Bir şirkette temizlik işçisi olarak çalışan kadın 4.5 ay birlikte oturduğu, uzun yıllar ayrı yaşadıktan sonra boşandığı eski eşi E.A.'dan şikayetçi oldu
Abone olBursa'da idrarını tutamadığı ve vajinasından koku geldiği şikayetiyle hastaneye başvuran temizlik işçisi 39 yaşındaki N.D.'nin vajinasından deodorant şişesi kapağı çıktı. Yıllarca ayrı yaşadıktan sonra geçen mayıs ayında boşandığı eşi 40 yaşındaki E.A.'yı suçlayan N.D., "Eski eşim 11 yıl önce fantezi olsun diye vajinama deodorant şişesi sokmuştu" dedi. 'Cinsel saldırı' suçlamasıyla gözaltına alınan E.A. ise çıkarıldığı adliyede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bursa'da oturan N.D., 1999 yılı Kasım ayında E.A. ile evlendi. Aralarında geçimsizlik başlayınca da 4.5 ay sonra ayrı yaşamaya başlayan çift, uzun süren boşanma davası sonucunda geçen mayıs ayında boşandı.
Bir şirkette temizlik işçisi olarak çalışan N.D. idrarını tutamadığı ve vajinasından koku geldiği şikayetiyle geçen ay Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi'ne giderek muayene oldu. Çekilen ultrasonda vajinasında bir cisim saptanan N.D. hemen ameliyata alındı. Başarılı bir operasyon geçiren N.D.'nin vajinasından deodorant şişesi kapağı çıktı.
ESKİ EŞİNİ SUÇLADI
Doktorlar olay karşısında şaşırırken N.D. ise 4.5 ay birlikte oturduğu, uzun yıllar ayrı yaşadıktan sonra boşandığı eski eşi E.A.'yı suçladı ve şikayetçi oldu.
N.D. polise verdiği ifadede, "Evliliğimin ilk aylarında eski eşim ile cinsel ilişkiye girdiğimiz sırada 'fantezi olsun' diye vajinama deodorant şişesi sokmuştu. Demek ki kapağı vajinamda kalmış. 11 yıl idrar kaçırma şikayeti ve katlanılmaz koku ile yaşadım. Bunun tek nedeni boşandığım eşim E.A.'dır. Kendisinden davacı ve şikayetçiyim" dedi.
Bir fabrikada işçi olarak çalışan E.A. gözaltına alınırken, getirildiği Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde 'susma hakkını' kullanıp ifade vermedi. Sorgusunun ardından 'cinsel saldırı' suçlamasıyla adliyeye sevk edilen ve savcıya verdiği ifadede suçlamayı kabul etmeyen E.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
ADLİ TIP'TAN O KOCA İÇİN RAPOR GELDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Boşandığı eşini tornavidayla yaralayan kocayla ilgili davada görüşü istenen Adli Tıp'tan, 'örnek bir uyarı' geldi. Raporda, "Koca şiddete eğilimli. Bu eğilimin ağırlaşarak sürmesi olasılığı yüksek risk düzeyinde" dendi.
Maltepe'de, 2 yıl önce boşandığı eşi Filiz Akboğa'yı (27) tornavidayla yaralayan Coşkun Kara'nın (34) yargılandığı davada, istenen rapor mahkemeye ulaştı.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Ufuk Sezgin'in hazırladığı raporda, Filiz Akboğa'nın hayati tehlike arz eder şekilde yaralandığı, ruhsal çöküntüye uğradığı, geceleri uyuyamadığı, rüyasında kendisini tornavidayla yaralayan eski eşini dövmek istediği belirtildi. Raporda, Coşkun Kara'nın şiddete eğilimli olduğu ve bu eğilimin tutukluluk süresinden sonra ağırlaşarak devam etmesi olasılığının yüksek risk düzeyinde olduğu vurgulandı.
YAŞAMAK İSTİYORUM
Raporda kadının evliliği sırasında tecavüze uğradığının belirlendiğine de yer verildi. Raporu değerlendiren Filiz Akboğa'nın avukatları, tutuklu yargılanan Kara'nın cezaevinden çıkması durumunda eski eşini öldürme ya da yaralama riskinin olduğunu söylediler. Kartal 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki hafta önce görülen duruşmada söz alan Filiz Akboğa, "Kadın cinayetlerinin durdurulmasını istiyorum. Ben ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum. Eğer gerekli ceza verilmezse yine dışarı çıkacak ve başladığı işi bitirmeye çalışacak" demişti.
