BIST 9.395
DOLAR 34,60
EURO 36,68
ALTIN 2.916,47
HABER /  GÜNCEL

Cinayetten sonra neler oldu?

Cem Garipoğlu teslim oldu. İfadesini verdi. Cinayetten sonra yaşananları da kendi ağzından anlattı. Nasıl kaçtığının söyledi.

Abone ol

Cem Garipoğlu teslim oldu. Münevver Karabulut'u "kıskançlık" nedeniyle öldürdüğünü söyledi. 7 ay boyunca saklandığı evde her sabah Mesut Yar'ı izlediğini söyleyen Garipoğlu "Münevver'in ailesine çok üzüldüm" de dedi.

CİNAYETE NEDEN OLAN MESAJLAR 
Münevver Karabulut’un cesedinin bulunduğu gün bir cep telefonu numarasına 8 kez mesaj gönderdiği ortaya çıkmıştı. İddiaya göre Münevver Karabulut, İstanbul’a gelen teğmen C.Y.C.’ye ”Bir kahve içelim mi?“ diye mesaj attı. Münevver de bu mesaja “Geleceğimi sanmıyorum” diye cevap verdi. Telefon numarası Ankara’da görevli teğmen C.Y.C’ye ait çıkarken, baba Süreyya Karabulut, kızının C.Y.C ile Ayvalık Sarımsaklı’dan arkadaş olduğunu ve kendisinin bunu bildiğini söylemişti.

Ancak teslim edildiğinde polislerle sohbet eden katil zanlısı, sürekli ağlıyor ve titriyordu. Sinir krizleri de geçiren Cem Garipoğlu’nun polise şunları anlattığı öğrenildi: “Çok pişmanım. Keşke ben ölseydim. Bir anlık bir olaydı. Keşke onu geri getirebilsem.”

Anneme ‘Bizi yalnız bırak’ dedim

“Olay günü Münevver Karabulut’u okuldan almadan önce Bahçeşehir’deki evimizde bulunan annemi aradım. ’Kız arkadaşımla geliyorum. Evden ayrıl, bizi yalnız bırak’ dedim.”

Önce ‘Teğmeni tanımıyorum’ dedi

CİNAYETTEN SONRA NE OLDU?
Nerede kaldığı sorulan Garipoğlu, tanımadığı birinin evinde kaldığını, yemekleri ara sıra bir kişinin getirdiğini söyledi. Garipoğlu'nun şunları söylediği öğrenildi: "Kıskançlık duygularıyla işlediğim cinayetin ardından babamla kafeye gittik. Babam beni o kafede bıraktı. Sonra babamın bir arkadaşı geldi. Benimle hiç konuşmadı. Uzaktan eliyle beni çağırdı. Şokta olduğum için arabanın modelini ve rengini hatırlamıyorum. Beni arabaya aldı arka koltuğa yatırdı. Üzerimi bir örtüyle örttü. 3-5 saat yol gittik. Daha sonra tek katlı bahçeli bir evin önünde durduk. Beraber içeriye girdik. Beni götüren adam oradan ayrıldı. Kim olduğunu bilmiyorum. Babamın arkadaşı olduğunu biliyorum. Hep bu evde kaldım. 10 günde bir bana malzeme (gıda ve elbise) getiriyorlardı. Getirenleri tanımıyordum. Kapıyı çalıp malzemeleri bırakıp gidiyorlardı. Ben de kapıdan alıyordum. Evden dışarı hiç çıkmadım."

Cinayeti kıskançlık yüzünden işlediğini söyleyen Cem Garipoğlu’nun detaylara girmediği öğrenildi. Garipoğlu, polisin Münevver’in mesajlaştığı ortaya çıkan Teğmen C.Y.C.’yi kast ederek, “Kıskançlığının nedeni teğmenin mesajlarını görmen mi?” şeklindeki soruya ise “Onlardan haberim yok” diye cevap verdi.

Alkol almıştım, öfkeye kapıldım

Garipoğlu, cinayeti işlediği sırada alkollü olduğunu da söyledi. Polisin cinayeti neden hunharca işlediğini, Münevver’in kafasını neden kestiğini sorması üzerine de “Bir anlık öfkeyle gelişen olay sonrası paniğe kapılıp korktuğu, önce cesedi valize yerleştirmek istediğini ancak sığmaması üzerine cesedi parçalamak zorunda kaldığı” cevabını verdi.

Münevver’in ailesine çok üzüldüm

Her sabah Star TV’de Mesut Yar’ın programını izlediğini anlatan Garipoğlu’nun, ”Her sabah gazeteleri okuduğu için izliyordum. Böylelikle gündemi takip edebiliyordum. Münevver’in ailesine gerçekten çok üzüldüm. Yakalanmamak için hiçbir iletişim aracı kullanmadım. Öldürüleceğimden korktuğum için teslim olmadım“ dediği öğrenildi.

