BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.963,89
HABER /  GÜNCEL

Çin'de ekonomik büyümenin insani maliyeti

Kasım ayında açıklanması beklenen yeni Çin yönetimini, sosyal güvenlik ağı olmamasından ve iş için göçmek zorunda kalanların hoşnutsuzluğundan kaynaklanan sorunlar bekliyor.

Abone ol

Meydanda yaşlı bir adam başaşağı sallanıyor. Geleneksel bez pabuçlar giydiği ayaklarını demirlere takmış, belli ki sabah jimnastiğini yapıyor. Üstü tamamen giyinik, serin bahar havasından korunmak için kapitone ceket giymiş.

Yaşlı adamı 2008'de Pekin'de fabrika çalışanlarını ziyaret ederken gördüm. İlk bakışta, sokağın ortasında yapılacak bir iş değilmiş gibi görünse de, yoldan geçenler adamın farkına bile varmıyordu. Çin'de böyle geleneksel halk toplulukları arasında sokaklardaki meydanlar ortaklaşa kullanılan bir oturma odası işlevi görür; zira etraftakilerden çoğu insanın ya dostu ya da komşusudur. Komşularınızın garip davranışlarına şaşmamak böylesine içiçe geçmiş toplum yaşamının bir parçasıdır.

Ancak toplumsal doku parçalandıkça bu tür görüntüler de azalıyor.

Yalnızlık yayılıyor

Ben bir Çin üniversitesinde konuk öğretim görevlisiyken sosyal ve idari işlerden sorumlu resmi daire, yetkililerin toplumsal çatışma riskini daha iyi anlamasına yardımcı olmak için halkın korkuları ve hayalleri üzerinde bir çalışma yapmamı istemişti.

Mao döneminde isten kararmış tuğlalı fabrika ve bacalarla karanlık apartman daireleri arasına sıkışmış alanlarda yaşlı adamın jimnastik yaptığı yere benzer beton kaplı meydanlar vardı.

Halk son derece sıkışık ve rahatsız koşullarda yaşadığı için, bu boş alanlar sokak sakinlerinin jimnastik ya da "tai chi" yaptığı, satranç oynadığı yerlerdi. Yaşlı adamlar hava alsınlar diye kafeslerindeki kuşlarıyla buralara çıkardı.

Ancak şimdi hem şehirlerde, hem de kırsal kesimde bu hayat tarzı sona eriyor. Ekonomik dönüşüm birçok Çinli için diğer insanlardan soyutlanmanın başlangıcı oldu. Chongqing ve Pekin'de çalıştığım semtlerde yalnızlık gitgide yayıldı.

Çin'de 1950'lerden 1970'lere kadar Çin Komünist Partisi yetkilileri çalışanlara fabrikalarda ömür boyu oturacakları birimler verirlerdi. Megafonlarda sürekli propaganda yapılır; işçilerin Maoist türküler söyleyip üniforma giymeleri ve günlük egzersizlere katılmaları gerekirdi. Ortalık parti yetkilileriyle doluydu ve evlenmek ile taşınmak da dahil, her şey için onlardan izin almak şarttı.

Ancak bunun olumlu bir yanı da vardı. Çalışanlar ömür boyu iş garantisi, ücretsiz okul ve sağlık hizmetlerinden yararlanırdı. Daha sonraları Kültür Devrimi bu durumu değiştirdiyse de amaç, herkesin yaşam boyu aynı yerde kalmasını sağlamaktı. Yaşam zor da olsa, zamanla komşular aileye, aileler de toplum gruplarına dönüşüyordu.

1990'lardan bu yana fabrikalar kapatılıyor ve yıkılıyor. Kentlere yakın tarım arazileri yüksek toplu konut binaları yapmakta kullanılıyor.

Toprakları istimlak edilen köylüler endişeli. Evlerinden çıkartılanlara ufak bir apartman dairesi ve az miktarda tazminat verilmiş. Çıktıkları yeni evlerde ya fazla sosyal alan yok, ya da yeri uzak ve ruhsuz. Eski çiftçilerin işe alınma olasılığı düşük. Sokağa çıkmadan televizyon başında oturmak ya da borsada oynamaktan başka yapacak bir işleri yok.

Çoğu genç, milyonlarca Çinli, iş için doğu kıyısına taşınmış. Çalışma saatleri uzun. Genç kadın işçiler yatakhanelerde, gözetim altında kendi hemşehrileriyle kalıyor.

Bazıları fuhuşa sürükleniyor. Sichuan'daki köprü altlarında 1,5 dolara seks satın almak mümkün. İntihar oranları o kadar artmış ki bazı fabrikalarda patronlar pencerelerden atlayanlar yere düşmesin diye aşağıya ağ germişler.

Çalışmaya giden "fabrika kızlarının" yaşlı ana-babaları da köylerde, çocuklarının ilgisinden yoksun yaşıyor. Birçok köyde yetişkinler çalışmaya gittiği için sadece yaşlılar ve çocuklar kalmış. Tek çocuk politikası nedeniyle çocuklar yalnız. Ev ödevlerinden oyun için zaman bulmakta zorlanıyorlar.

Yalnızlık ve gelecek korkusu, Çin'deki bütün kuşakları derinden etkileyeceğe benziyor.