Şikâyet etmesine rağmen korunmadı
18 yaşındayken evlendiği eşinden şiddet nedeniyle ayrılan Filiz Akboğa'nın hayatı, boşanma davası sonrası tehditlerle kâbusa dönmüş, kadının yaptığı iki şikâyet sonuçsuz kalmıştı. 24 Nisan'da çalıştığı kuaförde Coşkun Kara'nın saldırısına uğrayıp ağır yaralanan Filiz Akboğa'nın ailesi, yeni bir saldırı ihtimaline karşı hastanede nöbet tutmuştu. Serbest bırakılan Coşkun Kara, olay basına yansıyınca tutuklanmıştı. Kara hakkında 22.5 yıl hapis istemiyle dava açılmıştı.
KIZ ÖĞRENCİ YURDUNDA SKANDAL
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Düzce'deki bir kız öğrenci yurdunun kızların yılbaşı eğlence fotoğraflarını hem internette hem de broşürlerde yayınlaması tepki ile karşılandı.
Dershane yönetimi "Yasa dışı bir iş yaptığımızı düşünmüyoruz. Onlar bizim öğrencilerimiz" şeklinde açıklama yaptı. Hukuk ve Hayat Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Yiğit Kaçar da "Başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının ifşası suçtur" dedi.
Türkiye'nin En Büyük Şikayet Portalı Şikayetvar'a gönderilen bir şikayet "Özel Hayat Gizliliği"ni bir kez daha gündeme getirdi. Düzce Aka Kız Öğrenci Yurdu yönetimi genç kızların yılbaşı gecesi eğlence fotoğraflarını hem internet sitesinde hem de broşürlere basıp tüm Düzce'ye dağıtması tartışma yarattı.
'İNANAMADIK'
"Haberimiz olmadan özel fotoğraflarımız internet sitesinde yayınladı" diye feryat eden kız öğrenciler "Yılbaşı gecesi çekilen fotoğraflarımızı internette ve tüm Düzce'de görünce şok olduk. Okullarda dağıtılan broşürlerde fotoğraflarımızı görünce ilk önce inanamadık. Reklam amacı ile özel hayat gizliliği ihlal edildi" dedi.
BÜTÜN ÖĞRENCİLERDEN İZİN ALMADIK
Gelen şikayetler sonrası açıklama yapan dershane yönetimi durumun gayet normal olduğunu ifade ederek "Yasa dışı bir şey yapmadık. Fotoğraflarda yer alan öğrenciler yurdun öğrencileri. Yılbaşında çektiğimiz fotoğrafları internet sitesinde ve broşürlerde kullandık. Aslında fotoğraflar bu amaçla çekilmedi. Fotoğrafta yer alan öğrencilerden tek tek izin almadık fakat; birkaç kişi kullanabileceğimizi söyledi" şeklinde açıklama yaptı.
ÖEZL HAYATIN GİZLİLİĞİNE DOKUNULAMAZ
Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkında bilgi veren Hukuk ve Hayat Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Yiğit Kaçar, "Anayasamızın 'Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması' üst başlığı altında düzenlenen 20 ve 22'nci maddelerinde, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulmayacağı, keza herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu ve bu hürriyetin gizliliğinin esas olduğu, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ve kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyasının aranamayacağı ve bunlara el konulamayacağı, haberleşmesinin engellenemeyeceği ve gizliliğine dokunulamayacağı hüküm altına alınmıştır" diyerek konunun önemine dikkat çekti.
FOTOĞRAFLARIN İFŞASI SUÇTUR
"Özel hayatın gizliliğinin ihlali suç olarak sayılmıştır. Özel hayata ilişkin görüntü ve seslerin ifşası da suçtur" diyen Av. Kaçar, fotoğrafların ifşasını Türk Ceza Kanunu'na göre şöyle açıkladı:
Türk Ceza Kanununda "Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AHİS) 8'nci maddesi hükümleri göz önüne alınarak düzenleme yapılmıştır. Burada özel hayatın gizliliğinin ihlâli suç olarak sayılmıştır. Diğer bir deyişle gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi suç olarak düzenlenmiştir. Sözkonusu olayda, ögrencilerin bir eğlence esnasında çekilmiş görüntüleri, özel hayatlarına ilişkin olarak değerlendirilmelidir.
