BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Çiller'den itiraf! O belgeleri Meral Akşener getirdi

28 Şubat davasında mağdur tanık sıfatıyla ifade veren dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller BÇG belgelerini İçişleri Bakanı olan Meral Akşener'in getirdiğini söyledi.

Abone ol

Çiller, "Eğer bunlar gerçekten devletin bakanlarıyla koordinasyon şeklinde yapıldıysa niye şaşkınlık içinde İçişleri Bakanı bana getirsin? Akşener'in getirdiği belgeler ıslak imzalı belgelerdi" dedi.Çiller, "Milli Güvenlik Kurulunda fiziki ya da psikolojik şiddet gördünüz mü" şeklindeki soruya, bağırarak, "Kimin haddine" diye cevap verdi.

BÇG ile ilgili bir soruya yanıt veren sanıklardan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir de "Batı Çalışma  Grubu ismini ben verdim, 'Ülkemizin yönü Batı'ya bakmaktadır' mesajını vermek  için ismini 'Batı' verdik. İç Güvenlik Harekat Dairesi bünyesinde çalıştı" dedi.

ÇİLLER İFADE VERDİ

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın "Türkiye  Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan  yargılandığı davada dün dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller mağdur tanık sıfatıyla ifade verdi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada Çiller,   ardından sanık ve sanık avukatları ile müştekilerin sorularını yanıtladı.

28 ŞUBAT BİR DARBEDİR

Çiller ifadesinde  şunları söyledi: "Daha önce '28 Şubat darbedir' dedim. Bugün ikinci kez huzurunuzdayım. Aynı şeyi ifade ediyorum. Belki alışılmış bir darbe değildir. Bir post modern darbedir. Bu darbe içerisinde çeşitli unsurların, silahlı ve silahsız kuvvetlerin bulunduğu bir koalisyonun icraatıdır. Kimi medyamız içinde vardır. Kimi Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, kimi yargı üyeleri, kimi sendikalar, kimi sivil toplum örgütleri, kimi dış odaklar vardır.

DEHŞET SÜRECİNİN ÜSTÜNE İNŞA EDİLDİ

Korku, şiddet, baskı icra ederek, hükümeti yok etmekle sonlandırılmıştır.Bunun bir kesit değil süreç olduğunu ifade eden Çiller, "Burada Türk tarihinin hafızasına bir fotoğraf hançer gibi saplı kalmıştır. Bu fotoğraf siyasetçilerin bilincine de saplı kalmıştır. Bu fotoğraf ipe giden bir Başbakanın hüzünlü bakışıdır. Bu bütün topluma dehşet salmıştır. Bu süreç bir dehşet sürecinin üstüne inşa edilmiştir" diye konuştu. 

MİLLETİN İRADESİ BAŞKA BİR İRADEYE TESLİM EDİLMİŞTİR

28 Şubat'a "Milletin çoğunluğunu milletin azınlığına indirilmiştir" diyen Çiller şöyle devam etti: "Bu bir plan ve amaç çerçevesinde icra edilmiş ve  sonuca ulaşılmıştır. Bunun tankla, tüfekle Meclise gidilerek milletvekillerinin ellerine kelepçe vurularak yapılmasıyla sonuç olarak bir farkı yoktur. Sonuç olarak milletvekillerinin kalplerine, bilinçlerine kelepçe vurulmuştur. Milletin iradesi bir başka iradeye teslim edilmiştir ve bir azınlığa dönüştürülmüştür."

BUNUN ADINA DEMOKRASİ DENMEZ

28 Şubat'ın darbe olduğunu sık sık tekrarlayan Çiller, "Bir tarikat lideri ve onun gönül maceraları ve sonrasında gelen baskılar. Arkasından karalamalar, iftiralar. Hemen arkasından bir parti kurduruluyorsa. Arkasından Gölcük'te yapılan toplantılara Genelkurmay Başkanı ve Genelkurmay 2. Başkanı katılıyorsa. Cumhurbaşkanına brifing veriliyorsa.  Bir general, 'irtica PKK'dan daha tehlikeli' diye demeç veriyorsa.  Ve irticanın hükümet kaynaklı olduğu söyleniyorsa. Ve arkasında balans ayarı sözleri. Arkasından Cumhurbaşkanı Başbakanı çağırıyorsa ve 'asker geliyor, ayağınızı denk alın' diyorsa bunun adına demokrasi denmez" diye konuştu.

