BIST 9.395
DOLAR 34,56
EURO 36,63
ALTIN 2.904,03
HABER /  DÜNYA

Çini sallayan süper kadın

Uygurlar ayaklandı. Çin katliam başlattı. Ancak halk duracak görünmüyor, özgürlük istiyor. Çin sadece tek bir kadını suçluyor. İşte o süper kadın;

Abone ol

İNTERNETHABER

Çin'in Sincan (Doğu Türkistan) Bölgesi'nde Çinlilerle Uygurlar arasında bir çatışma yaşanıyor. Resmi rakamlara göre 200 ama gayri resmi rakamlara göre 500'ün üzerinde Uygur öldürüldü.

Bu olaylar bizi dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan vahşetten daha fazla ilgilendiriyor. Çünkü orada yaşayan Uygurlar soydaşlarımız; Türkler, Türkçe konuşuyorlar... Edebiyat kitaplarımızda geçen Divanü Lügati't-Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmut da oralı!

Çin Uygurların ayaklanmasının ardında Rabiya Kadir'in olduğunu iddia ediyor. Peki kim bu Rabia Kadir? Nasıl bir gücü var? Ne istiyor?

UYGURLARIN ANNESİ

Şu anda ABD'de yaşayan Rabiya Kadir Çin'in en zengin kadınlarından birisi. Rejim karşıtı. Uygurlar'a özgürlük istiyor. Uluslararası Af Örgütü üyesi ve Müslüman Uygur kadın hakları savunucusu. "Uygurların Annesi" olarak tanınıyor. Dünyaya "Çin vatanımızı işgal etti, zorla Çince konuşturuyorlar, Uygurları yok ediyorlar" diye haykırıyor

EŞİ ESKİ BİR SİYASİ MAHKUM

Eski bir siyasi mahkum olan eşi Sıddık Ruzi'nin 1996 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçınca Çin Hükümetinin gözü onun üzerine daha fazla çevrildi. O sıralarda milletvekiliydi, dokunulmazlığı vardı ama Çin için önemli değildi.

EŞİNE MEKTUP YAZDI HAPSE GİRDİ

Çin Hükümeti sesi çok çıkan Kadir'in milletvekilliğini düşürdü 1999 yılında 8 sene hapse mahkum etti. Suçu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eşine gazete küpürleri göndermekti. Devlet sırlarını yabancılara ifşa etmek, bölücülük ve devlet karşıtı faaliyetlerde bulunmaktan 6 yıl hapis yattı.

NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NE ADAY GÖSTERİLDİ

Kadir, hapiste insan hakları mücadelesi nedeniyle birçok ödüle layık görüldü. ABD ve uluslararası baskısıyla 2005’te serbest bırakılan Kadir, 2006’da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Daha hapisteyken de İnsan Hakları Ödülü'nün sahibi oldu.

BİLL GATES'İN EN YAKIN ARKADAŞI

Hapisten çıktığında dünyanın baskısıyla pasaport aldı ve Çin'i terk etti. Ve o günden beri Dünya Uygur Birliği adına konferanslar veriyor. Ve Bill Gates'in yakın arkadaşı olarak tanınıyor.


DÜNYANIN EN ZENGİN KADINLARINDAN BİRİ
TAM 11 ÇOCUK ANNESİ
TÜRKİYE VİZE BİLE VERMEMİŞ

[PAGE]

  

DÜNYANIN SAYILI ZENGİNLERİNDEN BİRİ

Forbes tarafından 1994 yılında Çin'in en zengin 7. kişisi gösterilen Kadir sesini çıkarana kadar örnek vatandaş olarak gösteriliyordu. Büyük bir süpermarket işleten Kadir müslüman kadınların iş bulup çalışmasını teşvik eden bir hayır kurumunun da kurucusuydu.

