Çin aşısı bizi Çinlileştiriyor mu?
Bu insanlar eğer Türkiye’de de seslerini çıkaramayacaklarsa nerede haklarını arayacaklar?
Hani meşhur bir deyimimiz vardır “Kraldan çok kralcı olmak” diye. Bugünlerde bunun değişik bir versiyonunu yaşıyoruz: “Çinlilerden daha Çinci olmak.” Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin son zamanlarda ülkemizde maruz kaldığı muameleler maalesef beni böyle bir benzetme yapmaya zorladı.
Çin’in bir devlet politikası olarak Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine yönelik yaptığı asimilasyon uygulamalarını duymayan kalmadı. Hani “sağır sultan bile duydu” deriz ya. İşte o neviden…
Asimilasyon dediğime bakmayın siz. Yapılanlar aslında bir “soykırım”. Bir milleti ortadan kaldırmak, varlıklarına son vermek için ne yapılması gerekiyorsa yapıyor Çin devleti. Öldürmek, kısırlaştırmak da bunlara dahil.
Daha önceki yazılarımda Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yaşadıklarına ayrıntılarıyla yer vermiştim bu köşedeki satırlarımda. Bizzat ilk ağızdan dinlediğim dramlara yürek dayanmaz. Dinlerken “bu kadarı da olmaz” diyorsunuz ama oluyor maalesef.
Her mazlumun yaptığı gibi Doğu Türkistanlı dindaşlarımız da seslerini dünyaya duyurmak ve yaşanan zulme “dur” demek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Doğu Türkistanlı soydaş ve dindaşlarımız hak arama mücadelesinde en büyük destek bekledikleri ülke ise doğal olarak Türkiye. Doğu Türkistan ile bizi birbirimizden ayıramayacak kadar güçlü bağlarımız var aramızda.
Gel gör ki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin haklı mücadelesine destek verme konusunda devlet olarak adeta üç maymunu oynuyoruz. “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” mantığı ile hareket eden devlet aklını anlayabilmek maalesef mümkün değil.
Geçtiğimiz hafta ülkemizin değişik illerinde Çin konsoloslukları önünde seslerini duyurmaya çalışan Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yapılanlar ise yenir yutulur cinsten şeyler değil. Artık üç maymunun da ötesine geçmiş, adeta dördüncü maymun olarak “Çinlilerden daha çok Çinci” rolüne bürünmüş olduk. Güvenlik kuvvetlerinin seslerini duyurmak isteyen Doğu Türkistanlılara yaptıklarını görünce bir an kendimi “Çin’deymiş” gibi hissettim demek daha doğru galiba.
El insaf yahu, madem bu insanlara destek vermiyorsunuz bari müdahale etmeyin. Bu insanlar eğer Türkiye’de de seslerini çıkaramayacaklarsa nerede haklarını arayacaklar?
Eğer biz bu mazlum kardeşlerimize destek vermeyeceksek bu insanları kim koruyup kollayacak? Bu kadar da Çinci olmayın Allah aşkına…
Filistin, Arakan, Sudan da yaşanan zulümlere karşı meydanları dolduran İslamcı ve milliyetçiler… Doğu Türkistan’da yaşananlara karşı niye sesinizi çıkarmaz, niye meydanları inletmezsiniz. Filistin için attığınız tekbir nidalarını niçin Doğu Türkistan için de duymuyoruz.
Ülkücülerin bozkurt işareti yapan parmakları Çin’in gücü karşısında niye havada değil?
Davos’ta İsrail’e karşı “One Minute” çıkışı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan benzer bir çıkışı Doğu Türkistan için de bekliyoruz. Davos’taki çıkışı ile İslam aleminin umudu ve kahramanı haline gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk dünyasının umudu ve kahramanı olmasını da bekliyoruz.
“Bekliyoruz” dememin sebebine gelince; bu sütunun takipçileri bileceklerdir. Dört Doğu Türkistanlı kardeşimle bir süre zaman geçirmiş ve onları dinlemiştim. Anlattıklarını da bu sütundan sizlerle paylaşmıştım. O gün uzunca anlattıklarının arasından “bekliyoruz” demiş olmamın nedenini bir kez daha paylaşıyorum.
“Biz acaba Erdoğan ne zaman bizim ismimizi zikredecek ne zaman ‘Doğu Türkistanlı kardeşlerim’ diyecek diye onun ağzından çıkacak bir kelimeye hasret bir şekilde bekliyoruz. Erdoğan, ‘Filistinli kardeşlerim, Arakanlı kardeşlerim, Sudanlı kardeşlerim’ dedikçe bizim de ismimizi zikretmesini, ‘Doğu Türkistanlı kardeşlerim’ demesini nefeslerimizi tutarak bekliyoruz.
Bir çocuk gibi kıskanıyoruz. Erdoğan gibi büyük bir lider bütün dünyayı Filistin için, Kudüs için ayağa kaldırıyor, bütün İslam ülkelerini Türkiye’de topluyor ve zalimlere karşı İslam dünyasının tek ses olması için uğraş veriyor. Ama Türkistan ve biz Müslüman Uygurlar için bu tür şeyler yapılmadığından kıskanıyoruz Müslüman kardeşlerimizi.
Erdoğan konuşmalarında bütün mazlumları sayıyor biz her konuşmasında ne zaman acaba ‘Doğu Türkistan’ diyecek diye heyecan ile bütün konuşmalarını takip ediyoruz.
Ve dua ediyoruz “Ya Rabbi, bizler de mazlum insanlarız, ne olur bizi de Erdoğan’ın dudakları arasından ismimizi zikrettir”
Yeri geldiğinde milliyetçilik adına sesini yükseltmekten korkmayan MHP lideri Devlet Bahçeli’den Ata yurdun da sesi olmasını bekliyoruz. Her zaman Türk ve Türkçülüğün meziyetlerinden dem vuranların Doğu Türkistan için de seslerini yükseltmesini bekliyoruz.
Doğu Türkistan’da yaşanan bütün zulümlere karşı sessiz kalışımızın arkasında acaba Çin aşısının etkisi ne kadar diyerek bir ironi yapmamak elde değil.
Korona illetinden kurtulurken Çinlileşmek tehlikesi ile karşı karşıya kalmayalım sonra…