Ekvador, Amazon ormanlarının üç milyon hektarlık bölümünü petrol araması için Çin petrol şirketlerine satışa çıkarmaya hazırlanıyor.
Abone olGuardian gazetesinde Jonathan Kaiman imzasıyla verilen haberde, Amazon'da yaşayan yerlilerin görüşlerinin alınmadığı ve projeye karşı çıktıkları, ancak Ekvadorlu yetkililerin Çinli petrol şirketlerine ihale tanıtımı için Pekin'e gittiği bildiriliyor.
Pekin, tanıtımın dördüncü ayağı. Daha önce Ekvador'un başkenti Quito, Houston ve Paris'ta yapılan toplantılar yerlilerin protestosuna neden olmuş.
Ekvador'un Çin'deki büyükelçisi, dünkü toplantının açış konuşmasında, Ekvador'un Çin ile karşılıklı faydaya dayanan bir ilişki kurmak istediğini ifade ediyor.
Ancak California merkezli sivil toplum örgütü Amazon Watch, Amazon'da sözkonusu bölgede yaşayan yedi yerli grubun petrol çalışmalarına karşı çıktığını ve bu projenin çevreye ve yerlilerin geleneksel yaşam tarzına zarar vereceğini açıkladı.
Ekvador'un hidrokarbon bakanı Andrés Donoso Fabara ise yerlilerin itirazının siyasi amaçlı olduğunu vurgulayarak onları "kalkınmayı ve yoksullukla mücadeleyi düşünmemekle" suçladı.
Fabara şöyle devam etti:
ÇİN, G. AMERİKA ÜLKELERİNİ BORÇLANDIRIYOR
"Küresel yatırımcılar istiyoruz, sadece Çin'den olması gerekmiyor. Ama Çin şirketleri taarruza geçmiş gibi hareket ettiği için ihaleyi onların alması muhtemel."
Uzmanlar bu konuda dış borçların etkili olabileceğini, Ekvador'un Çin'e olan borcunun geçen yaz 7 milyar dolara ulaştığını, bunun da ülke GSMH'sinin yüzde 10'undan fazlasına denk düştüğünü ifade ediyor.
Çin 2009'da petrol karşılığı Ekvador'a borç vermiş, yakın zamanda ise iki hidroelektrik santrali inşaatını finanse etmişti. Yakında yine Çin finansmanı ile 12,5 milyar dolarlık petrol refinerisi inşaatı da gerçekleşecek.
Geçen yıl, Amerika kıtaları arası işlev gören bir insan hakları mahkemesi Amazon ormanlarının Sarayaku bölgesinde petrol arama çalışmalarına engel olmuş ve hükümetin böyle bir girişimden önce yerlilerin onayını alması zorunluluğu getirmişti.
DOĞAL KAYNAK ENDİŞESİ
Aynı gazetede Jonathan Watts imzasıyla ele alınan başka bir makalede ise Çin'in Latin Amerika'nın farklı ülkelerindeki yatırımlarına yer verilerek "Çin'in Latin Amerika'daki doğal kaynakları kullanması endişeleri artırıyor" deniliyor.
Makalede Çin'in Ekvador'da ormanları kestiği, Peru'da bakır çıkarmak için dağları deldiği, Brezilya'da Cerrado çayırlığını soya tarlasına dönüştürdüğü, Venezuela'da ise Orinoco bölgesinde petrol kuyuları açtığı ifade edilerek, dünyanın en fazla nüfusa sahip ülkesinin, Latin Amerika'nın doğal kaynaklarını tüketen ve kirletenler listesinde Avrupa, Kuzey Amerika ve doğu Asya'nın zengin ülkelerinin yanında yerini aldığı belirtiliyor.
Meksika Özerk Üniversitesi'nden Profesör Enrique Dussel Peters'in geçen yl yayımladığı bir araştırma, Çin yatırımlarının yöneldiği bölge bakımından Latin Amerika'nın Afrika'nın önüne geçtiğini ortaya koyuyor.
2010'da Çin'in bölgeye verdiği borç miktarı, Dünya Bankası, Inter-American Bank ve ABD İhracat-İthalat Bankası'nın verdiği borç toplamını aşarak 37 milyar doları bulmuş.
Bu paranın büyük bölümü madencilik ve ulaşım altyapı projelerinde kullanılmak üzere Venezuela, Brezilya, Arjantin ve Ekvador'a gitmiş.
Çin ile Latin Amerika arasındaki ticaret 2000'de 10 milyar dolar iken 2011'de 241 milyar dolara yükselmiş.
Ancak Çin'den alınan borçların geri ödemesi uzun vadeli mal satışı yoluyla garantiye alınmış. Bu da doğal kaynakların kullanıma açılması anlamına geliyor.
2019'A KADAR VERİLMİŞ PETROL SÖZÜ
Ekvador'da enerji bakanı olarak görev yapmış Alberto Acosta şunları söylüyor:
"Çin dünyanın farklı bölgelerinden doğal kaynaklar alıyor. Ekvador'a borç verdiklerinde hükümet bunun geri ödemesini petrol satışı yoluyla yapıyor. 2019'a kadar sözü verilmiş petrol satışı sözkonusu."
Kıtadaki ihracatçılar Çin'in talebinden memnun iken imalatçılar ucuz Çin malı akışının rekabet güçlerini olumsuz etkilemesinden şikayetçi.
Makale şöyle son buluyor:
"Christopher Colombus ve Vasco de Gama'nın gelişinden bu yana kaynakları sömürülen Latin Amerika için kirlenme ve aşırı doğal kaynak çıkarımı yeni bir durum değil. Çin'in devlet şirketlerinin batılı özel şirketlerden daha kötü olduğu da söylenemez. Ama çevre yükünü yeterince taşıyan ve yorulan bir kıta için ekstra yük teşkil ediyorlar."