Kişinin özel hayatına ilişkin görüntü ve seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi suçu, herhangi bir şekilde elde edilmiş, kişinin özel hayatına ait görüntü ve seslerin, kişinin rızası olmadan yayılması ve bunların yetkisiz kişiler tarafından görülmesiyle oluşur. Söz konusu fotoğrafların rıza ile çekilmiş olması da sonucu değiştirmez. Zira fotoğraflarda yer alan gençler, söz konusu fotoğrafların üçüncü kisilere ifşa edileceğini düşünmemiş ve istememiş olabilir."
PARÇALAYIP ARAZİYE GÖMMÜŞLER
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Çınarcık İlçesi'nde geçen yıl ortadan kaybolan 32 yaşındaki Şener Adalı'nın kendisini terk eden eşi 28 yaşındaki Hanım Adalı ve 3 yakını tarafından tabanca ile öldürüldükten sonra cesedinin parçalanıp araziye gömüldüğü ortaya çıktı. Gözaltına alınan 4 şüphelinin sorgusu sürüyor.
Çınarcık'a bağlı Şenköy'de oturan Hanım ve Şener Adalı çiftinin mutlu evliliği selde 6 aylık bebeklerin ölümüyle kabusa döndü. 2009 yılı Kasım ayında yağmurlu bir günde bebekleri Mert Emre hastalandı. Hanım Adalı hayvanlara bakmak için o zaman 3 yaşında olan kızı Duygu ile köyde kalırken Şener Adalı oğlunu kucaklayıp Çınarcık'taki doktora götürmek için yola çıktı.
Kocadere Beldesi'ne gelen Şener Adalı, üzerinden geçtiği tahta köprü selde yıkılınca, kucağında bebekle sel sularında sürüklenmeye başladı. Tüm çabasına rağmen elinden kayan bebek kaybolurken, Şener Adalı son anda dallara tutunup kurtuldu. Saatler süren aramalardan sonra Mert Emre bebeğin cesedi bulundu.
Bu olay olay üzerine Hanım ve Şener Adalı çifti arasında geçimsizlik başladı. Bir süreyle sürekli tartışıp kavga eden çiftten Hanım Adalı, kızı Duygu'yu bırakarak Ortaburun Köyü'nde oturan babası Cemal Yurt'un evine döndü. Ardından da eşi Şener'in kendisini dövdüğünü öne sürerek boşanma davası açtı.
HAYVANLAR ÇALINDI
Şener Adalı'nın, eşinin evi terk etmesinden bir ay sonra, 150 bin lira değerindeki 21 büyükbaş hayvanı çalındı. Hırsızlık olayından evi terk eden eşi Hanım Adalı'yı sorumlu tutan Şener Adalı, 19 Aralık 2010 günü yakınlarına Ortaburun Köyü'ne gidip kayınpederi ve eşiyle konuşacağını söyledikten sonra motosikletle köyden ayrıldı.
Bir daha kendisinden haber alınamayan Şener Adalı'nın babası Salih Adalı, Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak, oğlunun, gelini ve yakınları tarafından öldürülmüş olabileceği suçlamasında bulundu. Salih Adalı, katıldığı televizyon programlarında oğlu Şener Adalı'nın bulunması için Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil tüm yetkililerden yardım istedi.
MAYIS AYINDA MOTORSİKLET BULUNDU
Yalova Jandarma Alay Komutanlığı, soruşturmayı çok yönlü sürdürürken, geçen mayıs ayında Şener Adalı'nın motosikleti ormanlık alanda bulundu. Başlatılan teknik takipte Hanım Adalı ve aile fertleriyle yakınlarının telefonları dinlemeye alındı.
Önemli ipuçlarına ulaşan jandarma, Hanım Adalı'yı önceki gün gözaltına aldı. Çınarcık Jandarma Komutanlığı'nda sorgulanan Hanım Adalı, eşi terk ettikten sonra amcasının oğlu 33 yaşındaki Özkan Yurt ile birlikte olduğunu ve boşanma davasının sonuçlanmasının ardından evlenmeyi planladıklarını söyledi. Hanım Adalı, terk ettiği eşi Şener Adalı'nın öldürülmesini de şöyle anlattı: "Olay günü bize gelen Şener, ahırdaki hayvanların çalınmasından beni ve ailemi sorumlu tuttu. Evde tartışma çıktı. Olay sırasında evde benim dışımda amcam Süleyman Yurt, amcamın damadı Engin Efe ve amcamın oğlu ve ilişkim olan Özkan Yurt da bulunuyordu. Özkan, el ve ayaklarını bağladığı Şener'i tabancayla öldürdü. Cesedini 4 parçaya ayırdılar. Daha sonra ceset parçaları katıra yüklendi. Bu parçalar, 6-7 kilometre uzaklıktaki ormanlık alana götürülerek buraya gömüldü. Benim bildiklerim bu kadar." Hanım Adalı'nın bu ifadesinin ardından ilişkide olduğu amcasının oğlu Özkan Yurt, amcası 63 yaşındaki Süleyman Yurt ve onun damadı 35 yaşındaki Engin Efe de gözaltına alındı.