ÇİLLER O SORUYU ÇOK KIZDI 

Yaklaşık 2.5 saat ifade veren Çiller, sanık avukatlarının sorularından bazılarına sinirlendi. Çiller, "Milli Güvenlik Kurulunda fiziki ya da psikolojik şiddet gördünüz mü" şeklindeki soruya, bağırarak, "Kimin haddine" diye cevap verdi. "Batı Çalışma Grubu hakkında suç duyurusunda bulundunuz mu?" sorusuna ise "Suç duyurusunda bulunmak için önce teftiş kurullarından geçmesi gerekiyor yavrum" diye çıkıştı. Bu cevaplar üzerine salondan gülüşmeler ve alkış sesleri yükseldi. 

AKŞENER'E KÜFÜR EDİLDİ Mİ?

 Çiller, bir soru üzerine, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener'e bir  komutanın hakaret ve küfür içerikli ifadeler kullandığını hatırlatarak, "Üzücüdür  ama meseleler sadece bundan ibaret değildir. Ben, demokrasi mücadelesi yapan  bütün arkadaşlarımın arkasında oldum, onlara siper oldum. Ama yaşananlar, bunlar  bir değil, iki değil, üç değil. O dönem bunlar bir atmosferdi, bireysel olaylar  da değildi. Bunlar olduğu zaman Genelkurmay, tıpkı Özbek Paşa meselesinde olduğu  gibi, en ufak bir şey tepki vermedi. Hatta Özbek Paşa olayında olduğu gibi  hakaret ve küfür eden paşa terfi dahi ettirildi." dedi.

BALANS AYARI...

Sanıklardan Çevik Bir'in o dönemde ABD'de, "Demokrasiye balans ayarı"  yaptık dediğini, bütün gazetelerde bunun yayınlandığını ifade eden Çiller,  sanıklardan Çetin Doğan'ın bir sorusu üzerine, "Merhum Erbakan, 'Buyurun şunları  yapın, gidin camilere şunlara bakın. Şunları şunları, özel okulları denetleyin,  bakın. Şu valilere kaymakamlara bakın' diye bir emir verdiyse çıkarın gösterin.  Bunu gösteremediğiniz takdirde, başka hiçbir yerden vazife çıkardık diyemezsiniz." ifadelerini kullandı.

BELGELERİ MERAL AKŞENER GETİRDİ...

Kendisine BÇG belgelerini İçişleri Bakanı olan Meral Akşener'in  getirdiğini tekrarlayan Çiller, "Eğer bunlar gerçekten devletin bakanlarıyla  koordinasyon şeklinde yapıldıysa niye şaşkınlık içinde İçişleri Bakanı bana  getirsin? Dehşet içinde devletin bakanları bana getiriyor. Bunda koordinasyon  nerede? Akşener'in getirdiği belgeler ıslak imzalı belgelerdi" dedi. 

EVRAKI ERBAKAN'A İLETTİK

Bu evrakı Necmettin Erbakan'a ilettiklerini, onun da 9. Cumhurbaşkanı  Süleyman Demirel'e gönderdiğini anlatan Çiller, "Cumhurbaşkanı'nın bunu  Genelkurmaya geri göndermesi teamüllere aykırı. Ama bu arada istihbaratın başında  olan kişi, bu evrakı gönderenler tutuklanıyor, bir duyum işkence görüyorlar.  Mahkemeye intikal ediyor. Mahkeme bu işin gerçek evrakı nedir? Bu evrakın doğrusu  vardıysa Genelkurmay bunu niye mahkemeye göndermedi" diye sordu.