çünkü ne yapıldığını bileyim hakkımda, diye… Bu sefer, Sirkeci Postanesi'nden 400 tane CD'yi bütün Çarşamba'ya mısır patlağı gibi dağıttılar. Sabah kalktılar, her cemaatten hocaların evlerinin kapısındaydı.
"2011'in başında da internete attılar"
Sonra gittim Gayrettepe'ye şikayet ediyorum. Kimi kime şikayet ediyorsun! Avukat aldım güya. Hey gidi, ne avanakmışım. Tüm milletin çoluğuna, çocuğuna, evine, ocağına, en 300 tane CD. Çarşamba kaynıyordu. Yine cemaat beni terk etmiyor. Ondan sonra, bir sene sonra internete attılar. İşte 2010'un başında bunlar oldu, Ocak ayında… Hep Ocak'ta oluyor. İşte 2011'in başında da internete attılar.