Demokrat Parti Lideri Cindoruk, YÖK Başkanı Özcan'ın türbanla ilgili uygulamalarına ateş püskürdü.
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Anayasa Mahkemesinin kaldırdığı raftan referandum sürecinde yeniden inen türbanla ilgili tartışmalar hız kesmiyor. İktidar ve muhalefet sorunun çözümü noktasında topu birbirine atarken YÖK’ten gelen açıklamalar ve uygulamalar kafa karıştırmaya devam ediyor...
İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazı ile tartışma yaratan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan şimdi “Başı açık olanların teminatı benim” sözleriyle hedefte. Özcan’ın sözlerine en sert tepki de hukukçu kimliği ile öne çıkan siyasetçilerden Demokrat Parti lideri Hüsamettin Cindoruk'tan.
Yusuf Ziya Özcan’ın gönderdiği mektupla kanun yapmış gibi hareket ettiğini savunan Cindoruk. “Olacak şey değil. Bu yazı bir başka yazı ile ortadan kaldırılabilir. Yasa değişikliği olmadan bu olmaz” dedi.
Cindoruk, Özcan’ın “Başı açık olanların teminatı benim” sözlerine de, “Sen kimsin kardeşim zabıta mısın devlet otoritesi misin” diye tepki gösterdi. Cindoruk bu sözlerin mahalle değil devlet baskısı korkusundan kaynaklandığını ileri sürdü.
MEKTUPLA ANAYASA YAPILIYOR!
Türkiye’nin öne çıkan gündem maddeleri üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması ve HSYK istifalarını Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile konuştuk. İlk soru türbanla ilgili. Cindoruk’un ilk eleştirisi de Özcan’ın İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazı üzerine. Cindoruk şunları söyledi:
“Yusuf Ziya Özcan anayasa yaptı! Çünkü bu yasağı koyan Anayasa Mahkemesi. Bu Anayasa değiştirilerek kaldırılır. İptal kararının gerekçesi orada uzun uzun duruyor. Hukukta hiyerarşi vardır, kanun, yönetmelik ve anayasa gibi. Sayın Özcan mektupla kanun yaptı. Olacak şey değil. Bu yazı bir başka yazı ile ortadan kaldırılabilir.”
Özcan’ın tartışma yaratan çıkışlarından biri de “Başı açık olanların teminatı benim” sözleri. Cindoruk da bu sözlere tepki gösteren siyasetçilerden biri oldu ve şunları söyledi:
“Sen kimsin kardeşim, zabıta mısın, devlet otoritesi misin? YÖK’ün ne kadar lüzumsuz, faydasız ve hukuksuz olduğunu ortaya koyan bir uygulama.
MAHALLE DEĞİL DEVLET BASKISI
Cindoruk Özcan’ın “başı açık öğrencilerin teminatı benim” sözlerine de bu sözlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin ayıbı olduğunu ileri sürerek tepki gösterdi. Bu sözlerin mahalle baskısı değil devlet baskısı korkusundan sarfedildiğini ileri süren Cindoruk şunları söyledi:
“Üniversitelere türbanla girmek isteyenlerin oranı yüzde 3. Kız öğrenci oranı ise yüzde 43. Başörtülü girmek isteyen yüzde 3 iken başkan diyorki yüzde 97’nin ben teminatıyım. Onlar teminat istemez ki, çünkü onlar çoğunluk. Demek ki bir baskıdan korkuyor. O baskı mahalle değil, devlet baskısı korkusu. Devleti idare eden hükümetten, Meclis Başkanına, Cumhurbaşkanına kadar başörtülü iktidar ortaya çıkmış, ben sizi korurum diyor. Nasıl koruyacaksa. Şerif Mardin’in bahsettiği mahalle baskısı değil. Bu hükümetin ve devletin baskısıdır. Onların başının aile hayatlarına özel hayatlara intikal ettirilme duygusu bariz.”
Cindoruk’a sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini de sorduk. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması gerektiğini söyleyen Cindoruk ama bunun uzlaşma ile Anayasa kurallarına uyarak hukuk devleti içinde çözülmesi gerektiğini söyledi. Cindoruk CHP’nin ortaöğretim veya kamuda türbanlı ilgili kaygılarının da yapılacak yasal düzenlemeye çok net kurallar koyarak giderilebileceğini anlattı.
HSYK FİİLEN YOK
Gündemde Başbakan Erdoğan’ın “şov” olarak nitelendirdiği HSYK istifaları var. “Bir Başbakan’ın bunu söylemesi hukuk bilmezliği” diyen Cindoruk’un bu konuda da sert eleştirileri oldu:
“Önemli bir anayasa kurumu ortadan kaldırıldı. HSYK fiilen yok şu anda. Devlette bir kurum boş. 12 bin hakimin tayin terfisiyle ilgili bir kurum yok. Bundan üzüntü duyması gerek. Bunun giderilmesi en az 1-2 ay. Organik kanun çıkartacaklar. O kanun Anayasa Mahkemesi’ne gidebilir. Türkiye HSYK’da boşluğa düşmüştür, bunun neden olduğu, ne anlama geldiği değil telafisini düşünülmeli.”