Türkiye'nin 2002 Şubat'ından bu yana Çin Kumaşına getirdiği anti damping uygulamsı Güney Koreli kumaşçılara yaradı.
Abone olHürriyet'ten Sadi Özdemir'in haberine göre İstanbul'un moda merkezi olabilmesi için Türkiye'ye her türlü kumaşın engelsiz ithal edilmesi gerektiğini savunan Türk kumaş ithalatçıları bürokrasinin dengesiz uygulamalarıyla sarsıntı geçiriyor. 2002 Şubat'ında ani bir kararla Çin'den ithal edilen bütün polyester kumaşlara uygulanmaya başlanan yüzde 70'lik antidamping bu ülkeden ithalatı çökertti. Uygulama Türkiye'den çok Güney Koreli kumaş üreticilerine yaradı. Çünkü aynı tür kumaşlar için Güney Kore'ye yüzde 7 antidamping uygulanıyor. Güney Koreli firmalar Çin'e uygulanan yüksek antidamping'i fırsat bilerek, fiyatlarına yüzde 15-20 oranında zam yapınca, Çin'e antidamping depreminden maksimum kar sağladılar. Tüm Tekstil ve Hammadde İthalatçıları Derneği (TÜTHİD) Başkanı Mete Armağan, ithal ettikleri kumaşların yüzde 80'inin ihracatçı sanayiciler tarafından kullanıldığını belirterek, ‘‘Bizim ithalat fiyatımız, gümrük vergisi, antidamping vergisi ve bu vergilerin nominalinden katma değer vergisi eklenince yüzde 110 artmış oldu. Ortada büyük bir yanlışlık var ama Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bunu anlatmakta zorlanıyoruz’’ dedi. Armağan, Türk kumaş üreticilerini korumak adına alınan bu kararın sanıldığı gibi ‘‘sanayiyi koruyan bir sonucu’’ olmadığını savundu ve şöyle konuştu: ‘‘Uzakdoğu'dan ithal edilen kumaşlar çok farklı. Farklı olmasa da o kadar önemli değil. Eğer artık İstanbul Moda merkezi olacaksa bu ülkeye her türlü kumaş girebilmeli. 'Çin'den gelen her gemi bir fabrika kapatıyor' sözünün bizimle ilgisi yok. Bu ticarette ters olan nokta kumaş gibi hammadde sınıfındaki bir ürüne yüzde 70 antidamping uygulanırken, herhangi bir markanın Çinde ürettiği ve hazır giyim mamülü haline getirdiği ürünü Türkiye'ye kolayca sokabilmesidir. Çünkü mamüle antidamping uygulanmıyor. Bu çelişkiyi bürokrasinin de sanayicilerimizin de anlaması gerekir.’’ Paris Texworld kumaş fuarına katılan China Jiangsu Textiles Group Genel Müdürü Liu Jun, ‘‘Çin Türkiye'ye en fazla 200 milyon dolarlık tekstil ve kumaş satıyordu. yüzde 70 antidamping bunu büyük ölçüde engelledi. Böyle bir uygulamayla biz biraz ticaret kaybettik ama asıl sizin sanayiniz daha büyük kayıplara uğradı’’ dedi. Liu Jun, antidamping uygulamasından sonra Türk alıcıların Güney Kore'li üreticilere yöneldiğini söyledi. Güney Kore firması Startex, Texwell Trading Co Direktörü Woo Pyeong Min ise ‘‘Çin ile yoğun rekabet halindeyiz. Türkiye Çin'e yüksek antidamping uygulayınca bizim Türkiye'ye ihracatımız yıllık 10 milyon dolardan 15 milyon dolara yükseldi’’ dedi. Çin ile kavga yerine Free Zone kuralım TÜTHİD Yönetim Kurulu Üyesi Natan Kohen, Çin ile üretim ve ticaret alanında sıkı işbirliği önerdi. Kohen, ‘‘Çin'den korkmak ve duvarlar örmek yerine bu ülkenin avantajlarını kullanmalıyız. Bunun için Doğu Anadolu'da ve Çin'in en uygun yerlerinde Free Zone Üretim Bölgeleri kuralım’’ dedi. Kohen, Çinliler ile Türklerin tekstil ve hazırgiyimde farklı noktalarda avantajları olduğunu belirterek şöyle konuştu: ‘‘Biz pazara yakınız ve moda, tasarım ve kalitede öndeyiz. Onlarda ise işçilik ucuz. İşbirliği maliyetleri önemli ölçüde aşağı çeker, Çinlilerle ayrıca ortak ticaret yapma imkanı buluruz. Daha önce ABD ile gündeme gelen Nitelikli Sanayi Bölgeleri konusu rafa kalkmış görünüyor. Bu proje gerçekleşse de zaten Tekstil ve Konfeksiyon'u projenin içine almayacaklar.’’