Jandarma, özel eğitimli köpeklerle yaptıkları aramada Şener Adalı'nın gömüldüğü yerde ceset parçalarına ulaştı ve otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderdi.
BUGÜN DÜĞÜNÜ VARDI
Gözaltında sorgusu sürenlerden Özkan Yurt'un, bir süre Hanım Adalı ile ilişkisinin olduğu, ancak onunla evlenmekten vazgeçerek Bursa'nın Gemlik İlçesi'nde oturan bir genç kızla nişanlandığı 3 Aralık 2011 günü düğünlerinin kararlaştırıldığı ortaya çıktı. Özkan Yurt'un cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınmasıyla düğün ertelendi.
Cinayet suçlamasıyla gözaltında bulunan Hanım Adalı, Süleyman Yurt, Özkan Yurt ve Engin Efe'nin sorgularının ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi.
TERÖRİSTİM BENİMLE YATACAKSIN
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
78 yaşındaki S.S.nin, kendisine tecavüz girişiminde bulunduğunu öne sürerek şikayetçi olduğu 4 çocuk babası N.C., gözaltına alındı.
Muğla'nın Kavaklıdere İlçesi'nde, oturan 78 yaşındaki S.S.nin, kendisine tecavüz girişiminde bulunduğunu öne sürerek şikayetçi olduğu 4 çocuk babası N.C., jandarma tarafından gözaltına alındı.
BENİMLE İLİŞKİYE GİRECEKSİN
Kavaklıdere Köyü, Kanyaş Yaylası'nda oturan S.S., oğlu T.S.'nin alışverişe gitmesi üzerine evde yalnız kaldı. S.S., saat 15.30 sıralarında keçilerini otlatmaya götürdü. İddiaya göre, evinin 500 metre ilerisinde, S.S.'nin yanına gelen başı şalla örtülü bir kişi birden üzerine saldırıp, "Teröristim. Benimle ilişkiye gireceksin" diyerek, yüzüstü yere yatırdı. Bu sırada boğuşma çıktı. Yaşlı kadının kemer yerine iple bağlı pantolonunu çıkarmaya çalıştığı sırada, erken boşalan saldırgan koşarak kaçtı.
Güçlükle evine dönen S.S., durumu anlattığı alışverişten dönen oğlu ile jandarmaya gidip, şikayetçi oldu. S.S., jandarmadaki ifadesinde, kendisine tecavüz girişiminde bulunan kişinin sesi, yürüyüşü ve el yapısından komşularının bir mermer fabrikasında bekçi olarak çalışan evli, 4 çocuk babası, 60 yaşındaki N.C., olduğunu iddia etti. S.S.'nin elinde büyüdüğünü bu nedenle tanımamasının mümkün olmadığını söyledi.
SPERM ÖRNEKLERİ İNCELENİYOR
S.S.'nin şikayeti üzerine jandarma N.C.'yi evinde yakalayıp, gözaltına aldı. S.S.'nin pantolonunda bulunan ve N.C.'ye ait olduğu öne sürülen kurumuş sperm örnekleri de jandarma tarafından incelemeye alındı.
Sorgusunda kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen kalp hastası N.C., jandarmada fenalaşınca Kavaklıdere İlçe Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavisi devam eden N.C.'nin, durumun iyi olduğu, birkaç saat doktor gözetiminde tutulduktan sonra taburcu edileceği bildirildi. N.C.'nin işlemlerin ardından bugün adliyeye sevk edileceği belirtildi.
Aynı bölgede geçen 28 Mayıs'ta, 85 yaşındaki H.T.'ye tecavüz edilmişti. Olayın ardından gözaltına alınan H.K., olay yerindeki sperm örneklerinin DNA testi sonuçlarının kendisiyle uyuşmaması üzerine tahliye edilmişti. Jandarma, her iki olay arasında bir bağlantı olup, olmadığını araştırıldığını bildirdi.