TAM 11 ÇOCUK ANNESİ

Tüm hayatı boyunca Uygurların dünyadaki sesi olan Kadir tam 11 çocuk annesi. Kadir daha Sincan'da yaşarken bir Fransız gazetesine verdiği röportajda ''Ben süper kadın değilim. Sadece bir ailenin annesiyim'' diye tanımlıyor. Ve şunları söylüyor: ''Güç hepimizin içinde vardır. Ben sade halkıma yardım etmek istiyorum. Yapabildiğim kadarıyla bazı şeyle değiştirmeye çalışıyorum" diyor.

TÜRKİYE VİZE BİLE VERMEMİŞ

Uygur Türklerinin liderlerinden olan dünyanın binbir ödüle boğduğu Kadir'in dertlerinden biri de Türkiye'den az destek görmesi. Hatta öyle ki Kadir "Türkiye'den vize bile alamıyorum" diyor.

KADİR'İN AĞZINDAN TÜM GERÇEKLER
"ZORLA ÇİNCE OKUTULUYOR
İSLAMCI MİLİTAN YAKIŞTIRMASI YAPILIYOR
NAMUSUMUZA TECAVÜZ EDİLİYOR"
 

[PAGE]

  

ZORLA ÇİNÇE OKUMAYA ZORLUYORLAR

Ve Kadir verdiği konferanslarda Doğu Türkistan'da yaşananları şöyle özetliyor:

"Kaşkar'ın 5000 yıllık bir tarihi var. Şimdi bu tarih Çinliler tarafından tahrip ediliyor. Dilimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve yaşam biçimimizi öldürmeye çalışıyorlar. Kızlarımızı zorla okutmak ve çalıştırmak için başka bölgelere gönderiyorlar. Uygur çocukları Çince okumaya zorluyorlar. Çocukların anne babaları şikayet ederse 'ayrımcılık' suçundan hapsediliyor.

KENDİ TOPRAKLARIMIZDA DİLİMİZİ KONUŞAMIYORUZ

Uygurları eğitimden mahrum bırakıyorlar. Ekonomik kalkınmamızı engelliyorlar. Genç Uygurları hapsediyor, idam ediyorlar. Kendi topraklarımızda kendi dilimizi konuşamıyoruz. Terörle mücadele adı altında Uygurlar'a baskı uyguluyor, İslamcı militan olmakla suçluyorlar.

UYGURLARA ÇİN ZULMÜ

Biz namus, şeref için yaşarız. Çinliler en mukaddes değerlerimize saldırıyor. İnanç özgürlüğü yok. Çinliler namusumuza tecavüz ediyor, halkımızı bir plan çerçevesinde yavaş yavaş yok ediyorlar. Dünya Uygurların feryadını duymuyor. Çin zulmü altında sesimizi yükseltemiyoruz

BÖLGEYE BİLEREK ÇİNLİ YERLEŞTİRİLİYOR

Doğu Türkistan’ın 1949 yılında Çin tarafından işgal edildiğine dikkat çeken Rabiya Kader, bölgeye yarım asırdan beri Çinli yerleştirildiğini ve Uygur Türklerinin öz vatanlarında nüfus olarak azınlığa düştüğünü belirtti. Kader:

“Toprak sahibi uygurlar şimdi kendi topraklarında işçi olarak çalıştırılmakta, buna itiraz edenler sudan bahanelerle hapse atılmaktadır. Uygurlar her şeyi göze alarak zulme dirense de, aileleri ve çocukları Çinlilerin elinde rehin olduğundan dirençleri zayıflamaktadır” diyor.

ÇİN BİR HAPİSHANE

Çin’in dış dünyaya kapalı bir hapishane olduğunu belirten Rabiya Kader, Uygur soydaşlarımıza yapılan zulmün dışarıya aksetmediğini, aksettiğinde de bunun gerektiği gibi algılanmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Maalesef Uygurların davasında Türkiye başta olmak üzere, birçok ülkeden beklediğimiz desteği göremedik. Maalesef dış dünya Çinlilerin Uygurlara yaptığı zulme duyarsız ve seyirci kaldı”