Mesajları görünce cinnet geçirdim

Cem Garipoğlu, psikolog ve pedagogların da bulunduğu 4 kişilik sosyal hizmetler uzmanı eşliğinde de savcıya ifade verdi. Garipoğlu’nun savcıdaki ifadesinde Münevver Karabulut’un cep telefonunda gördüğü, ancak kimin gönderdiğini bilmediği mesajlar nedeniyle kavga çıktığını, kavganın büyümesi üzerine cinnet getirdiğini ve cinayeti bu sırada işlediğini söylediği öğrenildi. Bu mesajların Ankara’da görevli teğmene ait olduğu, ancak Cem Garipoğlu’nun bu kişinin teğmen olduğunu bilmediği belirtildi.

Saklandığı yeri söylemedi

Garipoğlu, "Münevver'i seviyor muydun?" sorusuna, "Tabii ki, deliler gibi" cevabını verdi. "Evlenecek kadar mı?" diye sorulunca "İleriye dönük ciddi bir planım yoktu" dedi. 197 gün boyunca nerede olduğuna, nerede saklandığına ve cinayeti neden işlediğine ilişkin sorulara ise hiç cevap vermedi. Bir dedektif, "Peki nasıl bu kadar zaman saklanabildin" deyince, "Hiçbir iletişim aracı kullanmadım. Haberleri sadece televizyondan takip ettim" diye konuştu

Kaçacak halim kalmadı

Cem Garipoğlu, "Artık kaçacak halim kalmadı, siz (polis) çok baskı yapınca, artık dayanacak gücüm kalmadı. Bir an intihar etmeyi bile düşündüm, ancak yapamadım. Nasıl olsa yakalanacaktım, 'Belki ceza indirimi alırım' diyerek teslim oldum" diye konuştu

CEVAP BULAMAYAN SORULAR

[PAGE]

Cem Garipoğlu’nun teslim olması, yanıt bekleyen birçok soruyu da gündeme getirdi.

İşte o sorulardan bazıları:

- Cem Garipoğlu’nu ailesinden kim veya kimler teslim etti? Baba cezaevinde, anne yurtdışında olduğuna göre, irtibatı kim sağladı? Avukatı kim tuttu? Polis, Garipoğlu ailesinden bu kişileri takip etmiyor muydu? Garipoğlu ailesinden kimseye fiziki veya teknik takip yapıldı mı?

- Bu süreçte Cem Garipoğlu ailesiyle hiç mi görüşmedi?

- Cinayetin ardından Cem Garipoğlu’nun çok iyi şekilde yurtiçinde saklandığı anlaşılıyor. Bu kadar iyi saklanmasına kimler yardımcı oldu? Evi kim buldu, ihtiyaçlarını kim gördü, alışverişini kim yaptı, banka kartlarını kullanmadığına göre parayı nereden temin etti?

- Cem Garipoğlu’nun kaldığı evin sahibi evde kimin kaldığını biliyor muydu? Ev kiralık mı yoksa Garipoğlu ailesine yakın birilerinin mi? Ev sahibi bilerek yardım ve yataklık yaptı mı?

- Cem Garipoğlu’nun komşuları hiç şüphelenmedi mi?

- Gündemi yakından nasıl takip ettiğini söyleyen Cem Garipoğlu, bilgisayar kullanıp mesajlaştı mı? Yakınlarının mesajları izlendi mi?

- Bu süreç içerisinde savcılığa ve emniyete Cem’in yurtdışında olduğuna ilişkin birçok ihbar yapıldı. Hatta bir TIR şoförü savcıya Rusya’ya kaçırdığını anlatan bir mektup gönderdi. Bu mektupları kim gönderdi? İhbarları kim yaptı? Bu ihbarlar bir hedef şaşırtma, polisi meşgul etme, dikkatleri başka yöne çekme girişimi miydi?

- Firar sürecinde “Garipoğlu öldürüldü” iddiasını bazı köşe yazarlarına kim hangi kasıtla sızdırdı?

Avukatı konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan avukat Kaya, tutuklanan C.G'nin sevk maddesinin, TCK'nın 82/1 a, b ve e bentleri (tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişilere karşı kasten adam öldürme) olduğunu belirtti.

Müvekkilinin savcılıkta susma hakkını kullanmadığını dile getiren Kaya, C.G'nin sorguda çok güzel cevaplar verdiğini kaydetti.

Kaya, ''Suçlamaları kabul etti. Pişman olduğunu söyledi. Her savunmasında (keşke ben bin kere ölseydim) dedi'' şeklinde konuştu.

C.G'nin teslim sonrası hiç uyumadığını ifade eden Kaya, zanlının fiziki bir rahatsızlığı bulunmadığını, ancak yorgun olduğunu söyledi.

Avukat Kaya, iddianamenin henüz hazırlanmadığını da dile getirdi.

Cinayet nedeniyle ilgili de Kaya, bunu açıklaması durumunda dosyadaki ifadeleri ifşa etmiş olacağını, bunun da usule uygun olmayacağını kaydetti.

Kaya, soruşturmada kısıtlılık kararı bulunduğunu ifade ederek, aynı zamanda sorgusu yapılan kişinin de bir çocuk olduğunu vurguladı.

C.G'nin ikna edilerek mi teslim edildiğinin sorulması üzerine de avukat Kaya, bu sorunun muhatabının kendisi olmadığını söyledi